Türkiye İmmün-onkoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu, son 1 aydır Türkiye'ye giren tümör aşısının sadece ileri devre akciğer kanserinin uzun süreli kontrolünü sağladığını açıkladı.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanlığı'nı da yürüten Rüçhan Uslu, AA muhabirine, akciğer kanserinin zor bir hastalık olduğunu, bu nedenle hastaların her gelişmeyi dikkatle izlediğini belirtti.
Günümüzde rahim ağzı ve karaciğer kanserine karşı koruyucu aşı uygulamalarının gerçekleştirildiğini anlatan Uslu, ancak bugüne kadar tedavi edici aşının bulunmadığını, onkologların ve bilim adamlarının hedefinin de bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını sağlamak olduğunu aktardı.
Kanserin bağışıklık sisteminden kaçmak, saklanmak, korunmak amacıyla kullandığı mekanizmayı anlamak için bilim adamlarının uzun süre çalışma yürüttüğünü söyleyen Rüçhan Uslu, bu yönde Kübalı bilim adamlarınca geliştirilen tümür aşısının uygulamalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Son 2 yılda bağışıklık sistemini harekete geçirici tedaviler kullanıma girmeye başladı. Bunlardan biri de tümör aşısı. Bu tümör aşısı sadece ileri devre akciğer kanserinde kullanılabiliyor. Küçük hücreli dışı tipi dediğimiz ileri evre, metastaz yapmış, kemoterapide olumlu yanıt vermiş hastalar için öneriliyor. Hastalığın uzun süre kontrolünü sağlıyor. Hastalık ilerlemiyor, başka organlara sıçramıyor, bazı hastalarda stabil seyir kronikleşiyor, bazı hastalarda yanıt elde edilebiliyor, bazılarında ise tamamen yok ediliyor."
Rüçhan Uslu, aşının hastanın kazanım yaşam süresini 3 katına çıkarabildiğini ifade etti.
Ruhsat başvuruları yapılıyor
Aşı verilerinin 2012-2013 yılında Avrupa'daki kongrelerde kabul gördüğünü ve birçok ülkede ruhsat başvurularının yapıldığını kaydeden Rüçhan Uslu, Türkiye'ye aşının 1 ay önce girdiğini söyledi.
Türkiye'de her yıl 30 bin kişinin yeni akciğer kanseri teşhisi aldığını, bu teşhislerin çoğunluğunun "küçük hücreli dışı" tipi olduğunu, yüzde 70-80'inin de ileri evrede tespit edildiğini kaydeden Uslu, dolayısıyla tedavi kapsamına giren çok hasta olduğunu dile getirdi.
Sosyal güvenlik kurumları onaylayana kadar hastaların kendi aşılarını karşıladığını söyleyen Rüçhan Uslu, "Maliyetin yüksek olduğunu söylemek zorundayım. Her aşı 2 bin- 2 bin 500 dolara mal oluyor. 10 tane yaptırdığınızda büyük maliyeti olabiliyor" dedi.
Diğer kanser türlerine de sıra geliyor
Aşının amacını "hastalığı kronikleştirmek" olarak açıklayan Uslu, "İnsülin bulunmasaydı çoğu hasta hayatını kaybederdi, çoğu tansiyon hastası da ilaçla yaşamını sürdürebiliyor. Yeni tedavi yöntemiyle hastayı yaşayabilir hale getiriyoruz. Kanser olmak ölüm anlamına gelmiyor" diye konuştu.
Böbrek ve cilt kanserleri konusundaki ilaç ve aşı arayışlarında da olumlu gelişmelerin bulunduğunu vurgulayan Rüçhan Uslu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Her bilimsel gelişme bir aşamadır. Amacımız, kanser olmadan kanserden korunmaktır. Rahim ağzı kanserinin aşısı bulundu ve daha önce vücut bu virüse bağışıklık geliştiremezken şimdi geliştirmeye başladı. Bir gün lösemi iğnesi olacaksınız ve lösemi olmayacaksınız. Akciğer kanseri aşısı olacaksınız ve kanser olmayacaksınız. Bilimin nihai hedefi aşı olarak kanser olmamaktır ama şu anda bu yok. Belki 5-10 yıl sonra bunu gerçekleştirebiliriz şimdi çalışmalar devam ediyor."