Neonatolojideki (yenidoğan bilim dalı) ilerlemeler ile çok düşük doğum ağırlıklı (VLBW) bebeklerin sağkalımları giderek artıyor. Ülkemizde de doğum ağırlığı 750-1000 gram olan bebeklerde sağkalım % 50-80 oranında mümkün olmaya başladı.
Prematüre bebekler organ gelişimlerini tam tamamlayamadan doğduklarından, uzun süre yoğun bakımda ve küvöz içinde izlenmeleri, bazılarının ise solunum cihazına bağlanmaları gerekir. Erken doğum tehdidi olan bir gebenin doğumunu, yenidoğan yoğun bakımı olan bir merkezde yapması bebeğinin sağlığı için çok önemlidir.
Eğer doğum böyle bir merkeze ulaşılamadan gerçekleşirse, prematüre bebeğin tecrübeli bir transport ekibiyle yoğun bakıma sevki hem hayatta kalabilmesi hem de ileride nörolojik özür gelişmemesi (beyne giden oksijen düzeyinin yeterli seviyede tutulması gerekir) açısından çok önemli.
Prematüre bebeklerin uzun süre yoğun bakımda kalmaları gerekebilir. Bebek ne kadar erken doğduysa ve doğum ağırlığı ne kadar küçükse bu süre o kadar uzun olur. Anne baba ile bebeğin uzun süre ayrı kalmaları, yoğun tıbbi problemler, bebeği kaybetme korkusu ve bebekte kalıcı problemler oluşma riski nedeniyle bu dönem psikolojik açıdan çok yıpratıcı olabilir.
Ayrıca ülkemizde veya dünyadaki diğer merkezlerde yoğun bakım hizmetleri çok pahalıdır.
Tablo 1’de yapılan bir araştırmada preterm bebeklerin doğum ağırlıklarına göre ortalama hastanede yatış süreleri ve hastane masrafları görülüyor. Bu çalışmada bir prematüre bebeğin bir günlük hastane ve ilaç masrafının ortalama 250 dolar olduğu saptandı. Amerika’da ise hastane masrafları ülkemizden 10 kat daha fazla ve günlük harcamalar ortalama 2000 dolar.
Bu rakamlar çok yüksek gibi görünse de, kazanılan yaşam yılı başına maliyet oranı hesaplandığında, bu bebeklerin tedavilerine harcanan bütçe 40 yaşında bir hipertansiyon hastasının harcamalarından daha düşüktür. Aynı şekilde prematüre bebeklerin sağlık harcamaları, sigara içilmesine bağlı harcamaların 1/ 3’ü kadardır.
Prematüre bebeğin taburculuk sonrası izlemi: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören çok düşük doğum ağırlıklı (VLBW) bebeklerin uzun dönem izlemlerinde bazı sorunlar yaşanabilir: Kronik akciğer hastalığı, Fiziksel gelişme geriliği, İşitme problemleri, Görme problemleri, Nörolojik gelişme geriliği, Okul problemleri.
Kronik akciğer hastalığı (BPD) nedir? Neler yapılabilir? Prematüre bebeklerin çoğu ilk günlerde solunum cihazı (ventilatör) yardımıyla nefes alıp verirler, uzun süre oksijen tedavisi almaları gerekebilir. Bu tedaviler sırasında gelişimini tamamlamamış olan prematüre akciğer dokusunda ve hava yollarında zedelenme ve enflamasyon gelişebilir. Bir prematüre bebek 28 günlük olduğunda oksijen tedavine ihtiyaç duyuyorsa “kronik akciğer hastalığı“ tanısı konur. ABD’de VLBW bebekler arasında BPD sıklığı % 23’tür. Bu sıklık gebelik yaşı ve doğum ağırlığı küçüldükçe artar.
BPD’si olan bebeklerin taburcu olduktan sonra tekrar hastaneye yatış oranları yüksektir. Bu bebekler evde sigara dumanına maruz kalmamalı ve enfeksiyonlardan korunmalı. Bu hastalara Kasım –Nisan ayları arasında ayda 1 kez RSV enfeksiyonunu önleyen palivizumab adlı ilacın yapılması RSV’e bağlı tekrar hastaneye yatışlarını azaltır. Ayrıca bebek 6 aydan büyükse grip aşısının yapılması önerilmektedir. Akciğer dokusunun kendini yenilemesiyle, kronik akciğer hastalığı süt çocukluğu döneminde geriler, hastaların çoğunda akciğer fonksiyonlarında düzelme görülür.
