Prof.Dr.Ahmet Ertan Tezcan ''En Kötü Sahtekarlık Bilim Sahtekarlığıdır'' Diyor!

Hastane.com.tr olarak Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesi E1 servisi şefi Prof.Dr.Ahmet Ertan Tezcan'ı ziyaret ettik ve daldan dala bir söyleşi yaptık.

Hastane.com.tr : Hocam sizi hastanenizde ziyarete geldik. Nasıl gidiyor çalışmalarınız bir süredir Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde yeni çalışmalar görüyoruz, yeni yapılar görüyoruz. Neler yapıyorsunuz ve nasıl gidiyor bu çalışmalar?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Biliyorsunuz benim asıl görevim Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi E1 kapalı erkek hasta servisi klinik şefliği, buna son dönemde yeni bir görev daha eklendi A2 kliniği şefliği. Bu kliniği de birkaç güm içerisinde açıyoruz. Bipolar ve duygu durum bozukluğu olan hastaların yatacağı tamamen yeni bir servisimizdir. İstanbul’da bu özelliğe sahip ikinci klinik olacak diğeri Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesindedir.

Hastane.com.tr : Hocam bu yeni klinik Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi bünyesinde mi olacak?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Evet, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi bünyesinde olacak. İlk etapta 45 yataklı bir klinik olacak. Bizim hastane ağırlıklı olarak Anadolu yakasına ve dolayısıyla Anadolu’dan gelen hastalara da hitap eden bir hastane olduğu için önemli bir ihtiyaca cevap verecek önemli bir kliniktir. Tabi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi bizi göre daha büyük bir hastane olduğu için onun da hakkını teslim etmek gerek biz de zaman zaman yetersiz kaldığımız durumlarda hastaları Bakırköy’e sevk etmek durumunda kalabiliyoruz.

Hastane.com.tr : Sonuç olarak gerek Bakırköy gerekse Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastaneleri  ülkemizin önemli hastaneleri olarak bir işbirliği içerisinde hareket ediyorlar diyebiliriz sanırım. Bunlar gerçekten sevindirici gelişmeler. Hocam biraz da daha önceki çalışmalarınızdan bahseder misiniz bize?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Ben 1990 da Psikiyatri uzmanı olduktan sonra askerlik görevimi Gölcük Askeri hastanesinde yatım ve orada tam dönemli olarak çalışırken de çok şey öğrendim diyebilirim. Ardından 1994 sonuna kadar İzmit SSK hastanesinde psikiyatri uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1995 yılında Elazığ Fırat Üniversitesine gittim ve orada da 1997 senesinde Fırat Tıp Merkezi Psikiyatri kliniğini kurdum. Şu anda Fırat Tıp Merkezi Psikiyatri kliniği, asistanım olan ve şu anda Profesör olan Prof.Dr.Murat Atmaca tarafından yönetiliyor ve Türkiye’nin yurtdışında en fazla yayını olan belki de birinci öğretim üyesi de Prof.Dr.Murat Atmaca.

Daha sonra 2005 yılında, Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma hastanesinde Psikiyatri kliniğini kurmak üzere İstanbul gönderildim. Orada da kliniğin kurulma aşamasını başlattım. Bundan sonra 2006 yılında Maltepe Üniversitesi’ne geçtim ve orada da Maltepe Üniversitesi Tıp fakültesi Psikiyatri kliniğini kurdum.
Gerçekten meslek hayatımın önemli bir kısmını klinik kurma çalışmaları ile geçirdim.

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde de çok değerli sayın başhekim Doç.Dr.Mustafa Bilici’nin önderliğinde yine bana bağlı olarak benim çalıştığım bünye içerisinde bir duygu durum bozukluğu kliniğini de kurmuş oluyoruz. Bu arada siz bizim E1 kliniğinin eski halini de biliyorsunuz dolayısıyla bu kliniğinde baştan aşağı yenilemesini yaptık. Burada çok değerli emekleri olan başta sayın Doç.Dr.Mustafa Bilici olmak üzere Hastane müdürümüz Halil beyin inanılmaz katkıları ve benim de naçizane ufak tefek katkılarımla bu kliniğimizi de tamamen yeniledik. Hem yatak sayısını arttırdık hem de klinikteki birçok olumsuz şeyi ortadan kaldırdık. İnşallah devam edeceğiz bu çalışmalarımıza.

