Dinimizin gereği olarak oruç tutulması ile sağlık açısından bir çok faydalı etkilere sahip olmasına rağmen kalp ve dolaşım sistemi ve bu sistemin hastalıklarına olan etkileri kesin olarak bilinmemektedir.
Oruç tutmaya başlamak ile normal rutin yaşam şeklimizde belirgin değişiklikler olur. Özellikle bu değişikliklere uyum sağlamak ramazanın ilk haftasında daha zordur. Oruç tutulan süre, oruç tutulan mevsim ve memleket şartları ve meteorolojik değişiklikler bu uyum sağlama dönemine iyi yada kötü etkiler yapmaktadır.
Bu ramazan dönemi gibi yazın sıcak aylarına rastlayan dönemlerde özellikle kaybedilen su miktarının artması ile bu uyum sağlama dönemi daha da uzun ve zor olacaktır. Bu nedenle yeme ve içmenin serbest olduğu dönemlerde kaybedilen sıvı ihtiyacı azami sınırlarda yerine geri karşılanmalıdır.
Oruç tutmasında sakınca olmadığına karar verilen hastaların ilaç düzenleri doktorları ile görüşülerek yeniden ayarlanmalıdır. Günde iki defa ilaç kullanılması sorunlara neden olacak ise oruç tutulmaması tavsiye edilmektedir.
Oruçlu olunan dönemde alınan besin miktarının azalması ile kalori alımı da düşmektedir. Ancak hareketsizlik nedeniyle kalorini yakılması da azalmaktadır. Bu nedenle dengenin bozulması ile kilo almaya başlanabilir ve kolesterol değerleri istenilmeyen şekilde bozulabilir. Bu nedenle
İftarda ağrı ve hazmı zor gıdalar tüketilmemelidir.
Ağır yemek tüketimi ile barsaklara yönlendirilen kan hacmi artar. Zaten gün boyu kaybedilen su nedeniyle kanın pıhtılaşma kabiliyeti artacağı için özellikle ciddi damar hastalıkları olan hastalarımızda ani ve hayati sorunlar doğabilir.
Teravih namazına gidecek hastalar yemek tüketimine daha da dikkat etmelidirler
Artan efor ile kalbe binen yük çok olacağı için hafif yemek sonrası namaz kılınması ve tüm gece vakti boyunca kalbe yük oluşturmadan yemek tüketmeleri önerilir.
Sahur yapılmadan oruç tutulması herkez için yanlış bir uygulamadır
Açlık süresinin uzaması hem metabolik hem de kardiyolojik sorunları tetikleyebilir
Uzm. Dr Muharrem Arslandağ