Uykunun Bile 84 Çeşit Hastalığı Var!

Uyku bozuklukları kişilerde gündüz aşırı uyuklama hali, yorgunluk, dikkatini toparlayamama, unutkanlık, karar vermede zorluklar, çabuk kızma, depresyon, kaza ve yaralanma tehlikesinde artma gibi etkilere neden oluyor.

Dünyada 50, ülkemizde ise yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi olan uyku tıbbı, son yıllarda uyku bozuklukları konusundaki bilincin artmasıyla büyük bir gelişme gösterdi. Uyku bozukluklarının tanı ve tedavisinde vazgeçilmez unsur olarak görülen uyku laboratuvarlarının sayı ve kalitesinin artması da bu gelişmede önemli bir role sahip. Uyku hastalıkları, belirtileri, en sık rastlanan türleri ve tedavileri hakkında uzmanlardan bilgi aldık.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu:

Türkiye´de 1 milyondan fazla uyku apnesi hastası var. Uyku apnesi erkeklerin yüzde 4’ünde, kadınların yüzde 2´sinde görülüyor. 10 saniyenin üzerinde veya 3 nefes boyunca solunumun durmasını apne olarak kabul ediyoruz.

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS), uyku sırasında havayolumuzda çeşitli seviyelerde daralma ve tıkanıklık gelişimine bağlı ortaya çıkar.

Yüz kemikleri, çene yapısı, büyümüş geniz eti ve bademcikler, uzamış ve kalınlaşmış küçük dil, sarkık yumuşak damak veya burun tıkanıklığı gibi anatomik bozukluklara ve aşırı kiloya bağlı olarak görülür. Boyun çevresinin kadınlarda 38 erkeklerde ise 43 santimin üzerinde olması apne gelişimi için bağımsız risk faktörüdür. Erkeklerde daha sık görülmekle birlikte menopoz sonrası dönemde kadınlarda da artan sıklıkta görülmektedir.

Uyku Apnesine Nasıl Tanı Konuluyor?

Uyku apnesinin başlıca belirtileri; horlama, uykuda 10 saniyeyi aşan nefes kesilmesi ve gündüz aşırı uyku hali. Uykuda nefesin durması ile kalp ve beyin için hayati önemi olan oksijen düzeyi kanda düşerken karbondioksit düzeyi artıyor.

Beyin bu durumu ciddi bir tehdit olarak görerek 3-5 saniyelik uyanıklık ile nefes alması için hastayı uyarıyor. Nefes kesintisini takip eden derin gürültülü bir ses ile tekrar nefes almaya başlanıyor. Bu şekilde bir gecede onlarca hatta yüzlerce defa uyanan kişi ertesi sabah yorgun uyanıyor. Gündüz aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, sinirlilik, kişilik değişikliği ile kendini gösteriyor. Uyku apnesinin en önemli tanı yöntemi “Polisomnografi” yani gece uykusunu gözlemlemek.

Uyku laboratuarları uyku hastalıklarının tedavisinde önemli bir görev yapıyor. Hastalar bu laboratuarlara gelip bir gece kalıyor.

Burada çeşitli testlerden geçiriliyor. Uyku laboratuvarında hastanın beyin dalgaları, göz hareketleri, kalp elektrosu, uykuda burundan ve ağızdan nefes akımı, göğüs, karın ve bacak hareketleri, kan-oksijen seviyeleri izleniyor.

Bir gece boyunca uyku laboratuvarında kalan hastanın, normal uyku saati geldiğinde uyuması ve ertesi sabah kendi saatinde kalkması isteniyor.  Gece boyunca hasta hakkında toplanan 1000 sayfalık bilgiyi değerlendiriliyor.

Hasta hangi uyku evrelerinden geçmiş; tam uykuya, rüya uykusuna ne zaman girmiş; uyku kalitesi nasıl; uykuda nefesi kaç kere, kaç saniye, hangi pozisyonda durdu gibi soruların cevabını inceleniyor. Gece uykusu çalışması, gündüz uyku halini açıklayacak yeterli veriye sahip değilse o zaman “multiple sleep latency” yani gündüz uyku testi yapılıyor. Bu test sırasında hastanın 2 saat aralarla toplam 5 kez şekerleme uykusuna dalması isteniyor.

Apne tedavisinde CPAP adı verilen cihazın kullanıldığını anlatan Acıbadem Bursa Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Beril Bahadır Erdoğan, tedavi hakkındaki en yeni bilgileri verdi.

CPAP tedavisinde en önemli nokta, hastanın kilo almaması, uykudan önceki saatlerde  sigara ve alkol kullanılmaması.

Çünkü sigara, boğaz kaslarını gevşetip apneyi artırıyor. Alkol uyku apnesini ağırlaştırıyor, uykudaki oksijen düşüşlerini artırıyor. CPAP adı verilen hava kompresörleri, burun üzerine yerleştirilen silikonlu yumuşak bir maske aracılığıyla hava üfleyerek daralma ve tıkanıklık gelişimini engeller.

Bu nedenle yüzde yüz etkili olduğu bilinen tek yöntemdir. CPAP cihazlarının basıncı hastalığın ağırlığı ve kişinin boğaz yapısı ve kasların gerginliği ile ilişkili olup uyku laboratuvarında gözetim altında ayarlanır. Cerrahi tedaviyi ise genç, zayıf yapıda, anatomik faktörlerin cerrahi tedavi ile düzeltilebileceği düşünülen hastalara ve CPAP kullanımında sıkıntı yaşayan hastalara öneriyorum.

İlgili Sağlık Konuları