Stres Mide Kanamasına Zemin Hazırlıyor!

İçinde bulunulan çevre devamlı olarak değişik stres kaynakları yaratmakta ve vücut bu strese maruz kalmaktadır.

Kelime anlamı olarak “gerilim” anlamına gelen stres, genellikle yoğun üzüntüyü veya içinde bulunulan sıkıntılı duruma bağlı olarak gelişen rahatsızlıkları ifade etmek için kullanılır. Genel bir sağlık problemi haline dönüşen stresin vücuttaki her sistem ve organı direkt veya dolaylı yollardan etkilemesi ise kaçınılmaz hale gelmektedir. Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç Dr. Serdar Akça stresin mide hastalıkları üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

Stres Tüm Sindirim Sistemini Etkiler

Sağlıklı bir mide görevlerini yerine getirirken kendisini de iyi korumaktadır. Midenin düzenli hareketleri, mukozal defans sistemleri, hücre yenileme sistemleri görevlerini yerine getirirken, midenin zarar görmesine de engel olmaktadırlar.

Bu mekanizmalar son derece karmaşık bir şekilde hücre içi yollar, hücresel düzeyde hormon ve elektriksel uyarılar kullanılırken diğer organ ve sistemlerle uyumlu bir şekilde çalışırlar.

Ancak midenin koruyucu mekanizmaları ve midede sorun yaratacak mekanizmalar arasında bir dengesizlik ortaya çıkar ise kişide mide yakınmaları başlar. Aslında bu durum tek başına mide problemi değil, tüm sindirim sistemini etkileyen bir sorun haline gelir. Tüm bu dengesizlikler kendini reflü, gastrit, peptik ülser ve fonksiyonel dispepsi olabileceği gibi mide kanserine kadar uzanan çeşitli mide hastalıkları ile ifade eder.

Mide sorunlarının ortaya çıkmasını kolaylaştıran, hastalıkları tetiklediği herkes tarafından bilinen belli faktörler vardır. Bunlar arasında en çok bilinenleri, insan vücudunda mekanik ve fizyolojik etkileri olan “helicobakter pylori” adı verilen bir bakteri, sigara ve alkol tüketimi ile ve bazı ilaçlardır.

Öte yandan dengesiz ve sağlıksız beslenmenin, gıdaları az çiğnemenin, uzun süre aç kalmanın veya mideyi fazla doldurmanın, uykusuzluğun, yorgunluğun veya hijyene dikkat etmemenin de mide üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir.

Ayrıca mide rahatsızlıklarında genetik faktörlerin rolü de büyük önem taşır.  Bütün bu nedenlerin yanı sıra; stres olarak adlandırılabilen psikososyal faktörler de birçok rahatsızlığın yanı sıra mide rahatsızlıklarını tetikler.

Yapılan toplumsal çalışmalarda savaş ve deprem gibi afet benzeri durumlarda toplumda peptik ülser ve mide kanaması sıklığının arttığı ortaya konmuştur. Ekonomik buhran dönemlerinde de aynı bulgular dikkati çekerken, özellikle “fonksiyonel dispepsi” olarak adlandırılan rahatsızlığın, stresin yoğun olduğu dönemlerde daha fazla belirti verdiği de gözlenmiştir.

Midenin kaslarındaki hareketlerin elektriksel aktiviteye dayanılarak ölçüldüğü bir yöntem olan Elektrogastrografi (EGG) yöntemiyle yapılan çalışmalarda, hassas kişilerde stres durumunda mide hareketlerinin bozulduğu gösterilmiştir.

Stres ile mide kanseri arasında doğrudan bağlantı kurabilen yeterince kuvvetli yayınlar olmamasına karşın, stresin son derece karmaşık mekanizmalar, fizyolojik ve nöroendokrinolojik değişikliklere yol açtığı uzmanlar tarafından kabul görmüş bir gerçektir.

İlgili Sağlık Konuları