Kolera hastalığı ne demek? Bazen hafif seyretse de ağır kolera salgını, erken tedavi edilmediği sürece saatler içerisinde ölümle sonuçlanabilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal şeklinde kendini gösterir. Yüksek derecede su ve kilo kaybı yaşanır. Hızlı su kaybı nedeniyle organlar hasar görür ve beden şok geçirir. Kolera tedavisi var mı? Kolera salgını, ilaç ve aşılarla tedavi edilebilir.
KOLERA NEDİR?
Kolera, Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olan, akut ve şiddetli ishal ile ortaya çıkan hastalıktır. 1817'de Japonya'da, 1826'da Moskova'da, 1831'de Berlin'de, Paris'te ve Londra'da kolera salgınları başlamış, sonrasında Londra'dan göçmenlerle Kanada'ya ulaşmıştır. Salgın birçok insanın ölümüne neden olmuş ve ardından 1892 yılında Hamburg'da ortaya çıkmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki en büyük kolera salgını ise 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında yaşanmıştır, ordu personeli ve muhacirler arasında ciddi zarara sebep olmuştur.
KOLERA BELİRTİLERİ
Kolera enfeksiyonlarının çoğu hafif seyreder, bu nedenle bu hastalığa yakalananlarda belirtileri olmayabilir. Yalnızca hafif bir ishal şeklinde de gelişebilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, pirinç suyu görünümünde dışkılama, su mineral ve tuz kaybına bağlı olarak susuzluk hissi, kas krampları meydana gelebilir.
Bazı hastalarda ise hastalık, ağır sulu ishal ve kusma ile başlar ve vücuttan büyük miktarda sıvı ve tuz kaybı ile sonuçlanır. Hastada susama hissi oluşur, idrar çıkışı durur, hızlı bir kilo kaybı ve sıvı kaybı gelişir. Ağır kolera olgularında sıklıkla mide, kol ve bacaklarda kramplar olur. Bu kişilerde vücut sıvılarının hızla kaybedilmesine bağlı dehidratasyon ve şok tablosu yaşanır. Tedavisi yapılmazsa saatler içinde ölüm ile sonuçlanabilir.
KOLERA TEDAVİSİ
Dünyanın birçok yerinde hala ölümlere neden olan kolera salgınının tedavisi basittir. "Oral rehidrasyon tedavisi" (ağızdan sıvı tedavisi) olarak da adlandırılan tedavi ile kolera hastaları kısa sürede iyileşebilir. Bu tedavide, kaybedilen su ve elektrolit (sodyum, potasyum, klor, bikarbonat) kaybını yerine koyabilmek ve normal beslenemeyen hastaya enerji sağlayabilmek maksadıyla, hastaya vücudun normal sıvı-elektrolit dengesine eşdeğer (izotonik) bir tür tuz ve glikoz karışımı ağızdan verilir. Herhangi bir şey içemeyecek durumda olan daha ağır hastalara ise karışım damardan takviye edilebilir. Durumu çok ağır ve acil olan hastalara ise tetrasiklin ve tetrasiklin benzeri antibiyotiklerle antibakteriyel tedavi uygulanır.
Erken dönemde ağızdan uygulanacak etkin antibakteriyel ilaçlar ile 48 saat içinde hastalığa neden olan virüslerin yok edilmesi, dışkı hacminin %50'ye varan oranlarda azaltılması ve ishalin durdurulması mümkündür. Hangi ilacın seçileceği hastalığa yakalananların dışkı örneklerinden alınan V. Cholerae Suşları sayesinde tespit edilebilir.
KOLERA HASTALIĞINA YAKALANMAMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER
Su kaynaklarının ve içme suyunun temiz olması önemlidir. temiz olmadığı düşünülen suların kayntılarak tüketilmesi önerilir. Dışkıların hijyenik bir biçimde yaşama ortamından uzaklaştırılması, düzgün bir kanalizasyon sistemi çok önemldir. Pişmemiş yiyeceklerin yenmemesi, çiğ gıdalardan uzak durmak ve özellikle çiğ balık ve kabuklu deniz ürünlerinin tüketilmemesi gerekir. Kolera aşısı her ne kadar bu hastalıkta kullanılsa da etkin bir yol değildir. Eski aşılara oranla hastalıkta fayda sağlasa da hala ideal seviyede değildir.