Rüyalar hakkında bilinmeyenler

Uzmanlar rüyaların kişinin ruh halini, gelişimi ve yaptığı işler ile ilgili olduğunun altını çizdi.

 Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Ağar, "Görülen rüyaların yüzde 64'ünün üzücü, sinir bozucu, yüzde 18'inin mutluluk verici, yüzde 1'inin cinsel duygularla ilgili olduğu tespit edilmiştir. Rüyalar kişinin kendi özel dokümanlarıdır. Bu dokümanlarda kişinin ruh hali, gelişimi, yaptığı işler, hatta özel hayatıyla ilgili gerçek ve özel bilgiler bulunabilir" dedi.


Prof. Dr. Ağar, insanoğlunun yaşadığı her dönem rüyalara farklı anlamlar yüklediğini söyledi.

"Uykunun farklı bir bölümünü oluşturan rüyalar gelecekle ilgili bilgiler verir mi" sorusunun cevabını net olarak vermenin mümkün olmadığını ifade eden Ağar, "Rüyalar kişinin kendine yazdığı mektuptur" diye konuştu.

"RÜYALAR KİŞİNİN KÜLTÜREL KİMLİĞİNİN BİR PARÇASIDIR"

Rüya döneminin (REM uykusu) hafızanın yapılandırılması ve psikolojik yenilenme için gerekli olduğunun altını çizen Ağar, şöyle devam etti:

"Bu dönemde uyanırsak gördüğümüz rüyaları hatırlayabiliriz. Çok sık rüya gördüğünü söyleyen bir kişi, aslında gece sık sık uyanıp kalitesiz bir uyku uyumuştur. Uykuda görülen rüyaların bellekte konsolidasyonu olmamaktadır. REM döneminde uyandırılan insanların yüzde 75'i, yavaş dalga uykusunda iken uyandırılan insanların ise yüzde 10'u gördükleri rüyaları hatırlamaktadırlar."

Ağar, "Görülen rüyaların yüzde 64'ünün üzücü, sinir bozucu, yüzde 18'inin mutluluk verici, yüzde 1'inin cinsel duygularla ilgili olduğu tespit edilmiştir. Rüyalar kişinin kendi özel dokümanlarıdır. Bu dokümanlarda kişinin ruh hali, gelişimi, yaptığı işler, hatta özel hayatıyla ilgili gerçek ve özel bilgiler bulunabilir. Belki de rüyalar kişinin kültürel kimliğinin bir parçasıdır ancak kesinlikle gelecekte yapmanız gereken işler hakkında bilgi veren dönemler değildir" ifadelerini kullandı.

UYKU KALİTESİ ÖNEMLİ

Prof. Dr. Ağar, uyumanın insan sağlığı ve yaşantısı üzerinde çok önemli etkileri olduğunu, daha sağlıklı bir hayat için kaliteli bir uykunun nefes almak ve beslenmek kadar önem taşıdığını vurguladı.

Bir insanın hayatının yaklaşık üçte birinin uykuda geçtiğini belirten Ağar, şunları kaydetti:

"Uyku sürecinin kaliteli, düzenli ve yeterli olması, günlük yaşamımızı en iyi şekilde geçirmemizi sağlar. Ayrıca ruh ve vücut sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Uykusuzluk, dikkat ve konsantrasyon eksikliği gibi birçok soruna neden oluyor. Uykusuzluk dikkatsizliğe neden olduğu için iş ve trafik kazalarına zemin hazırlayabiliyor. Uyku yetersizliği, okul çağındaki çocuklarda ders başarısında düşme, problem çözme becerisinde ve derslere ilgide azalmalara da neden oluyor. Kalitesiz ve yetersiz uyku nedeniyle vücutta birçok metabolik ve ruhsal bozukluklar ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi bozulur, hastalıklara karşı direnç düşer. Ayrıca baş ağrısı, sersemlik hissi ve iştah artışı olur, konsantrasyon azalır, olaylara karşı tolerans azalması ya da umursamazlık, durgunluk başlar."

Ağar, günlük uyku ihtiyacının yaşa ve kişiye bağlı olarak değiştiğine dikkat çekerek, uyku süresinin ortalama olarak bebeklerde günlük 18 saat, çocuklarda 12-14 saat, erişkinlerde 4-8 saat ve yaşlılarda 3-6 saat olduğunu sözlerine ekledi.

İlgili Sağlık Konuları