Reflü hızla yaygınlaşmakta ve yaşam boyu devam edebilmektedir. Türkiye de her beş kişiden birinde görülüyor. İnsanın hayat kalitesini bozan reflü genellikle göğüs kemiği arkasında bazen sırt ve midede yanmaya neden olur. Ağızda ekşime, acı-ekşi su ve yiyeceklerin ağza gelmesi belirtileri görülür. Mide asidine dayanıklı olmayan yemek borusunda çeşitli derecelerde iltihaba yol açabilir. Ayrıca asidin yukarı çıkması sık sık boğaz iltihaplarına, ses kısıklığına hatta astım krizlerine bile yol açabilmektedir.
Reflü hastalığının sebebi yemek borusunun altında mide içeriğinin yukarı çıkışını engelleyen yapının bozulması genişlemesi veya yukarı doğru çıkması yani fıtıklaşmasıdır. Yemek borusu kanser vakaları yıllar içinde azalırken reflünün yol açtığı kanser vakalarında artış gözleniyor.
Reflü hastalığı darlık, kanser gibi komplikasyonlara da yol açabilmektedir. Gerek hastalara verdiği rahatsızlık, oluşturduğu şikayetler, gerek yol açabileceği komplikasyonlar gerekse hasta yaşam kalitesini bozabildiği için reflü tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Reflü tedavisinde, mide asidini azaltan proton pompa inhibitörleri çok önemli bir yer tutmaktadır.
Bu ilaçlarla başarı çok yüksektir. Bu ilaçlar %90-95 etkilidir. Hastaların birçoğunun şikayetleri ilaç kullanırken kalmamaktadır. Sebebi mekanik olan reflü hastalığının ilaçla tedavisinde asıl sorun, ilacın kesilmesinden sonra şikayetlerin tekrar başlamasıdır. Hastalarının bir bölümü ilaca bağımlı hale gelirler. Bazı hastalar sürekli, bir kısmı da yüksek doz ilaç kullanmak zorundadırlar. Çünkü ilaçlar belirtileri tedavi edebiliyor ama hastalığı ortadan kaldırmıyor.
Uzun süre ilaç kullanılması mide duvarı incelmesi, B12 vitamin eksikliğine, midede esasen selim olan polip oluşumuna yol açabildikleri gibi kalça kırığı riskini de arttırdıkları gösterilmiştir. Ayrıca küçük bir oran olsa da % 5-10 hasta proton pompa inhibitörlerinden fayda görmemektedir.
Bütün bu nedenlerden dolayı reflü hastalığının tedavisinde ilaçlardan başka bir alternatif tedavi yolu olarak ameliyat önerilmek de ve uygulanmaktadır. Zaten mekanik olan hastalığın tedavisi esas olarak mekanik yolla çözülebilinir. İyi ve deneyimli ellerde ameliyat başarısı % 90dır ama komplikasyonları olabilir. Bazen ileriki yıllarda operasyon sonrası hastalığın tekrarlaması bildirilmiştir.
Yutma güçlüğü, şişkinlik, kusamama gibi şikayetler en can sıkıcı ve düzeltilmesi çok zor komplikasyonlardır. Üstelik bazı hastalar da ameliyatı arzu etmezler. Bu nedenlerle 2000’li yılların başlarından beri reflü tedavisinde daha az girişimsel, hastaya daha az zarar veren ama etkili olan endoskopik tedaviler denenmekte geliştirilmeye çalışılmak da ve uygulanmaktadır.
Bu yöntemlerin en gelişmişi en etkili olanı ise endoskopik uygulanan fundopikasyondur. Fundoplikasyon yemek borusu ile mide arasındaki kapı fonksiyonunu yeniden oluşturma yöntemine verdiğimiz addır. Transoral incisionless fundoplikasyon (TİF) yönteminin açılımı ağızdan girilerek herhangi bir cerrahi kesi yapmadan endoskopik olarak bozulmuş olan kapak mekanizmasının tamir edilmesidir. Bu yöntem için uzun çalışmalar sonucu geliştirilen Esophyx adı verilen cihaz kullanılmaktadır.
Bu cihaz sayesinde yemek borusunun altında genişlemiş olan kısım mideye doğru indirilerek yine endoskopik olarak uygulanan dikişler ile fizyolojik durumuna getirilmekte ve kapak mekanizması tekrar oluşturulmaktadır. Aslında açık ya da kapalı ameliyat yöntemlerinde yapılan işlem ile aynı mekanik mantığa sahiptir. Yani eşdeğer anatomik yapı endoskopik olarak uygulanmaktadır.
Genel anestezi ile uygulan bu yöntem yarım saatle en fazla 1 saat arasında sürmekte ve aynı gün hastalar eve gidebilmektedir. Bugüne kadar yapılan 4000in üstünde olan vaka sayısında sadece 2 hastada komplikasyon bildirilmiştir. Bir senedir uyguladığımız bu yöntemde biz hiç komplikasyon görmedik ve başarı oranımız hastaların %88inde ilacın tam kesilmesi ile beraber tam düzelme şeklinde ortaya çıktı. Başarısı ameliyatla elde edilen sonuçlara çok yaklaşan bu yeni endoskopik yöntem ilaç kullanmak istemeyen ve veya ilaçla şikayetleri olan ve başka alternatif tedavi yöntemi arayan hastalara kesinlikle önerilir.
Amerikan Hastanesi
Gastroenteroloji Bölümü
Doç.Dr.Feryal İlkova
Doç.Dr.Tunç Yaltı