Hemen hemen bütün insanlarda kişinin çevreye verdiği güzellik izlenimi gözler ve bakışlardan geçer. Yüz güzelliğinde göz kapakları bu işleve tüm varlıklarıyla katılırlar. Oysa göz kapaklarındaki yorgunluk, çöküklük, torbalanma en güzel gözleri, en güzel bakışları bile gölgeleyebilir. Oysa çaresi kısa süreli, hatta lokal anestezi ile yapılabilen bir ameliyatla mümkün.
Bedene yapılan her işlemde olduğu gibi göz kapaklarında da önemsiz veya basit bir işlem yoktur. Aksine burada milimetre düzeyinde yapılan işlemler son derece önem taşır, hastanın ameliyattan sonra oluşabilecek şikayetlerinin nedeni olur. Yetkin olmayan ellerde körlüğe kadar varan olumsuz sonuçları olabilir.
Göz kapaklarında yıllar içinde oluşan deformite tamamen yerçekimine bağlı bir olgudur. Yüzdeki tüm yumuşak dokularda olduğu gibi ince derili göz kapakları da aşağı doğru çekilir aynı zamanda göz küresinin çevresindeki yağ yastığına gözün oluşturduğu basınçla alt kapaklarda torbalanma (yani yağ yastıkçıkları) oluşur.
Bu şikayetlerle gelen hastada önce deformiteyi tanımlamak gerekir. Kapakların şekli, hareketi, düşüklüğü, yağ fıtıklarının mevcut olup olmadığı, deri fazlalığı gibi kısımlar not edilerek hastaya uygun cerrahi teknik seçilir.
Üst kapaklardaki deri fazlalığı ve sarkması üst kapak kıvrımı içinde kalan bir kesi ile derinin çıkarılması ile kolayca düzeltilebilir. Gerekiyorsa bu işleme yağ paketciklerinin de çıkartılması işlemi eklenebilir. Üst kapakta açma hareketini kısıtlayan bir sorun varsa bunun nedenleri incelenerek uygun cerrahi yöntem seçilir ve bu sorun da aynı anda-aynı kesiden giderilebilir.
Alt kapaktaki sarkıklık çoğunlukla yağ torbaları ile beraberdir. Genellikle yağ fazlası alındığında deri fazlası çıkarılmadan veya çok sınırlı olarak çıkarılarak yapılan ameliyat şekilleri vardır.
Bunlar ya kirpik hattının içinden (transkonjonktival) ya da deri çıkarılacaksa kirpik dibinden (subsilier) birkaç milimetrelik bir deri çıkarılması şeklinde yapılır. Gerekiyorsa alt göz kapağının dış kenarı yukarı doğru asılarak ilerdeki sarkmaları önlemek de mümkün olabilir.
Göz kapakları vücudun en ince derisinden oluşurlar. Bu ince ve kıymetli deriye ameliyat sırasında en fazla özen gösterilmeli, asla gereğinden fazla çıkarılmamalıdır. Biraz fazla çıkarıldığında uyurken gözün açık kalması veya ayakta iken alt kapakların aşağı sarkarak gözün beyaz bölgesinin görünmesi söz konusu olabilir. Bunlar cerrahi olarak da zor düzeltilebilen işlemlerdir. Plastik-estetik cerrahlar bu olasılıkları hesaba katar ve bu bölgede sorun oluşturmamaya özen gösterirler.
Ameliyat sonrasında oluşan morluk ve şişlikler bir haftada en aza iner ama göz kapakları yeni şekillerine genellikle yirmi gün içinde kavuşurlar. Dikiş hattının sertliği, kızarıklığı bu bölgeye yapılan masajlarla bir-iki ay içinde tamamen yumuşar ve hastanın aynalarda daha mutlu gülümsemesine neden olur.