Hastane.com.tr : Son gelişimize göre hakikaten çok güzel olmuş, çiçek gibi olmuş kliniğiniz hocam. Zaten aslında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde genel olarak gözle görülür çabalar ve iyileşmelerin ortada olduğunu düşünüyoruz.

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Bu tabi sadece benim çabamla olabilecek ya da olmuş bir şey değil. Bir kere 2005 yılında öncelikle buranın bir eğitim ve araştırma hastanesi haline getirilmesini -ki gerçekten bilmiyorum- kim akıl etmişse ya da kim Sağlık Bakanlığı’nı ikna etmişse çok büyük bir hizmet yaptığını düşünüyorum. Dolayısıyla tabii ki burada yapılan hizmetler devam edecek ancak önemli olan görevde olan kişilerin bu konulara el atmaları ki böyle olursa Erenköy hastanemiz çok daha iyi yerlere gelecektir. Tabi burada medya ile ilişkilerimizin de buna katkısı olduğunu asla göz ardı etmiyorum. Medya vasıtasıyla burada Erenköy hastanesinin varlığının bilinirliğinin arttırılmasında benim de katkım olduysa ne mutlu bana diyorum.

Hastane.com.tr : Orası net bir şekilde ortada hocam. Bu kadar yayın, program, yorumculuk derken herkes tarafından tanınır ve bilinir oldunuz. Hem siz hem hastaneniz. Bunun dışında bir de Terap-ist kliniğinde sürdürdüğünüz çalışmalarını var hocam. Bunlar nasıl gidiyor?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Şimdi sonuçta şöyle bir acı gerçek var yaşlanıyorsunuz. Yaşlandığınızda çoluk çocuğunuz giderek büyüyor ve ihtiyaçları artıyor. Buna bağlı olarak zaman içerisinde dışarıda çalışmak zorunluluğu da ekonomik sebeplerle ortaya çıkabiliyor. Terap-İst kliniği , benim akşam 17 den sonra 2-3 saat çalıştığım Uzman psikiyatrist değerli arkadaşım Tuncay Barut yönetiminde bir kliniktir.

Tabi zaman zaman gelen talebe de bağlı olarak bu çalışmaları yapmak zorunda kalabiliyorsunuz çünkü insanlar sizi medyadan tanıyor, arkadaşlarından duyuyor ve sizinle görüşmek istiyorlar. Tabi böyle bir talep olduğunda da kaygısız kalamıyorsunuz. Burada klinik şefliği ve diğer görevler sebebiyle zaten yoğun olan tempo içerisinde bütün hastaların bana ulaşması da mümkün olmuyor.

Dolayısıyla bazı insanlar doğrudan dışarıda bana ulaşma talebinde bulunuyorlar bunun sonucu da insanlara dışarıdan da hizmet vermek, tedavi etmek durumunda kalabiliyorsunuz. Aynı zamanda bütçenize de bir katkı sağlamış oluyorsunuz. Ayrıca dışarıda gördüğümüz yanlış teşhis ve tedaviler sebebiyle ilgilenmek zorunda kaldığımız hasta sayısı da gerçekten önemli seviyede. Dolayısıyla bu çalışmaların aynı zamanda bilimsel bir yönü de var ve dışarıda hasta bakma tercihimizde önemli bir pay sahibi diyebilirim.

Hastane.com.tr : Dışarıda yok yok hocam herkes terapi yapıyorum diyor?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Aynen öyle adam ben iletişimciyim, ben yogacıyım, ben NLPciyim, ben quantum fizikçiyim diyor, ben hipnoz tedavisi yapıyorum diyor ve insanları kendine göre yönlendiriyor. Bugün Psikiyatri çok geniş bir alan ve birçok insan bundan nemalanmak uğruna çok ciddi yanlışlıklar yapıyor. Erenköy hastanemiz bu anlamda insanlara yardımcı olmak için kurulmuş bir kurum ancak kapasitesi belli, bize ulaşamayan insanlar var, dışarıda yanlış tedavi sonucu mağdur olmuş insanlar var. Bu kişilere yardım etmek amacıyla da değerli meslektaşım Tuncay Barut ile birlikte Terap-İst de de hizmet veriyoruz.

