Kızamığın güvenli ve etkin bir aşısı olmasına rağmen dünya çapında küçük yaştaki ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri olduğunu belirten İpek, “2000-2008 yılları arasında yüksek riskli ülkelerde yaşayan 9 ay 14 yaş arası yaklaşık 700 milyon çocuğun aşılanması ile global kızamık ölümleri % 78 oranında azalmıştır.
Buna rağmen, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2008 yılında çoğunluğu 5 yaş altı olmak üzere 164 bin kişinin kızamıktan öldüğü tahmin edilmektedir” dedi.
Kızamığın ilk bulgusunun genellikle temastan 8-12 gün sonra ortaya çıkan ve 4-7 gün süren yüksek ateş olduğunu hatırlatan İpek, şöyle devam etti: “Burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve sulanma ve ağız içinde küçük beyaz noktalar ateşe eşlik eden başlangıç bulgularıdır.
Birkaç gün süren bu başlangıç bulguları sonrası yüzde ve boynun üst kısımlarında başlayan bir döküntü gelişir. Üç gün içinde bu döküntü aşağı doğru ilerleyerek, el ve ayaklara kadar yayılır.
5-6 gün süren döküntü daha sonra solarak kaybolur. Kızamığın ağır formları, özellikle A vitamini eksikliği olan yetersiz beslenen küçük çocuklarda veya bağışıklık sistemi AİDS veya diğer hastalıklar ile zayıflamış kişilerde görülür.
Kızamığa bağlı ölümler ise genellikle hastalığa bağlı gelişen komplikasyonlar ile olur. Komplikasyonlar, 5 yaş altı çocuklar ile 20 yaş üstü erişkinlerde daha sıktır. Rastlanabilecek en ciddi komplikasyonlar, körlük, ensefalit (beyin iltihabı), ağır ishal ve buna bağlı dehidratasyon (su eksikliği), kulak enfeksiyonları ve zatürree gibi ağır solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Kızamık, bir kez geçirildiğinde hayat boyu bağışıklık bırakan bir hastalıktır.
Aşılanmamış küçük çocukların kızamık ve komplikasyonlarına karşı en büyük riske sahip olduğunu belirten İpek, “Yüksek oranda bulaştırıcı olan kızamık virüsü, öksürük, hapşırık, yakın temas veya enfekte burun ve boğaz salgısına direkt temas ile bulaşır. Virüs, havada ve enfekte yüzeylerde 2 saate kadar canlı kalır. Enfekte kişi, döküntülerin ortaya çıkmasından 4 gün öncesinden başlayıp, 4 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdır” diye konuştu.
Kızamığa özgün bir tedavi olmadığını da dile getiren Yard Doç. Dr. İlke Özahi İpek, kızamıktan korunma yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “40 yıldan uzun bir süredir kullanımda olan kızamık aşısı güvenilir, etkili ve ucuzdur. Genellikle kızamıkçık ve kabakulak aşıları ile birleştirilmiş olarak kullanıma sunulmuştur.
Tek veya kombine formda kullanımı arasında etkinlik farkı yoktur. İlk doz aşılama sonrası yaklaşık % 15 oranında çocukta bağışıklık oluşmadığından 2 doz aşılama önerilmektedir. Rutin aşı takviminde kızamık aşısı, kızamıkçık ve kabakulak aşıları ile kombine formda 1 yaşta ve 4-6 yaşta olmak üzere 2 kez yapılmaktadır.
Ancak bir salgın varlığında, ilk aşılama yaşı 7.aya kadar indirilebilir. Nitekim, böyle bir tehdide karşılık T.C. Sağlık Bakanlığı bugünlerde ilk aşılama yaşını 9. aya çekmiştir.