Sınavı Kazanamazsam Ne Yaparım?

Sınav günü yaklaştıkça çocuklarda ve gençlerde sınav kaygısı artmakta, "başarısız olursam ne yaparım, ailemin yüzüne nasıl bakarım, arkadaşlarım benim için ne der?düşünceleri yoğunluk kazanmaktadır.

Kaygının belli bir dozda olması itici bir güçken fazlası, ileriye gitmek ve hedeflere ulaşmak için gençlerin önünde engel oluşturmaktadır.

Sınav kaygısı, aslında sınavın kendisinden değil sonucundan duyulan kaygıdır. Sonucunda bir başarı ya da başarısızlığın olmadığı deneme sınavlarına gençler daha rahat girmekte ve bu kaygıyı çok fazla yaşamamaktadır. Sınavın sonucunda başarılı olup olmamak, yaptıklarının ve çalışmalarının sonucunu alıp almamak gençleri endişelendirmekte, bu da bir kaygı olarak ortaya çıkmaktadır.

Sınav kaygısı, hafif düzeyde ortaya çıktığı zaman başarıyı getiren faktörlerden biri olsa da; kaygı çoğalıp genç için ruhsal bir yük haline geldiğinde başarıyı olumsuz etkilemektedir.

Sınav kaygısı sadece sınavda değil sınava kadar olan sürede belirti gösterir. Gençler sıkıntılı ve huzursuz olabilir, sabırsız davranabilir, uyku sorunları yaşabilir, ders çalışamayabilir, baş ağrıları çekebilir ve bunların sonucunda da hem ruhsal hem bedensel olarak tepki gösterir.

Sınavda ise, kaygı nedeniyle bildiklerini yapamaz, zamanı iyi değerlendiremez ve soruları doğru okumadığı için yapabileceğinden daha çok yanlış yapabilir.

Sınava hazırlanan öğrencinin ailesine düşen görev; bu şekilde oluşan bir kaygıyla baş etmeye çalışmaktan daha çok, kaygıya sebep olacak davranışlardan kaçınmaktır. Çünkü çoğu zaman kaygıya sebep olan düşünme biçimleri, ailenin ve çevrenin etkisiyle oluşmaktadır.

Bu noktada ailelere şu hususlara dikkat etmelerini öneriyoruz;

1. Kaygı bulaşıcı bir duygudur.

Kaygının oluşmasında öğrencinin yaşadığı toplumsal koşullar etkilidir. Örneğin; yolda yürürken çevrenizdeki diğer insanların birden sağa sola kaçıştığını ve paniklediğini görürseniz, nedenini bilmeseniz de sizde de panik ve kaygı başlar. Bunun gibi kimi durumlarda öğrenciden daha fazla kaygı yaşayan anne babalar, farkında olmadan çocuklarının da kaygılanmalarına neden olabilirler.

2. Olumlu mesajlar verin.

Çocuğunuzun çalışma isteğini artırmak için kaygıyı artırıcı yaklaşımlardan kaçının. "Bu kadar çalışmayla kazanamazsın." "Bu kafayla gidersen zor kazanırsın.", "Amcanın oğlu... Fen lisesini kazandı, bakalım sen ne yapacaksın.", “Senin ne eksiğin var, aman bizi mahcup etme." gibi yaklaşımlar genci çalışmaya teşvik etmediği gibi kaygı düzeyini yükseltir, kendini yetersiz hissetmesine yol açar.

3. Aile gence rehberlik etmeli, yol göstermelidir.

Yanlış iletişim yöntemleri kullanan aile ve genç arasında derin uçurumlar olabilir. Bu dönemde gencin çevresinden beklediği en önemli davranış kendisinin olduğu gibi kabul edilmesidir.

4. Aile, öğrencinin sınavlarda başarılı olması için gerekli koşulları hazırlamalıdır.

Ancak sürekli olarak “senin için o kadar masraf yaptık, kazanamazsan paralar boşa gidecek” tarzında mesajlar vermemelidir. Böyle bir yaklaşım sınav kaygısını tetikler.

5. Aile, genci sürekli olarak olumsuz yönde eleştirmemelidir.

“Çok sinirli oldun bu günlerde, üstelik dağınık ve vurdumduymazsın” tarzındaki yaklaşım da öğrencinin kendine olan güvenini azaltabilir. Kendisini beceriksiz ve işe yaramaz görebilir. Bu dönemde gençler kendilerine yakıştırılan kimliklerin etkisinde çabuk kalır.

6. Aile gencin ders çalışma sistemine yargılayıcı şekilde müdahale etmemelidir.

“Çok az ders çalışıyorsun, herkes kazanacak sen kazanamayacaksın” tarzındaki bir yaklaşım öğrencinin ders çalışmasını zorlaştıracaktır. Öğrencinin ders çalışma ile ilgili problemleri varsa bu durum sınıf öğretmeni veya rehber öğretmenle görüşülmelidir.

7. Sınavlara hazırlanırken gençler daha sinirli ve kaprisli olabilirler.

Aile bu durumlarda çocuklarını hemen yargılamamalıdır. Tartışma anında, genç çok kırıcı olabilir. Aile bu tip durumlarda daha olumlu bir iletişim tutumu sergilemelidir.

8. “Ailem ne der?” tarzındaki düşünce sistemi gencin sırtındaki yükü daha da ağırlaştırır.

Ailelerin çocukları için kaygılanmaları çok doğaldır, ancak bu kaygılarını gence yansıttıklarında, genç daha fazla kaygı yaşar ve kendisinden çok ailesini düşünür.

9. Ev ortamının huzurlu ve sakin olması da ders çalışmayı kolaylaştırıcı bir tutumdur.

Anne ve babaların aralarında çıkabilecek tartışmalar gencin yanında yaşanmamalıdır. Kendini evde huzurlu hissetmeyen genç, verimli bir çalışma ortamı oluşturamaz.

 

Sınav kaygısını azaltmak için gençlere öneriler:

1. Düşünce ve inançlarınızı gözden geçirin. “Sınavlarda her şey birbirine giriyor, karıştırıyorum”, “Başarılı olamayacağım çok kötü geçecek” gibi olumsuz ifadeleri olumlu ifadelerle yer değiştirin. “Puanım düşük ama eksiklerimi iyi tespit edersem büyük bir kısmını kapatabilirim” gibi.

2. Zamanı etkili kullanma yöntemlerini uygulayarak kişisel gereksinimlerinize önem verin.

3. Etkili ders çalışma tekniklerini uygulayın.

4. Dengeli beslenin ve uyku düzeninize dikkat edin.

5. Nefes egzersizleri ve gevşeme teknikleri ile kaygınızı azaltmayı deneyin.

6. Fiziksel aktivitelere zaman ayırın. En iyi aktivitelerden biri yürümektir. Her gün en az yarım saat yürüyün.

7. Zevk aldığınız şeylere ve hobilerinize hafta içinde birkaç saat ayırın. (Sinema, tiyatro, arkadaş toplantıları…)

8. Sınavı, yaşamın ve öğrenmenin bir parçası olarak görün. Ölüm kalım meselesi olarak algılamayın. “-meli”, “-malı” gibi gereklilik cümleleri yerine tercih cümleleri kurun.

9. Sınavların kişiliğinizi değil derslere ait bilgi birikimlerinizi değerlendirdiğini unutmayın.

10. Kendinize neler söylediğinizin farkında olun. Negatif düşüncelerinizi sıklıkla yazmaya ve daha sonra onları tartışarak çürütmeye çalışın.

İlgili Sağlık Konuları