Takip ve tedavi edilmediği takdirde kısırlığa neden olabilen Varikosel hakkında en önemli soruları KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Levent Gürkan yanıtladı.
Varikosel testisten kirli kanı uzaklaştıran toplardamarların genişlemesi ve bu nedenle görevlerini yerine getirememeleridir. Genişleme ile beraber kirli kan testisler içine geri akar ve testisin beslenmesini ve ısı regülâsyonunu bozması yanında testislerde toksik maddelerin düzeyinde artışa neden olur.
Uygun yaşam koşullarını kaybeden testiste sperm üretimi bozulur ve ilerlemiş durumlarda çoğunlukla testis hacim kaybının da eşlik ettiği kısırlık gelişir.
Edinilmiş kısırlığın en sık nedeni olan varikosel sokakta karşılaştığınız her 100 erkekten 15’inde mevcuttur. Erişkin dönemde kısırlık nedeniyle varikosel tedavisi geçiren hastaların ancak %40’ı çocuk sahibi olabilir.
Varikosel hastalığının sıklığının hem adölesan hem de erişkin yaşlarda aynı olması hastalığın daha adölesan dönemde başladığı, fakat sinsi doğası nedeniyle uzun süre fark edilmeyerek gizli kaldığını düşündürmektedir.
Hastalık bu nedenle çoğunlukla erişkinlikte ağrı veya kısırlık gibi bir bulgu verdiğinde tanısı konularak tedavi edilebilmektedir. Bu hastalık adölesan dönemde tanınıp tedavi edildiğinde ise testislerde oluşan hasara bağlı hacim kaybı %80 gibi, erişkinlikte sağlanabilenden çok daha yüksek bir oranda iyileşmektedir.
Adölesanda varikoselin tanısı erişkinde olduğu gibi fizik muayeneye dayanır. Fizik muayene sırasında testislerin bulunduğu torbanın içinde ele solucan gibi gelen damarsal yapılar varikosel için karakteristik ve tanı koydurucudur. Şüpheli muayene bulgularıyla karşılaşıldığında kan akımının net olarak ölçülmesine yönelik özel bir görüntüleme yöntemi olan Doppler ultrason hekime doğru teşhise yönelik çok yardımcı olmaktadır.
Adölesan çağda tespit edilmiş her varikosel mutlak yakın takip gerektirir. Bu hastaların bir kısmında teşhis anında veya takipler sırasında testis hacim kaybı veya Doppler ultrason ile içinde kanın geri akımının gösterilebildiği çok geniş toplardamarlar tespit edilecektir. İşte bu grup adölesanda cerrahi gerekmektedir ve bu hastalar aynı zamanda tedaviden en fazla faydayı görmektedirler.
Varikoselin günümüzdeki tedavisinde altın standart mikroskobik inguinal varikoselektomi yöntemidir. Bu yöntemde kasıktan yapılan yaklaşık 3 cm'lik cilt kesisinden testise giden damar paketi bulunur ve mikroskop altında atardamarlar ve lenfatik damarlar korunarak sorunlu toplardamarlar bağlanıp kesilir. Mikroskop altında yapıldığından anestezi gerektiren bu girişim yaklaşık olarak 40 dakika sürmekte ve hasta aynı gün taburcu edilmektedir.
Bu cerrahi girişim ile varikoselin testis üzerine olan yıkıcı etkisinin durdurulması yanında hastaların %75 - 80 gibi yüksek bir oranında yumurtalıklarda hasara bağlı olarak gelişen hacim kaybı da iyileşmektedir. Elimizdeki tek uzun süreli bilimsel araştırma adölesan dönemde varikoselleri cerrahi olarak düzeltilen gençlerin erişkin dönemde çocuk sahibi olmada bir zorlukla karşılaşmadıklarına işaret etmektedir.
Adölesan dönemde uygun teşhis, takip ve tedavisi yapılmış varikosel hastalığında ileri yaşta gelişebilecek kısırlığı engellemek mümkün görünmekte.