Kulak Burun Boğaz Anatomisi ve Hastalıkları
Kulak
Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır.
Üç kısımda incelenir:
- Dış kulak
- Orta kulak
- İç kulak
Burun
Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır.diğer taraftan da yutağa bağlanır.burnun içerisinde mukus tabakası,kılcal damarlar ve kıllar bulunmaktadır.
Boğaz
Boğaz, kafatası alt kısmından başlayıp alt gırtlak kıkırdağı hizasında yemek borusu ile birleşen, duvarlarını kasların teşkil ettiği sindirim sisteminin ağızdan sonraki ikinci ünitesidir
Boğaz; ön yukarı kısımda burun boşluklarının arka kısmına, ön ortada ağız boşluğuna, en aşağı kısımda da gırtlak boşluğuna açılır. Boğazın ağız boşluğu ile birleştiği yerde bademcikler bulunur.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
1. Bademcik İltihabı
Bademcikler lenf düğümcükleridir. Ağzınızın gerisinde her iki yanda birer tanedir. Diğer görevlerinin yanında ağıza giren zararlı mikroorganizmaları filtre etmek de vardır. Fakat çok fazla bakteri girince direnemezler. iltihaplanır ve şişerler. Buna bademcik iltihabı (tonsilit) denir. özellikle çocuklar arasında çok yaygındır.
Belirtiler
- Boğaz ağrısı,
- Başağrısı,
- Ateş ve üşüme, titreme,
- Boğaz ve çenede ağrıyan bezler.
Kendinizde veya çocuğunuzda bademcik iltihabı belirtileri görürseniz, bol bol dinlenin, yumuşak yiyecekler yiyin ve boğazınızı rahat-atacak sulu gıdalar alın. Ilık tuzlu suyla gargara yapmak ağrıyı azaltır.
Bademcik iltihabı ile ilgilili daha fazla bilgi için tıklayın;
www.hastane.com.tr/bademcik-iltihabi-Nedir.html
2. Geniz Eti
Geniz eti (adenoidler, tonsilla pharyngea, vejetasyon) olarak adlandırılan ve bademcikler ile beraber lenfoid dokunun bir bölümünü oluştururlar. Burnunun arkasındaki boşlukta yer alan diğer bademciktir. Muayenede bu küçük bademcikler görülmez. Solunum yollarını dışarıdan gelen virüs ve mikroplara karşı korur.
Burun eti sık sık mikrop kaparsa büyür, bir mikrop yuvası haline gelir ve devamlı boğaz , kulak ve burun hastalıklarına neden olur.
Adenoid hipertrofisi belirtileri süt çocukluğu döneminde başlayabilir. Uyku bozuklukları, iştahsızlık, horlama yanında bazen de burun kanadı solunumu gibi zor nefes alma belirtileri görülebilir.
3. Faranjit
Yutağın arka duvarındaki örtücü dokuda meydana gelen bir iltihaplanmadır. Bu ya tahriş olmadan veya bakteri enfeksiyonundan ileri gelebilir
Faranjit belirtileri Yutağın arka kısmında ağrı, yutmakta zorluk ve ateş. Bu belirtilerin dışında çok kez kırıklık da olmaktadır
4. Boğaz Reflüsü
Mide, kendisine gelen yiyecekleri sindirebilmek için asit salgılar. Mide içeriğinin ve sıvısının mide dışına çıkmaması için var olan kapakçık sistemi mide sıvısının mideden dışarı kaçağını önlemeye çalışır. Mide ile yemek borusu arasındaki kapakçık (alt özofagus sfinkteri) uygun çalışmadığı zaman, midenin asitli içeriği yukarıya yemek borusuna doğru kaçar. Buna “Gastroözofageal reflü (GÖR)” denir.
Yemek borusu ile boğaz arasındaki kapakçık (üst özofagus sfinkteri) çalışmadığı zaman ise, mide içeriği aside, mide içeriğine ve safraya karşı çok daha hassas olan boğaza ve larinkse yani ses tellerine kadar ulaşır. Bu duruma ise, “Laringofaringeal reflü (LFR)” adı verilir.
