Bebeklerinizi Bu Virüsten Koruyun!

Ekim Nisan ayları arasında görülen RS virüsünü birçoğunuz duymamış olabilir. Ancak yenidoğan uzmanları ve bebekleri prematüre doğan ailelerin büyük bir kısmı bu virüsü gayet yakından tanıyor!

Anne Bebek Dergisi
Berna Paşahan

RS virüsü hakkında bilgileri Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman’dan öğrendik.

Yenidoğan Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman, evde okula giden çocuk varsa ailelerin daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtiyor.

RS Virüs Her Yaştan İnsanda Görülebilmektedir!

Hastalığın Özellikle Prematüre Bebekleri Tehdit Etmesinin Sebebi Nedir?

Aslında bu bilinmeyen bir virüs değil. Ortalıkta bir virüs…Ancak prematüre bebeklerin bazı problemleri var. Akciğer gelişimleri tamamlanmadan doğuyorlar ve akciğer kapasiteleri çok küçük. Mesela biz 20 nefesle kendimize yeterli oksijeni sağlarken onlar 40-50 nefes almak zorundalar.

Ayrıca prematüreler son aylarını anne karnında tamamlayamadan doğmuş oluyorlar.

Hamilelikte anneden bebeğe antikorlar son üç ayda geçer ki bunlar zamanında doğan bebekler için bağışıklık faktörleridir. Böyle olunca prematürelerde ciddi bağışıklık eksiklikleri yaşanıyor ve bu tür virüslerle savaşmaları çok zor oluyor.

Ayrıca bu virüsün prematüre bebeklerde bir tehlikesi daha var.

Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bu virüs prematüre bebeklerin apne dediğimiz nefes duraklarını artırabiliyor. Hatta bitmiş olanları tekrar başlatabiliyor. Hayati de olabiliyor bu durum.

Zamanında Doğmuş Bebekler İçin de Böyle Bir Risk Oluşturur mu?

Zamanında doğan bebeklerde uyku apnesi sorunu olmamalıdır. Eğer böyle bir sorun yaşanıyorsa altta mutlaka bir neden vardır, araştırılmalıdır. Ancak geç prematüre dediğimiz bebekler var. Aileleri onları zamanında doğmuş kabul edebilir ama aslında değiller. 35-37 hafta arasında doğan çok fazla bebek var. Bunlar anne karnındaki süreçlerini neredeyse tamamlamış ama eksik kalmış bebekler. Bu yüzden bunlar da riskli grup içinde yer alıyorlar.   
 
RS Virüs Nedir? Kendini Nasıl Belli Eder?

Diğer nezle virüslerinden çok farkı olmayan bir virüstür. Tüm dünyada yaygındır ve salgınlarını belli dönemlerde yapar. Isı farklılıkları yaşayan ülkelerde çok tipik sezonları vardır. Yapılan araştırmalara göre Ekim aylarında artarak başlayan, Ocak ve Şubat aylarında maksimum seviyeye ulaşan, Mart ayında azalmaya başlayan ve Nisan ayında da kaybolan bir sezonu vardır.

Belirtileri aynı soğuk algınlığı belirtileridir. Yalnız prematüre bebeklerde nefes durakları ile başlayabilir. Ya da bir yorgunluk, ateşle başlayıp bir iki gün içinde nezleye çevirebilir. Ama bizlerde ve daha büyük çocuklarda bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar ve seyreder. 
 
Nasıl İlerler?

Üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlar. Hasta olan bebeklerin burun salgıları artar ve solunumları sıklaşır. Nefes almaları zorlaşır. Bir iki gün içinde virüs daha aşağılara inmeye başlar. Bebeklerin ciğerlerinde ıslık tarzı ötmeler duyulur. Hava yollarındaki ödem aynen astım krizine benzer. 

Alt havayollarına inen  bu hastalığa RSV bronşiyoliti denir.

Hastalık sürecini kısaltan bir ilaç yok. Nefes açıcı tedaviler verip, ödemi azaltmaya çalışırız ama yapılan çalışmalar bu ilaçların hastalık sürecini kısaltmadığını gösteriyor. Bu yüzden ailelere bunun bir hafta on gün kadar süreceğini, hangi ilaca başlarsak başlayalım sürecin yaşanacağını söyleriz.

RS virüsüne bağlı olarak gelişen bronşiyolit bazen bu kadarla  kalmıyor. Bazı bebekler ya bu enfeksiyona aşırı duyarlılar  ya da aldıkları enfeksiyon onların solunum yollarını daha duyarlı hale getiriyor. Solunum yolu hassasiyeti nedeniyle sonraki dönemlerdeki üst solunum yolu enfeksiyonlarında da astım tarzı ataklar yaşayabiliyorlar. Bu yüzden 6 aydan önce bebeklerin bu virüsle tanışmalarını istemeyiz.

Yani Virüs Bu Sürede Vücuttan Tam Olarak Atılamıyor mu?

Vücuttan temizleniyor ama orada bir hasar bırakıyor. Ciğerlerdeki dokular, bronşlar, bronşiyollar etkileniyor ve bu bebekler bir daha enfeksiyon geçirdiklerinde buralarda reaksiyon gelişmesi daha çabuk oluyor.

