Prof. Dr. Bakır: Oruçla Metobolizma Dinlenir

Prof. Dr. İhsan Bakır, hangi tür kalp hastası olursa olsun, düzenli ilaç kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmak için ilaçlarını aksatmaması gerektiğini söyledi.

Oruç tutmanın aslında metabolizma açısından çok faydalı olduğunu kaydeden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nden Robotik Kalp Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İhsan  Bakır, "Aç kalınca vücut pankreasa insülin salgıla emri vermez. Bu, organlar için bir nevi dinlenmedir aslında. Sadece yılda 1 aylık bir periyod için değil orucun yıl içine yayılarak belki haftada 1 gün de olsa tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hem metabolizma dinlenir hem de bir nevi ramazan ayına hazırlık yapar" diye konuştu. 

Prof. Dr. İhsan Bakır, açık kalp ameliyatı geçirmiş bir hastanın, kendini iyi hissetse dahi kemik iyileşmesi açısından ameliyattan ancak 2 ay sonra oruç tutabileceğini ifade ederek, "Robotik by-pass ameliyatı olan hastalar için bu kadar beklemeye gerek yok çünkü robotik kalp ameliyatlarında göğüs kemiğini (iman tahtası) kesmeden ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Kalple ilgili sorunu olan bir hasta eğer düzenli ilaç kullanıyorsa ve doktoru bu ilaçları kesinlikle düzenli alması gerektiğini tavsiye etmişse oruç tutmak için ilaçlarını atlamamalı. Mesela diyabet ilacı alanlar, insülin kullananlar, atriyal fibrilasyon veya pıhtı atma riski nedeniyle günde bir kezden fazla kan sulandırıcı kullanmak zorunda olanlar veya kalp kapak hastalarının oruç tutması hasta açısından sakınca doğurabilir. Kalp hastaları takipli hastalar olduğu için en azından aile hekiminin kontrolünde oruç tutup tutmayacağına karar verilebilir" dedi.

'HAFTADA BİR GÜN ORUÇ METABOLİZMA İÇİN FAYDALI'

Oruç tutmanın aslında metabolizma açısından çok faydalı olduğuna değinen Prof. Dr. İhsan Bakır, "Aç kalınca vücut pankreasa insülin salgıla emri vermez. Bu, organlar için bir nevi dinlenmedir aslında. Anlık şeker yüklenmeleri olsun, insülin salgılanması olsun ya da karaciğer enzimlerinin devreye girip metabolizmayı hızlandırması olsun, hepsi bir süreliğine durur. Bağırsaklardan dahi beyne uyarı gitmez, beyin de ilgili hormonları salgılamaz. Hormonları ve hormon salgılanma oranları istirahatte olan kişinin metabolizması da yavaşlar. Vücudun bundan pozitif yönde etkilenmesi tıbbi açıdan da her zaman beklenen bir durumdur. Ben, bir kalp damar cerrahı olarak sadece yılda 1 aylık bir periyod için değil orucun yıl içine yayılarak belki haftada 1 gün de olsa tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hem metabolizma dinlenir hem de bir nevi ramazan ayına hazırlık yapar gibi düşünülebilir" diye konuştu. 

TİROİD BOZUKLUĞU OLANLAR DİKKAT!

Tiroid bozukluğu olan hastaların da oruç tutmasının sakıncalı olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Bakır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hastanın tiroid fonksiyonlarında bozukluk vardır, çok sık su içmesi gerekiyordur, metabolizması hızlıdır, bu kişiler için geçerli değil yukarıda söylediklerim. Bağışıklık sistemi zayıf hastalar da gıdadan mahrum kalıp gerekli kaloriyi almadığında enfeksiyona daha yatkın oluyor. Bu tür hastaların mutlaka yeterince kalori alarak oruç tutması ya da hiç tutmaması gerekli. Kalorisi zengin gıdalardan sık sık kısa aralarla beslenmesi gerekiyor çünkü. Bir de sigara meselesi var. İftarda aç karna ve sahurda yatmadan önce içilen sigara, sadece kalp hastalarında değil sağlıklı kişilerde bile ani kalp krizlerine yol açabilir. Hele ki iftarda ardı ardına sigara içilmesi kalp krizi açısından çok daha tehlikeli. Uzun süren açlık ve susuzluk döneminden hemen sonra vücut enerji, oksijen tüketimi, sıvı ve elektrolit dengesini henüz kurmamışken, sigaranın içerdiği zehirlerin damarlarda bolca dolaşması aritmi, yüksek tansiyon, damarda ani büzüşme ve daralmanın yanı sıra damar sertliğini oluşturan yağ birikintilerinde kanama ve küçük yırtıklar yaparak kalp krizini tetikleyebilir."

İlgili Sağlık Konuları