Yumurtalık kistleri kadın sağlığını tehdit eden yaygın sorunlardan biri. Her yaş grubunda ortaya çıkabilen kistler anne karnındaki bebeklerde bile teşhis edilebiliyor. Çok çeşitli olabilen kistlerin sıklığı da görüldüğü yaşa göre değişiyor.
Özellikle üreme çağındaki kadınlarda yumurtalık kistlerinin bir çeşidi olan fonksiyonel kistler sıklıkla görülüyor.
Her ay adet döneminde atılan yumurtalar, bazen iyi çatlamadığı ya da çatlama işlemi tam olarak gerçekleşmediği zaman dışarı atılamıyor. Atılamayan folikül içine kanıyor ve bir miktar sıvı birikmesi oluyor. Sonuçta birçok kadında her adet dönemi öncesinde yaklaşık 2,5 cm’lik fonksiyonel kist oluşuyor. Ancak yeni adet dönemiyle birlikte yeni bir yumurta gelişmeye başladığı için bu kistler kayboluyor.
Yumurtalık kistleri çeşitlilik gösterdiği için çağlara göre ayrılarak tedavi planı da buna göre gerçekleştiriliyor. Örneğin postmenopoz döneminde adetten kesilmiş bir kadına yaklaşım tarzı ile gençlik döneminde ortaya çıkan kistlere yaklaşım farklılaşıyor.
Menopoz sonrasında yumurtlama fonksiyonu olmadığından, bu dönemde bir kist oluşmasının beklenemeyeceğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatih Güçer, menopoz döneminden sonra üç santimin üzerindeki bütün kistlere şüpheyle yaklaşıldığını söylüyor. Doç. Dr. Güçer’in verdiği bilgiye göre, menopoz sonrasında ortaya çıkan bir kist iyi huylu bile olsa hastanın opere edilmesi tercih ediliyor. Çünkü bu kistlerin ileride yüzde kaç ihtimalle kansere dönüşebileceği hakkında bilgi bulunmuyor.
Ancak daha genç yaşlarda ortaya çıkan kistlerde boyut daha büyük olsa dahi kistin yapısı ve ultrasondaki görüntüsü değerlendiriliyor. Yumurtalık kistlerini değerlendirirken önemli olan kriterlerden birinin de hastanın yaşam kalitesini etkileme düzeyi olduğunu belirten Doç. Dr. Fatih Güçer, şunları anlatıyor;
Solit dediğimiz, içerisinde sıvı dışındaki bir takım oluşumlar ihtiva eden bir kist ise bu hastayı özellikle ameliyata daha çok yönlendiriyoruz. Ama 5 cm’lik basit bir kistse, içerisinde herhangi bir tümöral çıkıntı, papiller bir yapı, solit alanı yoksa hastayı bir adet dönemi sonrasında tekrar çağırıyor ve kistin kaybolup kaybolmadığına bakıyoruz. Kist kayboluyorsa sorun ortadan kalkıyor, ancak kaybolmayıp aksine daha da büyüyorsa durum tekrar değerlendiriliyor.
Genç yaşlarda ortaya çıkan kistlerde farklı kriterler göz önünde bulunduruluyor. Örneğin adet görme dönemindeki genç kadınlarda gözlenen dermoid kistler doğuştan geliyor. Adet öncesinde belirli bir büyüklüğe ulaşmadığı için kendini belli etmiyor. Ancak bu dönemden sonra ileride büyüme riski taşıdığı için ameliyat edilmesi tercih ediliyor.
Dermoid kistler dışında özellikle reprodüktif çağlarda en sık rastlanan kistlerden biri de endometriozis kistleri.
Ameliyat öncesinde kistin yapısı ve hastanın yaşının belirleyici kriterleri oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Güçer, yaklaşımlarını şu şekilde özetliyor;
Laparoskopik cerrahide hastanın bir adet göbeğinden ve 5’er milimetrelik 2 veya 3 adet de alt karın bölgesinden delik açılıyor. Göbekten açılan 10 milimetrelik delikten bir optikle birlikte bir kamera hastanın karnından sokuluyor ve görüntü ekrandan seyredilerek işlem gerçekleştiriliyor.
Endometriosis kistini çıkarırken sağlam yumurtalık dokusunun korunarak zarar verilmemesi son derece önem taşıyor.
Doç. Dr. Güçer’in anlattığına göre, laparoskopide kistin sadece aspire edilmesi, yani içindeki sıvının boşaltılması yeterli olmuyor. Çünkü en geç üç ay içinde kist tekrarlayabileceği için tamamının çıkarılması gerekiyor. Buna karşın başarılı bir operasyon sonrasında kistin tekrarlama ihtimali çok düşük.
Ameliyat sonrasında ise endometriozisin yaygınlığına göre tedavi veriliyor. Kişinin çocuk isteyip istememesi ve çıkan patoloji sonuçları tedavinin şekillenmesini sağlıyor.
1- Kasık ve alt karın ağrısı, adet düzensizliği ile hekime ulaşan hastanın öncelikle öyküsü dinlenerek akabinde ultrason görüntüsü alınıyor.
2- Muayene sonrasında endometriozis kisti ön tanısı alan hasta, durum hakkında bilgilendiriliyor. Operasyon gerektiği anlatılıyor en kısa zaman içinde ameliyat günü belirleniyor.
3- Hasta aynı gün gerekli tetkiklerini tamamlıyor. Ayrıca anestezi polikliniğine giderek anestezi doktoru tarafından ameliyat için risk değerlendirilmesi yapılıyor.
4- Operasyon günü aç karnına gelen hasta, görevliler tarafından odasına yerleştiriliyor. İlk bilgilerin hemşireler tarafından verilmesinin ardından hekimler hastayı görüyor ve operasyona geçiliyor.
5- Operasyon sırasında hastanın karnı karbondioksitle şişiriliyor ve böylelikle operasyonun yapılacağı alan açılmış oluyor. Hastanın yaşına, kistinin durumuna ve kitlesine göre önceden yapılan planlamaya göre laparoskopik cerrahi ile kist yumurtalıklara zarar vermeden çıkarılıyor.
6- Ameliyattan yaklaşık 4-6 saat sonra hasta oral sıvı gıda almaya başlıyor. Yine 6 saat sonra hasta mobilize ediliyor. Genelde hastalar o gece hastanede kalıyor; ancak gitmek isteyen hastalar, riskli bir durum yoksa evlerine gönderilebiliyor. Hasta bir hafta sonra hem patoloji sonuçları hem de genel değerlendirme için tekrar kontrole geliyor. Aynı zamanda çıkan patoloji sonuçları ve hastanın beklentisine göre ameliyat sonrasındaki tedavi şekilleniyor.