Sinemada film seyrederken, serviste işe gidip gelirken, merdiven inip çıkarken, uzun süre aynı pozisyonda otururken dizde çeşitli şikayetlere sebep olan diz kıkırdağı bozuklukları, genç yaşta da ortaya çıkarak yaşam kalitesini önemli oranda etkiliyor!
İnsan vücudunda bulunan birçok dokunun aksine, kıkırdak dokusunun kendini yenileyebilen ya da hasarını düzeltebilen bir doku olmadığını belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Türkmen, herhangi bir şikayet başladığında erken dönemde tedbir alınmazsa sorunun büyüdüğüne dikkat çekiyor.
Dizde şikayet başlar başlamaz sorun tespit edilir ve sebebi ortadan kaldırılırsa kıkırdak dokusunda hasar olmayacağını veya hasar olmuş ise ilerlemeyecek şekilde tedavisinin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Metin Türkmen, gençlerde görülen diz kıkırdağı bozuklarının sebepleri hakkında bilgi veriyor:
Eklem harekete geçtiği anda ya da eklemin hareketi sırasında dizde bir ağrı olması önemli bulgulardan biri. Mesela;
- Eğimli zeminde yürürken,
- Sinemada film seyrederken,
- Serviste işe gidip gelirken,
- Merdiven inip çıkarken,
- Uzun süre aynı pozisyonda otururken,
Dizde ağrı hissedilmesi diz kapağı kemiğinin yerleşiminde bir problem olduğuna işaret ediyor
Birçok insanın diz kapağının yerleşiminde doğuştan gelen bir bozukluk olabiliyor. Buna bağlı dizde gelişebilecek bir sorun, çeşitli sebeplerle daha erken ortaya çıkabiliyor. Mesela, normal şartlarda 30 yaşında ortaya çıkabilecek bozukluk, spor yapılıyorsa ya da düşüp bir darbe alındıysa daha erken ortaya çıkabiliyor. Bu noktada sorunun hemen önemsenmesi ve doktora gidilmesi gerekiyor. Böylece hemen önlem alındığı ve problemin sebebi ortadan kaldırıldığı için, hastanın belki hayatı boyunca bir daha böyle bir şikayeti olmayabiliyor.
Diz kıkırdağındaki sorun erken teşhis edildiğinde, öncelikle diz eklemini kontrol eden kas mekanizması üzerinden tedaviye gidildiğini belirten Prof. Dr. Metin Türkmen şunları söylüyor:
Diz eklemini kontrol eden en önemli mekanizma olan kasların gücü ne kadar yüksek ise, o eklemdeki zorlanma da o kadar az oluyor. Dolayısıyla hastadan, ilk önce diz eklemini kontrol eden kaslarını kuvvetlendirmesini istiyoruz. Çoğu zaman, özellikle diz önündeki küçük kemiğin (patella) yerleşimi ile ilgili olan durumlarda şikayet ortadan kalkabiliyor. Yani kas ne kadar güçlü ise, kıkırdakta şikayet gelişmesi ya da mevcut şikayetlerin ilerlemesi o kadar yavaş oluyor.