Meyve Suları Sanıldığı Kadar Masum Değilse?

Uluslararası standartlara ve Türk Gıda Kodeksi'ne göre meyve suyu ve benzeri içecekler, içerdikleri meyve oranına göre üç gruba ayrılmaktadır; Meyve suyu, meyve nektarı ve meyveli içecekler.

Uzman Diyetisyen M.Turgay Köse
Etik Diyet Kliniği
0212 240 31 64

İlave olarak, ürettikleri meyve aromalı ve toz içecekleri de bu üç gruptan birine dahil gibi göstererek pazara sunan bazı firmalar tüketicinin bilgi eksikliğinden faydalanmaya çalışmaktadır.

O nedenle içerdiği meyve oranı %100 olan ve hiçbir gıda katkı maddesi içermeyen meyve suları, meyve çeşidine göre %25 - %50 oranında meyve içeren  meyve nektarı ve içerdiği meyve oranı en az %10 olan meyveli içecekler tercih edilmelidir. %10’un altında meyve içeren; tat, koku ve renk verici katkı maddeleri ile hazırlanan meyve aromalı içeceklerden ve su ile karıştırılarak hazırlanan toz içecekleri tercih etmemek daha sağlıklı olacaktır.

Konsantre meyve sularına ilave edilecek suyun içilebilir nitelikte olması, elde edilen meyve suyunun, aynı meyveden elde edilen meyve suyu ile benzer duyusal ve analitik özellikleri göstermesi gibi bazı nitelikler elbette önemlidir.

Ancak önemle üzerinde durulması gereken bir durum daha vardır: Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin 5. bölümünde meyve suyu ve benzeri ürünlerin üretiminde kullanılan meyvelerdeki pestisit (yani tarım ilacı) kalıntı miktarları için belirlenen bazı limitler söz konusudur. 

Türkiye’de tarım ilacı (pestisit) tüketimi 2002 yılında 1979’a kıyasla % 45 oranında artmıştır. Bu artışa karşılık ülkemizde pestisit tüketimi gelişmiş ülkelere göre oldukça düşüktür. Ancak, entansif tarım yapılan Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde Türkiye ortalamasının üzerindeki değerlerle karşılaşılmaktadır.

Modern tarımsal savaşımda, pestisitlerin çevreye zarar vermeyecek düzeyde ve gerçekten gerekli olduğunda kullanılması benimsenmiştir. Bunun bir sonucu olarak, başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerde pestisitler “düşük risk” ya da “doğa dostu” adı altında toplanmışlardır.

Örneğin ABD Çevre Koruma Örgütü (EPA), böyle pestisitlerin hem ruhsatlandırılmasını kolaylaştırmış ve hem de kullanılmalarını teşvik etmeye başlamıştır (EPA, 1999).

Diğer yandan, pestisit kullanımını sürekli artırarak verimin de sürekli artmayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenle, maliyetleri yükseltmemek için gereksiz ilaçlamalardan kaçınılmaya başlanmıştır.  Pestisitlerin gerek çevre, gerek sağlık ve gerekse ekonomik açıdan getirebilecekleri olumsuzluklar gelişmiş ülkelerde gayet iyi bilinmektedir.

Bunun için, başta AB olmak üzere, tüm gelişmiş ülkelerde tüketilecek tarım ürünleri çevre ve sağlık açısından sürekli denetlenmektedir. Bu denetimlerde sivil toplum örgütlerinin de payının ve baskısının olması konuyu daha da ciddi hale sokmuştur.

Peki meyve yerken veya meyve suyu içerken nelere dikkat etmeliyiz? Yiyeceğiniz meyvenin duru su ile iyice yıkanması yeterlidir. Meyvenin üzerinde bazı zirai atıkların kalabileceği endişesi ile, sabun veya deterjan kullanılması faydadan çok zarar verecektir.

Meyvelerin kabukları soyulacak olsa bile, önceden yıkanmasında yarar vardır. Meyve suyu alırken de etiketlerinin kontrol edilmesi gerekir. Gıda adı, firma adı ve adresi, üretim yeri, hazırlama ve kullanma talimatı, depolama ve saklama koşullarına dikkat edilmelidir.
 

İlgili Sağlık Konuları