Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Sevil Özkan, "Tamamlayıcı tıp uygulamalarında glutatyon, gittikçe parlayan bir yıldız haline geldi. Kısa ve öz anlatımla glutatyon kir ve paslarımızı yıkıp atıyor, bize vücudun yaşlanmasını önleyici hastalıklardan koruyucu ve hastalık varlığında tedavi edici ciddi bir özellik sunuyor" dedi.
Vücutta doğal yollardan üretilen güçlü antioksidanlardan olan glutatyonun, infüzyon (damardan) veya cilt maskesi ile takviyesini sağlayan glutatyon tedavisi, son dönemin en popüler anti-aging (yaşlanma karşıtı) uygulamaları arasında yer aldı. Anestezi, Reanimasyon ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Sevil Özkan, vücuttaki glutatyon üretiminin yaş arttıkça yavaşladığını, bu nedenle üretimi hızlandırıcı sistemlerin kurgulanması ya da dışarıdan glutatyon takviyesi yapılması gerektiğini belirtti.
'KİR VE PASLARIMIZI YIKIP ATIYOR'
Doktor Özkan, yaşlılıkta en büyük problemin, 'paslanma' dedikleri oksitlenme olduğunu söyleyerek, bu paslanmayı önleyen en önemli antioksidanın vücudun ürettiği glutatyon olduğunu bildirdi. Doktor Özkan, "Onun için, glutatyon özellikle tamamlayıcı tıp uygulamalarında gittikçe parlayan bir yıldız haline geldi. Kısa ve öz anlatımla, kir ve paslarımızı yıkıp atıyor. Glutatyon bize vücudun yaşlanmasını önleyici, hastalıklardan koruyucu ve hastalık varlığında tedavi edici ciddi bir özellik sunuyor. Genelde hastalıklardan korunma, anti-aging tedavilerinde ciddi bir temel oluşturuyor. En önemli çalışma alanıysa otoimmün hastalıklar, yani bizim Hashimoto Tiroiditi dediğimiz vücudun kendi savunma mekanizmasıyla ilgili sorunlarda glutatyon oldukça etkin olarak kullanılıyor. Bunun dışında, Alzheimer, demans gibi vücudun oksitlenmesinde genellikle beynin antioksidan sistemini koruyucu yaklaşımlarda oldukça yaygın kullanılıyor" dedi.
'CİLDİN YAŞLANMASINI GECİKTİRİYOR'
Glutatyon tedavisinde infüzyonun genellikle 45 dakika sürdüğünü belirten Doktor Özkan, şöyle konuştu:
"Glutatyon vücutta çık hızlı yıkıma uğruyor. Mutlaka beraberinde beslenme destekleri de kullanmak gerekiyor. Vücudun eksiklerinin yerine konması, yani vitamin, mineral ve beslenme desteklerini yeterli alması ve vitamin C, prokain ve ozon tedavisi kombinasyonunda kalmaları gerektiğini düşünüyorum. Haftada bir yaklaşık 6 seans öneriliyor. Ardından da kişinin ihtiyacına göre yıllık dozlama ayarlanıyor, ama bu tamamen hekimin karar vereceği bir alan. Glutatyon maske kullanımlarında ise alan daha geniş. Çünkü, herhangi bir yan etkisi yok. Kullanımı kolay ve antioksidan sistemi aktive ederek cildin genç kalmasını sağlamaktaki etkinlik çok yüksek." Doktor Özkan, glutatyon maskesinin de büyük ilgili gördüğünü, haftada bir ve ortalama 4 ve 8 seans arası önerdiklerini belirterek, "Sonra da ayda bir kullanımla cildin yaşlanmasının gecikmesi, neminin artması, kırışıklıklarının azalması, bildiğimiz anti-aging özelliği ciddi boyutta fazla" ifadelerini kullandı.
'ANTİOKSİDAN İHTİYACIMIZ GİTTİKÇE ARTIYOR'
Bütün tamamlayıcı tıp tedavileri gibi glutatyon tedavisinin de hekim kontrolünde yapılması uyarısında bulunan Doktor Özkan, şunları söyledi:
"Antioksidan tedaviler gittikçe popülarite kazanıyor. Ama glutatyon bunlar arasında hep önde gidecek. Çünkü vücut kendi üretiyor ve biz bu üretimi artırma yönünde birçok elimizde silah varken, bu silahları kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü neden? Çevresel olarak çok fazla toksin alıyoruz artık. Stres de başlı başına bir toksin. Dışarıdan ciddi boyutta serbest radikal alıyoruz, ağır metallerle maalesef iç içeyiz. Yediğimiz gıdalar da çok ciddi boyutta antibiyotik ve hormon içeriyor. O zaman antioksidanlara ihtiyacımız gittikçe artıyorsa, hiç kuşkusuz ki antioksidan kullanımları da gittikçe yaygınlaşacak."
Doktor Özkan, avokado, kuşkonmaz, bamya gibi gıdalarda oldukça yüklü oranda glutatyon olduğunu, sarımsak ve soğanın vücuttaki glutatyon sentezini artırdığını da sözlerine ekledi.