Beslenme ve büyüme problemleri
Prematürelerde mide ve bağırsakların olgunlaşmasını tam tamamlamamış olması nedeniyle emme ve yutma sorunları, besin emilim düşüklüğü, sindirimin yavaş ve bağırsak hareketlerinin düzensiz olması sık görülen problemlerdir.
Bunun yanı sıra bu bebeklerde yoğun medikal problemlerin varlığı ağızdan beslenmeyi geciktirir. Bunun sonucu olarak doğumdan sonra beslenme ve kilo alma yavaş olur. Bebeklerin açıklarını kapatmak ve akranlarını yakalamak için normalden daha yüksek kalori ve protein almaya ihtiyaçları vardır.
Uygun ev ortamı sağlanıp, annenin beslenme eğitimi alması ve yakın doktor kontrolüyle bu mümkün olabilir. Bebeklerin çoğu 2 yaşındayken yaşıtlarını yakalarken % 20 si 8 yaşına geldiğinde yaşıtlarından kısa boyludur.
İşitme sorunları var mı? Yenidoğan, yoğun bakımdan taburcu olan bebeklerin % 2-3’ nde işitme kaybı olabilir. Bunun nedenleri arasında beynin doğum sırasında oksijensiz kalması, yüksek sarılık düzeyi, enfeksiyonlar, kullanılan ilaçların yan etkileri ve uzun süre ventilatör tedavisine bağlı östaki borusunda fonksiyon bozukluğu sayılabilir.
İşitme kaybı hafif olsa bile konuşmada gecikmeye ve öğrenme problemlerine neden olabilir. Prematüre bebeklere işitme taraması yapılması işitme kaybı tanısı konulan olgulara erken tedavi başlanması çok önemlidir.
Görme sorunları nelerdir?
Prematüre bebeklerin gözlerinin, retina tabakasının kan damarları tam gelişmemiştir. Yüksek konsantrasyonda ve uzun süre oksijen tedavisi alan veya kritik hastalığı olan bebeklerde bu süreç uygun şekilde tamamlanamaz. Prematüre retinopatisi denilen bu hastalık, tedavi edilmezse körlüğe yol açabilir.
Prematüre bebekler 4 haftalık olduklarında bir göz doktoru tarafından muayene edilmelidirler, bu muayeneler göz damarları gelişimini tamamlayana kadar tekrarlanmalıdır.
Retinopati saptanan bebekler lazer ile tedavi olurlarsa görme kaybı riski azalır. Bu bebekler büyüdüklerinde kırma kusurları, şaşılık ve göz tembelliği görülebilir. Bu nedenle bu bebekler senede bir göz muayenesi olmalıdırlar.
Nörolojik gelişme geriliği
Prematüre bebeklerde serebral palsi (kalıcı ve ilerleyici olmayan hareket bozukluğu) zihinsel gerilik, epilepsi veya öğrenme problemleri görülebilir. Doğum ağırlığı ve hamilelik haftası azaldıkça sorun görülme riski artar.
Örneğin doğum ağırlığı 1000-1500 g olan bebeklerde bu risk % 15 iken, doğum ağırlığı < 1000 g ise risk % 25’tir. Spastik serebral palsi prematürelerde en sık rastlanan hareket bozukluğu tipidir.
Hamilelikte gelişen enfeksiyonlar, ikiz kardeşin ölümü veya bebeğin oksijensiz kalması bebekte beyin hasarı yaratarak ileride spastik serebral palsi gelişimine yol açabilir. Bebeğin ilk aylarda belirgin bulgusu olmamasına rağmen 1 yaşına doğru gelişiminin geri olduğu, duruş ve hareketlerinin anormal olduğu fark edilir.
Bu bebeklerde ilk aylarda fizik tedaviye başlanması gerekir. Zihinsel fonksiyonlar hareket bozukluğunun derecesine göre farklılık gösterebilir. Spastik dipleji (bacak hareketlerinde spastisite) veya hemiplejide (tek taraflı sağ veya sol, spastisite) zihinsel fonksiyonlar genellikle normal veya normale yakındır, ancak VLBW bebeklerin % 5’inde zihinsel gerilik görülebilir. Çocuğun işitme ve görme problemi varsa zihinsel gelişimi olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle bu açılardan mutlaka incelenmesi gerekir. Araştırmalarda bebeğin annesinin eğitim durumunun ve sosyoekonomik çevresinin de zihinsel gelişimini etkilediği saptandı.
Prof. Dr. İpek Akman
Amerikan Hastanesi
Pediatri Bölümü