Siğiller

Siğiller hakkındaki bütün bilmek istedikleriniz.

Siğiller Neden Oluşur?

Siğilin etkeni, insan papilloma virüsü (HPV) denilen ve şimdiye kadar 77 farklı tipi tespit edilen bir virüstür. Virüsün bazı tipleri onkogenik yani kanser yapıcı potansiyele sahiptir.

En Sık Hangi Yaşlarda Görülür?

Siğiller en çok 10–20 yaşlar arasında görülür. Bu yaşlardaki kişilerin yaklaşık olarak %10'unda siğil bulunur.

Başka Hastalık Belirtisi Olabilir mi?

Eğer genital bölge dışında yerleşen siğiller çok fazla sayıda veya yaygın değillerse başka bir hastalığın göstergesi değildir. Vücudun her tarafına yayılmış ve tedaviye rağmen çok kolay nüks ediyorsa, vücudun bağışık sisteminin zayıf olduğunu gösterir. Bu durumlarda AIDS gibi bağışık sistemini zayıflatan hastalıklar açısından hasta incelenmelidir. Kadınlarda genital alanda yerleşen siğiller %90 oranında ileride rahim ağzı kanseri yapacakları için mutlaka hem tedavi edilmeli hem de 6 ayda bir jinekolog tarafından takip edilmelidirler.

Ağrı Yapar mı?

Özellikle basınca maruz kalan alanlarda yerleşen siğiller, yani ayak tabanı, tırnak çevresi ve büklüm yerlerindeki siğiller ağrı yapabilir. Bu sebeple ayak tabanına yerleşen siğiller nasırla çok karıştırılır. Oysa siğiller yandan basmakla, nasırlar üzerine basmakla ağrılıdırlar.

Zararı Ne?

Siğillerin en kötü zararı kadınlarda ve genital bölgede yerleşenlerde görülür. Buradaki siğiller eğer tedavi edilmezlerse %90 oranda rahim ağzı kanserine neden olurlar. Ayrıca görüntü itibarıyla kozmetik bir probleme neden olurlar ve kişinin sosyal yaşamını olumsuz yönde etkiler.

Bulaşıcı mı?

Siğillerin bulaşıcı özelliği yüzyılımızın başında kanıtlanmıştır. Bulaşmada travmanın katkısı vardır. Siğiller, genellikle basınca uğrayan veya kaşınan yerlerde ortaya çıkarlar. Virüsler sağlam deriyi kolayca geçemezler. Eğer deride hasar, çizik, harabiyet varsa yerleşirler. Aşırı manikür ve tırnak yemek tırnak çevresine siğilin yerleşmesini kolaylaştırır. Ayak tabanında yerleşen siğiller ise en çok banyo zemini ve banyo malzemeleri ile spor malzemelerinden bulaşır.

Zührevi bir hastalık olarak kabul edilen genital siğiller ise daha çok cinsel ilişki ile bulaşır. Tek bir cinsel temas ile siğilin bulaşma şansı ise en az %50'dir.

Kalıtımın, Gebeliğin ve Stresin Etkisi Var mı?

Kalıtımın direkt bir etkisi olmamakla beraber, eğer kalıtsal olarak geçen ve bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalık varsa kişi siğile kolay yakalanabilir.

  • Sık nüksler gözlenebilir.
  • Gebelik siğile yakalanmayı kolaylaştıran fizyolojik bir durumdur.
  • Stres, sıkıntı, depresyon gibi psikolojik faktörler siğile zemin hazırlayan etkenlerdir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavinin amacı siğili uzaklaştırmak ve yok etmektir. Farklı tedavi yöntemlerinin hiç birinin % 100 başarı şansı yoktur. Tedavi sonucunu etkileyen en önemli iki faktör:

1. İşlemin doğru bir şekilde uygulanması,

2. İşlem sırasında hastanın virüse karşı sahip olduğu bağışıklık derecesi önemlidir.

Tedavide; asit salisilik, laktik asit, 5-Fluorourasil içeren solüsyonlar, koterizasyon, kriyoterapi (sıvı azot tedavisi), lazer, podofilin, podofilotoksin, bleomisin, psikoterapi gibi yöntemler kullanılır.

Tedaviden Sonra Tekrar Edebilir mi?

Tedavi ile sadece görünen siğilleri yok ederiz. Fakat yapılan çalışmalar, siğilin çevresindeki 2 cm' lik sağlam alanda virüsün varlığını göstermiştir. Muhtemelen tedavi sonrası nüksler de bu yerlerde bulunan virüslerden kaynaklanmaktadır. Tedavi sonrası tekrarlama olasılığı %30 civarındadır. Eğer tedavi sonrası ilk 6 ayda tekrarlama yoksa nüks olasılığı azaldı demektir.

Siğil Önlenebilir mi?

Burada önemli olan genital siğillerin bulaşmasını önlemektir. En büyük bulaşma yolu cinsel ilişki olduğu için, tek eşlilik en iyi ve en kolay çözüm yoludur. Prezervatif kullanımı da bir başka kısmi çaredir. Prezervatif tam bir koruyucu değildir.

Diğer bölgelerde yerleşen siğillerden temizlik ve hijyen koşullarına dikkat edilerek korunulabilinir.   

İlgili Sağlık Konuları