Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kemal Göl, adetten kesilme dönemindeki kadınların yüzde 60’ının uyku bozukluklarından şikayet ettiğini, korku, huzursuzluk ve hırçınlıkların, daha az görülen rahatsızlıklar arasında olduğunu dile getirdi.
Bu şikayetler, menopoza giren kadınların yaklaşık yüzde 40’ında görülmektedir. Baş dönmesi ile birlikte ortaya çıkan dolaşım bozuklukları, kan basıncındaki dengesizlikleri ve baş ağrıları ise, kadınların yüzde 50’sini etkilemektedir.Sözü edilen rahatsızlıkların şiddeti, diğer bazı faktörler yanında, bu yaşlarda görülen hormon üretiminin düşüşündeki hıza bağlıdır.
Düşüş çok hızlı olursa, vücut yeni şartlara kolayca uyum sağlayamaz. Bununla birlikte, adet süre ve şiddeti yavaş yavaş azalırsa, vücut uyum sağlamak için daha fazla zamana sahip olacağından, şikayetler azalacaktır. Kilo fazlası olan kadınların, genellikle şikayetleri daha azdır. Çünkü östrojen, yağ dokusunda da üretilir ve yumurtalıklarda üretimi azalan östrojen kısmen buradan karşılanacaktır”
Şikayetlerin süresi de kadından kadına farklılık göstermektedir” diyen Göl, bu şikayetlerin birkaç yıldan başlayıp, bazı durumlarda 15 yıla kadar devam edebileceğini belirtti. Kadınların çoğunda menopoz şikayetlerinin yaklaşık 5 yılda sona erdiğine dikkat çeken Göl, genellikle son adetten 2-3 yıl sonra şikayetlerin en üst seviyeye ulaştığını söyledi.
Göl, menopozun doğal bir süreç olduğunu öne süren görüşlerin menopoz tedavisinin gereksiz olduğunu öne sürdüğünü ancak son 20 yılda menopoz ve etkileri üzerinde yapılan çalışmaların menopozun kadını bir süre için rahatsız eden ateş basmaları ve terleme gibi şikayetlerin ötesinde yaşam kalitesini etkileyen çok önemli sorunlara yol açtığını söyledi. Göl, “Kontrollü şekilde yapılan menopoz tedavisi belirgin yan etkiye yol açmaksızın bunları önleyebilmektedir” dedi.