Keleş, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının ortaya çıkmasında, havaların soğumasının, kış aylarıyla birlikte hava kirliliğinin artmasının, kapalı ortamlarda zaman geçirilmesinin etkili olduğunu söyledi. Keleş, üst solunum yolu enfeksiyonlarının genellikle sadece burun akıntısı, öksürük ve ateş şeklinde görüldüğünü, hırıltı, hızlı nefes alıp verme ve göğüste çekilmenin olması durumunda ise alt solunum yolu enfeksiyonlarının söz konusu olabileceğini ve hayatı tehdit eden bulgular oluşturduğunu vurguladı.
Dr. Esengül Keleş, zatürrenin bir alt solunum yolu enfeksiyonu olduğunu belirterek, “Temel olarak bebeklerin hızlı solunum yaptığından emin olabilmek için annenin kendi solunum sayısıyla karşılaştırma yapması gerekiyor. Hızlı solunum, zatürrenin ilk belirtisidir ve o bebeğin basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmediğinin, zatürre olduğunun kanıtıdır ve zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır” dedi.
Hastalığın oluşumu ve gelişmesiyle ilgili de bilgi veren Dr. Keleş, “Zatürre, akciğer enfeksiyonu ya solunum yolları savunma sisteminin bozulması ya da fazla sayıda mikrobun vücuda girip savunma bariyerlerini aşması ve solunum yolları mukozasında hasara yol açması ile oluşur. Bu hasar sonucu bütünlüğü bozulmuş mukoza üzerinde bakterilerin yerleşip bozulmuş bariyeri aşması ve akciğer dokusuna ilerlemesi kolaylaşır.
Bakteriler istila ettiği akciğer dokusunda artan bir hasara ve bu bölgede iltihap oluşmasına yol açar. Böylece başlangıçta viral olarak başlayan enfeksiyon, daha ağır bir bakteriyel enfeksiyona dönüşmüş olur. Kimi zaman aynı hasarı virüsler bakterilerin iştiraki olmadan tek başlarına da yaparak viral zatüreleri oluştururlar” diye konuştu.
Zatüre tanısında özellikle küçük çocuklarda tek başına muayene ile tanı koymanın mümkün olamayabileceğini ifade eden Esengül Keleş, “Bu çocuklarda kan tahlili ve akciğer grafisiyle tanıya gidilebilir. Daha büyük çocuklarda dinleme bulguları yol gösterici olduğundan hekim için tanı koymak daha kolaydır. Tedavi hastanın durumuna göre ayaktan ya da yatarak yapılabilir; buna hastanın klinik ve laboratuar bulgularına göre hekim karar verebilir” dedi. H.influenza gibi bazı çocukluk çağı aşılarının kızamık gibi zatürre etkenlerine karşı koruyucu olduğunu belirten Keleş, çocuklarda en sık zatürre etkeni olan pnömokoklara karşı 2 yaş altında kullanılabilecek pnömokok aşısı yaptırılması gerektiğini kaydetti.
Çocukları ve bebekleri sigara dumanına maruz bırakmamanın önemine de işaret eden Dr. Keleş zatürreye karşı alınabilecek diğer önlemlere ilişkin de, “Anne sütü alan bebeklerin her tür enfeksiyona karşı daha korunaklı olduğunu unutmamalı, bebeklerimizi mümkün olduğunca anne sütüyle beslemeliyiz. Çocuklarımızı hasta kişilerle temastan korumalı, enfeksiyonların sık görüldüğü mevsimlerde onları kalabalık ortamlarda bulundurmamaya gayret etmeliyiz” dedi.