Bu reflü yaygın olarak bilinen mide reflüsundan farklıdır. Boğazda olan üst reflü gün içinde ve ayakta daha fazla iken, mide reflüsü yatarken daha sık ve rahatsız edicidir. LFR gelişiminde gırtlak ve yutak dokularının hassas yapısı ve bazı sinirsel refleksler, yemek borusu hareketleri de önemli role sahiptirler.
5. Sinüzit
Sinüzit, sinüs boşluklarının enfeksiyonu demektir. Sinüzitin meydana gelebilmesi için sinüslerin normal fonksiyonlarını yerine getirememesi ve bakterilerin sinüs içerisine yerleşmesi gereklidir.
Sinüslerin burun boşluğu ile bağlantısını sağlayan kanallarının tıkanması enfeksiyon oluşumunda temel faktörlerden birisidir. Basit bir soğuk algınlığı ya da alerjik hastalık nedeniyle kanalları ve sinüs boşluklarını kaplayan mukoza örtüsü şişer. Bunun sonucunda sinüs içerisine hava girişi ve sinüs içerisindeki mukusun burun içerisine geçişi engellenir. Sinüs içerisindeki oksijenin azalması hücre fonksiyonlarını bozar. Sinüs içerisinden dışarı atılacak olan bakterilerin üremesi ile enfeksiyon başlar.
Sinüzit tedavisi oldukça etkili bir şekilde yapılabilmesine rağmen, nadir de olsa ciddi komplikasyonlar görülebilmektedir. Sinüslerin göze ve beyine komşu olması enfeksiyonların bu organlarda sorun çıkarmasına yol açmaktadır. Bu sorunlar beyin ve gözle ilgili dokuların enfeksiyonudur
6. Saman Nezlesi
Saman nezlesi ya da alerjik nezle duyarlı kişilerde bir antijen-antikor reaksiyonu ile başlayan bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Başka bir deyişle duyarlı kişi alerjeni yabancı bir cisim olarak tanır ve vücudun yabancı canlılara (örneğin bakterilere) karşı oluşturduğu antikorun bir benzerini bu alerjene karşı oluşturur. Bu duyarlılık IgE ve antikor oluşturma eğilimi (atopi) şeklinde genetik olarak geçmektedir. Genetik geçişli olmasına karşın yeni doğan alerjik değildir.
Alerjinin daha sonradan ortaya çıkmasının bu genin bir viral enfeksiyon sırasında aktif hale geçmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu aktivasyon yaşamın hangi döneminde gerçekleşirse kişi o andan sonra alerjik olur. Saman nezlesi alerjinin tipik bir örneğidir ve reaksiyon solunan bir alerjene karşı histamine bağlı yanıt yoluyla ortaya çıkar. Antijene özgül IgE ve antikor oluşumu ve bunun antijenle birleşmesi sonucunda histamin açığa çıkar. Histamin burun mukozasında infllamatuar bir süreci başlatır ve mukozanın şişmesine, kaşıntıya, tahrişe ve aşırı miktarda sümük salgılanmasına neden olur. Kentleşme, sanayileşme ve hava kirliliğindeki atışa paralel olarak alerjik nezle sıklığı tüm dünyada geçtiğimiz yüzyıl boyunca artış göstermiştir.
7. Burun Tıkanıklığı
Burun tıkanıklığı, nefes almada zorluk çekme insanlığın en eski şikayetlerinden biridir. Bazıları için bu çok önemli olmasa bile kimileri bu şikayetlerden dolayı çok zorluk çeker.
Doktorlar burun tıkanıklarının nedenlerini dört bölümde inceler ve bunlar arasında bazen benzer noktalarda olabilmektedir. Özellikle şikayetlerine birden fazla şeyin neden olduğu hastalarda bu ortak noktalar artmaktadır.
8. Burun Kanaması
Burun kanamaları çoğunlukla can sıkıcıdır. Ancak bazen korkutucu ve yaşamı tehdit edici boyuttadır. Uzmanlar burun kanamalarını iki gruba ayırmaktadırlar.
Ön Burun Kanamaları: Burun ön kısmından gelen kanamalardır. Ayakta duran yada oturan kişide burun deliğinden akan kanama şeklinde kendini gösterir.
