İşlenmiş Et Ürünlerinin Kalp Damar Hastalıkları Üzerinde Etkisi

İşlenmiş et dendiğinde akla sucuk ve salam sosis gibi şarküteri ürünleri gelir. Bu ürünlerin içeriklerine bakıldığında doymuş yağ oranının yüksek olması, kalp damar hastalıkları ve diyabet açısından yüksek risk oluşturmaktadır. Diyabetli hastalarda en büyük risk faktörü kalp-damar hastalıklarıdır. Özellikle kontrolsüz diyabetli hastalarda doymuş yağ oranı yüksek gıda tüketimi kan kolesterol değerlerinin yüksek olmasına ve kalp-damar hastalıklarına sebep olmaktadır.

İşlenmiş etlerin içerisinde çok yoğun miktarlarda sodyum bulunmaktadır. Yüksek sodyum tüketiminin, yaşla birlikte kan basıncının ve kardiyovasküler hastalık riskinin artmasına neden olduğu bilinmektedir. Diyette en önemli sodyum kaynağı tuz(sodyum klorür)dur.

Sodyum kısıtlaması olarak değerlendirilir. Sodyum birçok bitkisel ve hayvansal besinin içinde bulunur. Sodyum, tuz olarak besinlerin işlenmesi, pişirilmesi sırasında ve sofra tuzu olarak besinlere eklenmektedir.

Gıda sanayinde tuz yoğun olarak kullanılmaktdır. Gıda sanayinde tuz kullanılmasının başlıca nedenleri; lezzet oluşturmak, besinin yapısını korumak ve saklama ömrünü uzatmak olarak sıralanabilir. Günümüzde beslenme alışkanlıkları gözden geçirildiğinde alınan sodyumun %75’inin işlenmiş besinler, %10-12’sinin besinlerin yapısında doğal sodyumdan ve %10-15’inin ise pişirme sırasında ve sofrada eklenen tuzdan geldiği tahmin edilmektedir. Bu sebeple işlenmiş et ürünlerinin az tüketilmesinin günlük sodyum alımında anlamlı düşüş sağlayacağı unutulmamalıdır.

Diyabet ve kalp sağlığın için; beslenmedeki doymuş yağ tüketimini ve kolesterol içeren    besinleri azaltmak önemlidir. Doymuş yağ ve kolesterol oranları yüksek besinler, özellikle et ve et ürünleri tüketmek kan kolesterol düzeyinizin yükselmesi için önemli bir nedendir. Bu gerçeği gözönünde bulundurarak, yenilenlerin doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük besinlerle değiştirilmesi gerekir.

Kalp–damar sağlığı dendiğnde damar sertliğinin oluşmasında önemli bir etken olan kan yağlarının tanımlarının iyi bilinmesi gerekir.  Kolesterol, hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan yaşam için gerekli olan akıcı mum kıvamında yağımsı bir maddedir. HDL(İyi Kolesterol); damar duvarında biriken kolesterolü temizlediğinden dolayı iyi kolesterol olarak adlandırılır. LDL(Kötü Kolesterol); damar duvarında kolesterolün birikmesinden dolayı kötü kolesterol olarak adlandırılır. Gerek diyabet gerekse kalp damar hastalıklarında total kolesterol ve kötü kolesterolün düşük, iyi kolesterolün yüksek olması istenir. Kanda bu değerleri dengede tutabilmek için yapılması gerekenleri sıralamak gerekirse;

Kan kolesterol seviyesini etkileyen en önemli faktörlerden biri besinlerle aldığımız yağın türü ve miktarıdır. Hayvansal kaynaklı denilen doymuş yağlardan ziyade bitkisel kaynaklı olanların tercih edilmesinde fayda vardır. 

Doymuş yağlar kan kolesterolünün yükselmesinin en önemli nedenidir. Sucuk, salam, sosis  gibi işlenmiş et ürünleri yüksek oranda doymuş yağ içerir. 

Tekli doymamış yağlar kan kolesterolünü düzenleyici etki yaparlar. Bitkisel kaynaklı yağlardır.

Çoklu doymamış yağlar kandaki kötü kolesterolü düşürücü etki yaparlar. Zeytin  yağ bu grubun en iyi bilinen çeşididir.  

Kan kolesterolü ne kadar yüksekse kişinin kalp krizine ve diğer kalp-damar hastalıklarına yaklanma riski o denli yüksektir. Çünkü kan kolesterolü kalbe ve vücudun diğer bölümlerine kan taşıyan damarların yavaş yavaş tıkanmasına neden olur. 

Yüksek kan kolesterolü sigara ve yüksek tansiyonla birleştiğinde kalp sağlığı için en önemli risk faktörlerinden birini oluşturur.

Yüksek kolesterol kalıtımsal olabileceğinden aile üyelerinde kalp hastalığı olan bireyler kan kolesteserol düzeylerini belirli aralıklarla ölçtürmelidirler.

Etler, içerdikleri kolesterol miktarı açısından değerlendirildiğinde tüm hayvansal ürünlerin kolesterol içeriği birbirine benzerdir. Bu nedenle kırmızı eti tek başına suçlamak doğru olmaz. Ancak balıkta bulunan w-3 yağ asitlerinin kalp sağlığımız için olumlu etkisi düşünülerek daha sık tüketilmesi önerilmektedir. Et tüketim sıklığı değerlendirilerek haftada 1-2 defa balık tüketilebilir. Kümes hayvanları (tavuk/hindi) ve kırmızı etin ise yağsız olmasına dikkat edilerek belirli miktarlarda yenilmesinde bir sakınca yoktur. Bu etlerin işlenmiş halleri yüksek sodyum ve yağ içeriklerinden dolayı yenilmesi önerilmeyen grup içerisinde yer almaktadır. Yine benzer şekilde tüketilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken ve aşırı tüketimlerinin diyabetli ve kalp hastalığı olan kişlerde sorun oluşturacağı bilinen yiyecekler aşağıdaki gibidir.

 

  • Sakatatlar ( beyin, böbrek, dil, işkembe gibi)
  • Yağlı besinler ( kaymak, mayonez, krema, soslar, çikolata gibi)
  • Tam yağlı etler, sucuk, pastırma, sosis gibi işlenmiş gıdalar, tavuk ve hindi derisi
  • Yağda kızartmalar ve kavurmalar
  • Alkollü içkiler, hazır meyva suları, kola, gazoz gibi asitli içecekler
  • Hayvansal yağlar ( tereyağ, kuyrukyağı, margarin)
  • İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar.
  • Tam yağlı süt, tam yağlı yoğurt ve tam yağlı peynir. 



Amerikan Hastanesi
Beslenme ve Diyet Bölümü
Diyetisyen Zuhal Güler Çelik             
               
 

İlgili Sağlık Konuları