Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Samsun Hastanesi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Aslı Altınsoy; Konuşma bozukluğu nörolojik hastalıklara bağlı olarak sonradan geliştiği gibi, çocuklarda doğuştan gelen gelişim sorunu ile veya ani kekemelikle de ortaya çıkabiliyor. Kendini konuşarak ifade edememe, hayat kalitesini düşürdüğü gibi psikolojik hastalıklara da zemin hazırlıyor.
Tedaviye başlanmaması halinde gelişimini tamamlamış hastalarda bu durum, sinirsel hastalıklara yol açarken çocuklarda ise bulunduğu ortamda arkadaşları tarafından dışlanmışlık ve engelli olma hissi uyandırarak kişilik bozukluklarına da yol açabileceğini” belirtti.
Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Samsun Hastanesi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Aslı Altınsoy, konuşma bozukluklarında erken tedavinin önemine dikkat çekiyor.
Uzman Terapist Aslı Altınsoy, “Nörolojik nedenli dil ve konuşma bozuklukları (Afazi): Afazi, önceden konuşması normal olan kişilerde geçirilmiş beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan edinilmiş bir dil bozukluğudur.
Beyindeki konuşma merkezlerinde meydana gelen hasar sonucunda konuşma, konuşulanı anlama, adlandırma, tekrarlama, okuma veya yazma gibi becerileri kısmen ya da tamamen kaybolur. Nörolojik nedenli felç geçiren hastaların %40’ında konuşma bozukluğu meydana gelir.
Afazi sonrası kişinin planlama, basit etkinlikleri yerine getirme, problem çözme ve karar verme becerileri de etkilenebilir. Afazisi olan kişi bir işe nereden ve nasıl başlayacağını belirlemekte, o işi yerine getirmek için gerekli basamakları oluşturmakta güçlük yaşayabilir. Afazilerin başlıca “akıcı” ve “tutuk” olmak üzere iki temel gruba ayrıldığını belirten Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Aslı Altınsoy, afazi türlerine göre işitsel anlama, konuşma, adlandırma, tekrarlama, okuma ve yazma gibi becerilerin farklı düzeylerde etkilendiğini belirtiyor.
Serebral Palsi’de dil ve konuşma bozuklukları: Serebral Palsili(beyin felci) kişilerde görülen dil ve konuşma sorunları konuşma öncesi becerilerin gelişiminde sorunlar, iletişim ve gelişimsel dil ve konuşma sorunlarıdır. SP’li çocuklarda konuşma terapisinde öncelikli olarak konuşma öncesi becerilerin geliştirilmesiyle ilgilenilir. Ayrıca çeşitli terapi teknikleriyle oral fonksiyonun gelişmesine yardımcı olur.
Bu teknikler oral farkındalığı arttırmayı amaçlayan yoğun duyusal girdileri sağlamaya ve kas tonusunu normal kılmayı amaçlar. Bunun dışında iletişim ve dil gelişimi yönünden SP’li bireylerin alıcı ve ifade edici dil becerilerinin geliştirilmesine yönelik yapılandırılmış terapiler uygulanır.
Gecikmiş dil ve konuşma: Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından beklenenden yavaşsa, bu sorun gecikmiş dil ve konuşma olarak adlandırılabileceğini belirten Aslı Altınsoy, eğer 3 yaşında bir çocuk halen konuşmuyorsa uzman dil ve konuşma terapisti ile görüşülmesinin gerekliliğini vurguluyor.
Sesletim (artikülasyon) bozuklukları: Ağız boşluğunda yer alan yumuşak damak, küçük dil, dil, dişler, dudaklar, çene konuşma seslerinin şekillenmesini sağlayarak artikülasyonu oluşturmada görev alır. Artikülasyon sorunları ise çocuğun belirli sesleri üretmekte güçlük çekmesi veya sesleri yanlış üretmesinden kaynaklanır. Artikülasyon bozukluğunda birey konuştuğu dile ait bazı sesleri uygun şekilde sesletemez; bu da konuşmanın başkaları tarafından anlaşılmasını etkiler.
Örneğin “kapı” yerine “tapı”, “sarı” yerine “sayı” denmesi gibi. Tedavide uzman dil ve konuşma terapisti yapılacak test ve değerlendirmelerle çocuğun sesletemediği konuşma seslerini tespit eder ve probleme yönelik uygun terapi programını geliştirir.
Kekemelik: Ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, duraklamalar, konuşmaya başlamada zorluk gibi belirtilerle konuşmanın akıcılığı ve ritminde meydana gelen bozukluklar “kekemelik” olarak tanımlanır. Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Samsun Hastanesi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Aslı Altınsoy, kekemeliğin konuşmanın akışını bozan ve bireyler arası iletişimi etkileyen bir problem olduğuna değiniyor. Kekemeliğin nedenlerine ilişkin birçok görüş bulunduğunu, ancak kekemeliğin nedenleri hakkında kesin bir şey söylemenin mümkün olmadığını vurguluyor.
Kekemelik bazen kendiliğinden düzelebilir bazen de uygun tedavilerle kontrol altına alınabilir. Tedavide temel amaç kekemeliği kontrol altına alarak akıcı konuşmayı sağlamaktır. Bu tedavi süreci yalnızca uzman dil ve konuşma terapisi tarafından yürütülmelidir.