Arka Burun Kanamaları: Burun arkasından olan kanamadır. Kanama genize doğrudur. Otururken veya ayakta dururken bile kanama boğaza doğru olur. Hasta sırt üstü yattığında ön kanama bile olsa her iki yönde kanama olabilecektir
9. Horlama
Normal erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. %25’i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.
A.B.D. de 300 den fazla firma horlamaya karşı cihaz geliştirmiştir. Çene ve boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar bulunmuştur. Bütün bunlar hastanın horlamadan uyuma alıştırmaları olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.
10. Orta Kulak İltihabı
Orta kulak iltihabı üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında virüslerin burun veya boğazdan östaki tüpü yoluyla orta kulağa ulaşması ile meydana gelir. Östaki borusunun fonksiyonu soğuk algınlığı, alerji, sinüs ya da boğaz enfeksiyonlarında bozulur ve çalışması bozulan östaki tüpü enfeksiyonu orta kulağa ulaştırır.
Orta kulakta enfeksiyon kulak ağrısına, kulak zarında kızarıklığa, orta kulakta müküs veya cerahat birikmesine yol açar. İltihaplanan kulak zarı bazen en zayıf yerinden delinir ve cerahat dışarı akar. Çoğu zaman östaki borusu içinde şişlik olduğundan, cerahat genze boşalamaz ve orta kulakta kalır. O
rta kulak havalanamıyorsa ve boşlukta vakum oluşmuşsa orta kulakta sıvı veya müküs birikir, bu duruma 'seröz otitis media' adı verilir. Bu durum sıklıkla kronikleşir. Yani iltihabın akut ve ağrılı dönemi geçtikten sonra haftalar, aylar hatta yıllarca sürebilir.
11. Kulak Çınlaması
Bazı zamanlar kulağımda zil sesi duymak tamamiyle normal değil. Kafa içinde ki bu seslere genel olarak tinnitus denilir ve çok yaygındır. Tinnitus zaman zaman ortaya çıkabilir veya siz sürekli olarak bir ses duyabilirsiniz. Çok kalın veya çok ince olabilir, tek kulağınızda veya her iki kulağınızda da duyabilirsiniz. Zil sesi sürekli olduğunda bu kişiyi çok rahatsız edebilir. Hatta bu rahatsızlık kişilerin normal hayatlarını etkiliyecek boyuta kadar çıkabilir
12. Baş-boyun Kanserleri
Baş ve boyun kanserleri, tüm kanserler içinde % 5-7 oranında görülmektedir. Baş-boyun kanserlerinin yaklaşık % 25'ini de gırtlak kanserleri oluşturur. Bunu dil kanseri (% 13), dudak kanseri (% 11), yemek borusu kanseri (% 10) izler. Erken dönemde yakalanırsa çoğunu tedavi etmek mümkündür.
Çoğu baş-boyun kanser türünün erken belirti vermesi, bunların tedavisinin diğer kanserlere göre daha başarılı olmasını sağlar. Unutmayalım ki baş-boyun kanserlerinde erken teşhis başarılı tedaviyi getirir. Baş-boyunda başlayan kanserler genellikle vücudun başka bir yerine sıçramadan lenf düğümlerine sıçrarlar.
Boyunda iki haftadan fazla duran bir şişlik varsa, vakit geçirmeden doktorunuza görünün. Tabii tüm şişlikler kanser değildir. Ama boyundaki bir şişlik veya yumru; ağız, göğüs, gırtlak, tiroid, lenfoma ya da kan kanserinin ilk belirtisi olabilir. Bu tip yumrular ağrısızdır ve büyümeye yatkındır.
13. Yutma Güçlüğü
Yutma güçlüğüne (Disfaji) özellikle yaşlılarda olmak üzere tüm yaş gruplarında yaygın olarak rastlanır. Disfaji terimi yemeklerin ve sıvıların ağızdan mideye geçmesi sırasında zorluk hissetmeyi ifade eder. Bu duruma çoğu tehlikeli olmayan ve geçici olan birçok faktör neden olabilir. Yutma güçlüğü nadiren tümör veya ilerleyici nörolojik hastalık gibi daha önemli patolojiye işaret eder. Kısa bir süre içerisinde yutma güçlüğü kendiliğinden iyileşmez ise kulak burun boğaz uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.