Gemlik Muammer Ağım Devlet Hastanesi'nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıklar uzmanı Dr. Ömer Artar, açıklamasında, gaz sancısının, sağlıklı bir bebekte bağırsak kökenli olarak, en az günde 3 saat, en az haftada üç gün ve en az 3 hafta süren periyodik ağlamalar olduğunu ifade etti.
Genellikle akşam saatlerine doğru sağlıklı olan bebekte birden bire yüzde kızarma, ağız çevresinde solukluk olduğuna dikkat çeken Dr. Artar, bebeğin dizlerini karnına çekme ile birlikte tiz bir çığlık şeklinde ağlamaya başladığını kaydetti.
Bu ağlamaların, 2-3 saat sürebileceğini vurgulayan Dr. Artar, "Bebek bir türlü avutulamaz. Karnından artmış barsak sesleri duyulabilir. Gaz çıkartmakla ağrı hafifleyebilir.
Kolik genellikle yaşamın ilk veya ikinci haftasında başlar. Altıncı haftada şiddetlenir. Bebeklerin yüzde 25'i günde 3 saatten fazla ağlamaktadır. 2-3. ayda, bazen de 4. ayda kendiliğinden kesilir. Tüm bebeklerin yaklaşık yüzde 20-30'unda görülmektedir. Zeki, eğitimli annelerin bebeklerinde daha sık görülür.
Düşük doğum ağırlıklı bebeklerde çok sık görülür ve geç başlar. Bebeği beslerken aşırı hava yutulması, biberon başlıklarının uygunsuz boyda olması, bebeğin gaz çıkarmasındaki yetersizlik, fazla miktarda sulandırılmış mamayla beslemeye özen gösterilmeli. Yapılan araştırmalarda ısrarcı karın ağrılarının üçte birinde sebebin gıda alerjisi olduğunu göstermiştir. Yapılan bir başka çalışma ise annenin yediği besinlerle bebeğinde görülen kolik arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Özellikle annenin yediği lahana, karnıbahar, brokoli gibi sebzeler, inek sütü, çikolata, fasülye mercimek, nohut, kolalı içecekler ve soğanın bebekte kolik oluşturma olasılığı yüksektir. Hamilelik esnasında sigara ve kafein tüketimi de anne sütünün kalitesini bozmaktadır. İnek sütü alerjisi, yaşamın ilk yılında normal bebeklerde yüzde 2 iken, infantil kolikli bebeklerde bu oran yüzde 25'e çıkmaktadır." diye konuştu.
Koliğin hiçbir bilinen tedavisi olmadığını dile getiren Dr. Ömer Artar, ancak bazı önlemlerin yararlı olabileceğini kaydetti.
Öncelikle bebeğin bir hekime götürülmesini ve orta kulak iltihabı, idrar yolları iltihabı, boğulmuş fıtık, göze kirpik kaçması, köprücük kemiği kırığı gibi hastalıklarına karşı kontrol edilmesini isteyen Dr. Artar, bebeğin rahat ve tok olmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Dr. Artar, şu tedbirleri tavsiye etti;
Bebeğinizi dik olarak kucağınıza alın ve sırtına minik darbeler vurarak sakinleştirmeye çalışın.
Biberonla beslenme 20 dakikadan az sürüyorsa daha az delikli bir biberon başıyla beslemeyi deneyin. Böylece emme arzusunu giderin.
Sessiz ve daha az aydınlık bir oda dış uyaranları azaltarak yardımcı olabilir.
Bebeği korkutabilecek ani hareketlerden sakının.
On dakikadan fazla süredir bebeğiniz ağlıyorsa yüzüstü yatırmayı deneyin.
Çok aktif bebeklerde bebeğin bir battaniye ile sarmalanması işe yarayabilir.
Bebeğin karnına ılıtılmış su şişesi veya petler konulabilir.
Bazı bebekler araba yolculuğu ile bazıları da saç kurutma makinesi veya elektrik süpürgesi sesi ile sakinleşebilmektedirler. Sallamak, müzik dinletmek, ritmik emmeyi sağlamak için emzik kullanmak gibi rahatlatıcı önlemlerle ağlamanın azaldığı görülmüştür.
Ana baba olarak çocuğunuzun sağlıklı bir bebek olduğunu, infantil kolik'in çocuğunuzun büyüme ve gelişmesi üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmayacağını ve bir müddet sonra kendiliğinden geçeceğini unutmayın ve moralinizi bozmayın.
Bebeğinizi formül mamaları ile besliyorsanız mamayı değiştirin. İnek sütü proteini olan mamalar yerine soya formüllü mamalar bazen yararlı olabilmektedir.
Bebeğinizi emziriyorsanız yediğiniz gıdalara dikkat edin (Lahana, karnıbahar, brokoli, inek sütü, çikolata ve soğandan uzak durmayı deneyin)
Koliklerde kullanılan hiçbir ilacın faydası kanıtlanamamıştır. Bazı yan etkilere neden olabilirler.
Uzun süreli ağlamalarda diyette bazı değişiklikler yapılabilir. Annenin diyetinden süt ve süt ürünleri çıkartılır.