Mevsim geçişleri insanların ruhsal davranışlarını etkilemekle birlikte; çeşitli hastalıklara yakalanma riskini de artırabilir.
Havaların soğuması, okulların açılması ve toplu taşıma araçları gibi kapalı mekanlarda geçirilen zamanın uzaması gibi nedenler mikrobik enfeksiyonların, özellikle nezle grip gibi viral hastalıkların bulaşma ve görülme sıklığını giderek artırabilir.
İnsan vücudunun ısı değişimlerine ve yeni koşullara uyum sağlaması için 2-4 hafta gibi bir süreye ihtiyacı vardır. Bu da sadece yumuşak mevsim geçişleriyle mümkündür. Ancak günümüzde küresel ısınma nedeniyle bu durum gerçekleşememektedir.
Havaların aniden ısınıp soğuması ile ortaya çıkan kısa süreli ısı değişimleri, vücudun adaptasyonunu da zorlaştırmaktadır. Bu durum, vücudun strese girip savunma sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır. Hem kolay bulaşması hem de vücudun hassaslaşması özellikle sonbahar- kış döneminde görülen gribal salgınlara yakalamayı da kolaylaştırmaktadır. Bu durum kronik rahatsızlıkları olan hastalarda daha sık görülmektedir.
- Sonbaharda hastalanmamak için yaşam düzeninizi değiştirin
- Özellikle el temizliğine özen gösterin. Ellerinizi kurallara uygun bir şekilde yıkayın, burnumuza ve gözümüze temas ettirmemeye özen gösterin.
- Kapalı mekanlardan, havalandırması iyi olmayan yerlerden mümkün olduğunca uzak durun.
- Mevsime uygun giyinmeye özen gösterin. Ne çok ince ne de çok kalın kıyafetler tercih edin.
- Ortam ısısını normal zamanda 25, uyku sırasında 22 derece tutmaya özen gösterin.
- Artan grip salgınlarında; hastalarla yakın temastan kaçının, aynı ortamda kalmamaya dikkat edin.
- Her yıl düzenli olarak Ekim- Kasım aylarında grip aşısı yaptırın. Şeker, böbrek, akciğer hastaları gibi bağışıklığı zayıflamış kişiler doktor kontrolünde zatürre aşısı da yapılmalıdır.
- Özellikle ofislerde ve okullarda; kalem, kitap, bilgisayar, bardak gibi özel eşyaları ortak kullanmamaya dikkat edin.
- Mendilleri tek kullanımlık olarak tüketin ve tekrar tekrar kullanmayın.
- Beslenme ve uyku düzenine özen gösterin. Doğru ve dengeli beslenin. Özellikle C vitamininden zengin meyve ve sebzeleri tüketmeye özen gösterin. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olmak kaydıyla sıvı tüketiminizi artırın.
Güneş ışınlarının daha az olduğu kış ayları, depresif duyguların artmasına neden olur. Özellikle İskandinav ülkeleri gibi kış aylarının çok uzun geçtiği bölgelerde depresyon ve intihar oranları yüksektir.
Yaz mevsimi insanların rutin işlerinin azaldığı, doğanın tazelendiği, tatillerin yapıldığı bir mevsimdir. Bu sırada gündüzler uzamış ve rutinden kurtulan insanların iş sonrası kendilerine ayırabildikleri zaman da artmıştır. Yazın yaşanan tüm bu canlanmaya karşın sonbahar ve kış döneminde tersine bir dönem yaşanır. Gündüzler kısalmaya, havalar değişmeye, güneş yüzünü daha az göstermeye, doğadaki yeşil yerini sarıya bırakmaya başlar.
“Hazan” olarak da bilenen bu mevsim, eğilimi olan kişilerde depresyonun ortaya çıkmasına neden olabilir. Depresif duygu durumu, çökkünlük, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha sık görüldüğünden, sonbahar depresyonu da kadınlardı daha çok etkilemektedir. Bu nedenle depresyona girmemek için enerjimizi artırmanız çok önemlidir. Bunu düzenli egzersiz yaparak, sağlıklı beslenerek, düzenli uyuyarak, yakın çevrenize ve dostlarınıza vakit ayırarak, işyerinde kısa molalar vererek, keyif alınan aktiviteleri planlayarak sağlayabilirsiniz.