Bu Virüs Başka Kimleri Tehdit Ediyor?

Başta prematüre bebekler, sonra doğumsal kalp hastası olan bebekler. Ameliyat olmuş olsalar bile kalbin akciğerlere bindirdiği yük nedeniyle bu bebekler de çok ciddi hastalanabiliyorlar. Tekrar yoğun bakıma yatma riskleri çok yüksek.

Akciğerlerin rahat temizlenemediği Kistik Fibroz hastalığı olanlarda da bu virüs tehlike yaratıyor.

Kanser tedavisi alan bebek ve çocuklar çok riskli. Özellikle kemik iliği transplantasyonu gibi bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda RS virüsünden korkarız.    
Yaşlılar da riskli gurubu oluşturuyor. Mesela kış aylarında torunuyla birlikte hasta olan yaşlılarda alt solunum yollarına inen virüs ağır tablolar yaratabiliyor.

Prematüre Doğan, Kalp, Akciğer Hastalığı Riski Ya da Başka Bir Risk Taşıyan Bebekleri Korumak İçin Neler Yapılıyor?

Kış mevsiminde aileleri taburcu ederken mutlaka uyarmak gerekiyor. Onlara gerekli bilgilendirmeleri yapmadan istediğiniz ilacı verin, bir etkisi olmaz.
Bu bebekleri kış aylarında kesinlikle kalabalıktan korumak gerekiyor. Evlerinde mevlitler, partiler düzenlememelerini öneriyorum.

Eve gelen herkesin elini iyi yıkaması gerekir. Evde nezle olmuş biri varsa bebekten kesinlikle uzak durmalı. Bu kişi anne ise maske takmalı. Her hapşırıp, öksürdüğünde elini ağzına götürmüşse mutlaka elini yıkamalı.

Ayrıca bir diğer önemli nokta evde okula giden kardeşlerin olması. 4-5 yaşındaki kardeşe bebeği çok öpmemesi, hasta olduğunda bebeğe yaklaşmaması gerektiği anlatılmalı. Eğer daha küçük bir çocuk ise oyunlarla bebekten uzaklaştırılmalı.

Bazen de ailelerimiz çok korumacı olabiliyorlar. Yaz aylarında bile sağlıklı bebeklerini aylarca tecrit ediyorlar. Buna gerek yok. Önlemler kış aylarında ve hassas bebekler için titizlikle uygulanmalı.     

Anne Sütü Çok Önemli! 

Annenin sütünün azalmaması ve devamının sağlanması için evdeki insanların destek olması, annenin iyi beslenmesi, dinlenmesi ve yeterli sıvı alması gerekli. 

Bir de aşımız var. Bu, klasik aşılar gibi bir aşı değil. Aşı, bebeklerde bir bağışıklık faktörü ürettiriyor. Ancak bu aşıyla virüse karşı oluşmuş bağışıklık maddesini doğrudan veriyoruz. Aşı sayesinde kış aylarında riskli bebekleri korumamız çok daha başarılı oluyor.

Hastalık sezonu boyunca her ay tekrarlamamız gereken bir aşı bu. Nedeni pasif bir aşı olması ve koruyucu maddenin vücutta bir süre sonra azalmaya başlaması. Bağışıklık seviyesinin vücutta belli bir seviyede tutulması için aşının her ay yapılması gerekiyor.

Doktorlar yeni bir aşı çıktığında temkinli davranır gerçekten etkili ve yararlı mı diye.. Ancak bu aşı kendini ispatladı. Ciddi bilimsel araştırmalar ve teknolojiler kullanılarak geliştirildi. Yaklaşık yedi yıldır tüm dünyada uygulanıyor.

Kaç Aylık Bebeklere Uygulanıyor?

Kış aylarında (Ekim-Mart) bir bebek hastaneden çıkıyorsa ve 32 haftanın altında doğmuş ise, taburcu olurken aşıya başlanabiliyor.    

Kronik akciğer hastalığı olan ve problemleri devam eden prematüre bebeklere de 2 yaşına kadar kış dönemlerinde bu aşı öneriliyor. Bu bebeklerde risk çok fazladır, hatta yaşanan alt solunum yolu enfeksiyonları ölümcül olabilir. Bu yüzden aşılanmaları önemlidir.

Henüz tartışmaları tamamlanmamış bir grup da var. 2009 yılında Amerikan Pediatri Akademisi’nden onayı alınan ve Türk Neonatoloji Derneği’nin sorgulamasına devam ettiği 32-35 hafta arasında doğmuş geç prematüre bebekler. Bu bebeklerde akciğer hastalığı varsa aşı öneriliyor zaten.

Ama bebek doğduktan hemen sonra kreşe gidecekse ya da evde yuvaya giden bir kardeş varsa ve RS virüsünün eve taşınması olası ise bebeğin aşılanması öneriliyor.

Oldukça pahalı bir aşı.Türk Neonatoloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı’nın ortak çalışmalarıyla ailelere aşının geri ödemesi yapılabiliyor. Bunun için bir devlet hastanesinden onay almak gerekiyor. Hastalık raporunu götürüyorsunuz ve devlet hastanesinden alınan onayla aşının bedeli devlet tarafından ödeniyor.

İlgili Sağlık Konuları