Hastane.com.tr : Aslında gelmek istediğimiz noktalardan birisi buydu hocam. Dışarıda bangır bangır reklam yaparak insanları kendine yönlendiren ve tamamen bu işlerle uğraşan bir kitle var. Gündeme gelebilmek için de her türlü yayın organlarını kullanıyorlar. Bunlar için ne düşünüyorsunuz hocam?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Hiç de olumlu düşünmüyorum çünkü en kötü sahtekarlık bilimin sahtekarlığıdır. Eğer kötü niyetliyseniz insanlarda olmayan ruhun filmini çekebilirsiniz, bunun karşılığında bir takım tedaviler belirleyip insanlardan para alabilirsiniz. Hatta verdiğimiz ilaçların etkisini beynindeki, kanındaki renklerden takip edeceğinizi söyleyebilirsiniz, olmayan saraylar içerisinde gül bahçeleri vaat edebilirsiniz, bu oyunlar böylece uzatılıp gidebilir.

Bunların içerisinde sayıları çok az olmakla birlikte hekimler de olsa da genellikle hekimlik dışı insanların oluşturduğu bir takım yanlış işler. Bunlara çok dikkat etmemiz gerekiyor. Hekimlikte esas olan hastaya zarar vermemektir bunun yanı sıra eğer tedavi ile faydanız olmayacaksa bu durumda kim faydalı olacak ise, hastayı ona yönlendirmenin en doğrusu olduğuna inanıyorum.

Ben Profesör olmak için geçen gün oturup hesap yaptım tam tamına 37 yıl emek vermişim. Ve bu 37 yıllık emeğin sonunda baktığımda benim bildiklerim bir denizin dibindeki kum tanesi kadar bile değil. İyi tedavi ettiğimi düşündüğüm iyi bildiğim alanlar var ama psikiyatrinin hiç anlamadığımı düşündüğüm alanları da var. Bir konuda bir teşhis koyup da benden daha iyi tedavi edeceğine inandığım bir meslektaşım olduğunda, hiç gocunmadan ve utanmadan hastamı ilgili doktorlara sevk ediyorum tıpkı bazı meslektaşlarımın da bana gönderdikleri gibi.

Zaten gerçek bilimsellikte herkesin ne yaptığını ya da ne kadar yapabildiğini çok iyi gözden geçirmesi lazım. Tedavi edemediğiniz vakalarda da nerede yanlış yaptım diye düşünerek bazen sizden genç ya da yaşlı meslektaşlarınıza danışabilmeniz de gayet olağandır.

Hastane.com.tr : Gerçekten samimi sohbetiniz için teşekkür ederiz hocam bizim de Hastane.com.tr sitesindeki ilk hedefimiz vatandaşlarımıza birinci ağızlardan, uzmanlardan doğru bilgileri verebilmektir. Biz bu konulardaki bilgilendirmeyi çok önemsiyoruz.

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Evet internet günümüzde çok önemli. Hiç ummadığınız kişiler girerek çeşitli bilgiler alıyorlar. Ben Terap-İst’e gelen hastalarıma soruyorum beni nereden buldunuz diye. Hakikaten bir çoğu internetten araştırdık, bulduk ve bizi sizin tedavi edebileceğinize inandık diyorlar. Şurası bir gerçektir ki internet kendisini sizin gibi ciddi kurumlar bünyesinde kirli birlilerden arındırırsa, ve oradaki bilginin bilimselliğini daha rahat algılarsak o zaman bizim de işimiz daha kolaylaşacak. Sizin de yaptığınız işin ciddiyeti bir takım kurumlar tarafından daha rahat algılanacak.

Böylece o kurumlar da var olan kurumsal kimliklerini daha da kurumsal hale getirecekler.Bizler de daha rahat ve güvenli bir şekilde o temiz bilgiyi insanlara aktarabileceğiz. Sonuç olarak da bu işbirliği ile yanlış uygulamalardan mağdur olan insanlar azalacak ve doğru bilgilere daha rahat ulaşabilecekler.

