Uzm.Dr. Faruk Akçay
Kekemelik
Hastanın yaşı için uygunsuz olacak şekilde konuşmanın normal akıcılığı ve zaman kalıplarında rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Ses tekrarlarını, uzatmaları, ünlemleri, kelimelerin içinde duraklamaları, bloklardan kaçınmak için gözlenebilir kelime yer değiştirmelerini ve duyulabilir ya da sessiz blokları içerir (bir ya da daha fazlasını). Akıcılıktaki rahatsızlık akademi yada mesleki başarıyı yada sosyal iletişimi engelleyecek kadar şiddetlidir.
Genellikle bozukluk çocuklukta başlamaktadır. Genel popülasyonda kekeleme yaygınlığı %1 dolayındadır. Erkeklerde daha sık görülür. Kekeleme çoğu vakada 18 ay ve 9 yaş arasında olmak üzere ve 2 ile 3,5 ve 5 ile 7 yaşları arasında iki keskin başlangıç piki olmak üzere genellikle 12 yaşından önce ortaya çıkmaktadır. 2-3,5 yaşları arasında başlayan kekemelik genellikle geçici olmaktadır.
Çocuklarda düşünce hızının, konuşma hızını geçtiği bu yaşlarda henüz yetersiz konuşma ile düşünce ifade edilmemekte, bu yüzden konuşma bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Buna fizyolojik kekemelik denir. Bu durum her çocukta görülmemekte; ancak konuşma bozukluğuna yatkın olan çocuklarda rastlanmaktadır. Erken yaşta başlayan geçici kekemelik durumlarında aile, çocuğa düzgün konuşmak için baskı yapmamalı, çocuğun kendi konuşmasına fazla dikkat göstermesine yol açılmamalıdır. Oluş nedeni tam olarak bilinmemektedir. Kuşkusuz çok etkenli bir bozukluktur. Genetiksel bir yatkınlığı olduğu kabul edilmektedir. Ayrıca kekeme çocukların anne ve babalarının çok titiz oldukları da saptanmıştır. Bu tür özellikleri olan yetişkin kişi, çocuğa küçük yaştan, düzen, temizlik ve terbiye konularında ağır disiplin uygulamakta ve yapısal, ailesel yatkınlığı olan çocuklarda herhangi bir etkenle kekemelik başlayabilmektedir. Kekemeliğin başlamasında korku en büyük rolü oynamaktadır. Kekemelik kronik bir gidiş gösterir. Zaman zaman düzelmeler olabilir, bu düzelmeler aylarca sürebilir.
Kekeleyen çocukların %50-%80’i kendiliğinden düzelmektedir. Tedavide; çocuğun düzgün konuşması için sürekli zorlanmaması, konuşurken sabırla dinlenmesi, konuşmasının kesilmemesi; zaten kolaylıkla oluşan yetersizlik duygusunu pekiştirici durumlardan (alay etme, utandırma, zorlama gibi) kaçınılması gerekir. Ailenin aşırı titiz, düzenli, denetimci ve kuralcı tutumu gevşetilmelidir. Psikoterapi 8-9 yaşlarından küçüklerde oyun, daha büyük çocuklarda konuşma yoluyla uygulanır. Ayrıca bir de konuşma tedavisi vardır. Konuşma tedavisi uzmanları tarafından, özel konuşma talimleri ile uygulanır.