Hastane.com.tr : Hocam merak ediyoruz bu kadar yıllık meslek hayatınızda çok çeşitli insanlarla karşılaşmışsınızdır. İlginç anınız çoktur ama bir tanesini bizimle paylaşır mısınız rica etsek?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Meslek hayatında gerçekten bu tür anılar çok fazla oluyor. Unutamadıklarımdan bir tanesi Elazığ’da servise yatırdığımız bir hastamız;  Tanrı ile konuştuğunu çok net bir şekilde ifade ediyordu. Tabi tedavi sürecinde ilaç vermeye başladığımızda bize çok kızıyordu. Sizin yüzünüzden günahkar oldum Tanrı benden uzaklaştı diyordu. Fakat işin en ilginç yanı bazı insanları kapımızı çalarak burada Tanrıyla görüşen biri varmış onunla görüşmek istiyoruz demeleriydi.

Bir de 14-15 yaşında yakma hastalığı olan bir kız vardı. Kız önceden eteğine hafiften benzin döküyor sonra ucundan yakıyordu küçük küçük yanan alev benzinli yere geldiğinde birden parlayarak büyükçe alev alıyordu. Onun da evine sanki bişeyler varmış söylentileriyle binlerce insanın akın ettiğini biliyorum. Hatta dışarıdan taş fırlatılıp evin içine camı kırmadan taşların girdiği söylentisi bile vardı fakat sonradan onların da kızın fark ettirmeden kendisinin attığı taşlar olduğu ortaya çıkmıştı.

Hastane.com.tr : İnsanlar böyle şeylere inanmaya sanki hazır bekliyorlar değil mi hocam?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Evet aynen öyle çünkü insanların en büyük korkuları bilinç dışında ölüm korkusu ve ölürken yalnız ölme korkusu. Dolayısıyla belirsizlik insanları korkutuyor ve bu sebeple Türkiye’de iki meslek grubu oldukça popüler. Biri falcılar öbürü de astrologlar. İş girişimi yapacağı zaman astrologlara, falcılara gidip danışan iş adamları bile olduğunu biliyorum. Bu da işin başka bir boyutu tabii ki.

Hastane.com.tr : Hocam sizi Tvlerde de çokça görüyoruz? Bunlar nasıl gelişiyor?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Evet neredeyse tüm Tvlerde program yaptım diyebilirim. Geçen sene ayrıca üç programlık bir futbol programı bile yaptık. Hatta birkaç yıl önce Lig TV deki bir programda Türk Milli takımının dünya kupasına neden gidemeyeceğinin bilimsel bir açıklamasını bile yapmıştım. Tabi daha sonra bunu takip eden kimse olmadığı için arayıp sormadılar hocam siz böyle açıklamıştınız ve gerçekten öyle oldu diye. Tabi takip edenler de var; bir yıl önce bir röportajda Ertan Tezcan bunları söylemişti bir yıl sonra bunlar oldu diye geçen Kasım ayında Fanatik gazetesinde haber yapan bir muhabir arkadaş da oldu.

Hastane.com.tr : Hocam bu sene lig ne olur?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : Eğer iskeletini oluşturan futbolcularda dışarıdan bir etkileme, psikolojik bir darbe ya da ağır sakatlıklar gelişmezse ben bu sene Trabzonspor’un ipi göğüsleyeceğini düşünüyorum

Hastane.com.tr : Hocam sizin futbol ile ilgili Depresbol isimli bir yazınızı okumuştum, onu da tekrar yayınlayabilir miyiz eğer izniniz olursa?

Prof.Dr.A.E.Tezcan : O yazı Erenköy’de  yayınlanan çok kıymetli bir dergi olan BAŞKA dergisinde yayınlanmış bir yazıdır.BAŞKA dergisi 3 ayda bir çıkan çok önemli bir yayın. Dergide, düşün dünyasının, edebiyat dünyasının, psikiyatri dünyasının çok değerli kişileri birbirinden güzel yazılar yazıyorlar. Ben de bilimsel kimlik dışında her sayının konusuna uygun bir anımı yazıya döküyorum.

Dergiyi çıkaran editörümüz ve değerli dostum sayın Prof.Dr.Hayrettin Kara’nın da bizi doğru motive etmesiyle ben de orada anılarımı yazıyorum. Depresbol yazım da çocukluğumdan başlayarak futbol ile olan ilişkimi anlatan güzel bir yazıdır ve çeşitli yayın organlarında yer almıştır. Siz de kaynak göstererek yayınlayabilirsiniz tabii ki.

Hastane.com.tr : Hocam güzel sohbetiniz ve faydalı bilgilendirmeleriniz için çok teşekkür ediyoruz.

İlgili Sağlık Konuları