Kalp Krizi Riskiniz Önceden Saptanabilir!

Kalp hastalıkları nedeniyle ölümler, ülkemizdeki ölümlerin yarısının nedenini oluşturuyor. Bu yüzden oluşabilecek bir kalp krizinin önceden saptanması büyük önem taşıyor.

Dünyada son 50 yıldır yapılan araştırmaların sonucunda “Framingham skorlaması” olarak isimlendirilen bir risk değerlendirme sistemi geliştirildiği ve 10 yıl içindeki kalp ile ilgili hastalık veya kötü olay geçirme riskinin saptanabildiğine dikkat çekiliyor. Bu testin risk kalp sağlığı açısından riskli gruba uygulanması büyük önem taşıyor.

Çünkü Türk Kardiyoloji Cemiyeti’nin araştırmalarina göre ülkemizde yılda 190 bin kişi kalp hastaliklari nedeniyle yaşamini yitiriyor. Araştirmalar önlem alinmazsa 2020 yilinda bu sayinin 300 bine ulaşacagini gösteriyor. 

Kişinin,  bazi laboratuvar ve klinik bilgileri bir arada degerlendirilerek 10 yil içinde kalp hastaligina yakalanma olasiligi hesaplanmaktadır.  Koroner arter hastalığı olarak isimlendirilen bu hastalık, kalbin damarlarında oluşan değişikliklerle, damarların daralması veya tıkanması ile ortaya çıkar.

Eğer bu durum önceden tedbir alınıp koruyucu önlemler ile tedavi edilmezse, kalbin kendi dokusunun beslenmesinin bozulması ve buna bağlı olarak kalbin görevini yerine getirememesi ile ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Koroner kalp hastalığına yakalanma riskini belirleyen özel testte kişinin yaşı, cinsiyeti, kilosu, kalıtımsal özellikleri, sigara içip  içmediği, yüksek tansiyon olup olmadığı, egzersiz yapıp yapmadığı, yeme alışkanlıkları ve diğer sistemik hastalıkların varlığı araştırılıyor.

Koroner hastalığının oluşmasındaki en önemli etkenlerden biri de, kanımızda bulunan yağların oranı. Kanda bulunan trigliserid, kolesterol, HDL-kolesterol ve LDL-kolesterol damarlarla etkileşiyor. Kolesterol miktarının fazlalığı sonucunda başlayan bir dizi etkileşim ile damarların iç yüzeylerinde çökeltiler ve yapısal değişiklikler oluştuğuna dikkat çekiliyor.

Bu değişikliklerin ilerlemesi ile damarlarda daralmalar ve tıkanmalar oluşabilir. Hastalığın ortaya çıkışında tek etken yağlar değildir. Yaş, cinsiyet, şişmanlık, bazı kalıtsal özellikler, sigara içme, yüksek tansiyon, hareketsiz bir hayat tarzı, yeme alışkanlıkları gibi nedenler de bu hastalığın ortaya çıkmasını hızlandırabilir.

Yapılan çeşitli klinik çalışmalarla, kanda bulunan “homosistein”, “lipoprotein(a)” ve “C-reaktif protein” gibi maddelerin yükseklikleri ile kalp hastalığı oluşması arasında ilişki olduğu da kanıtlanmıştır.  Bu faktörlerin tamamı kalp hastalıkları açısından risk faktörleri olarak değerlendirilir.

Kardiyovasküler Risk Belirleme Test Paneli ve Kardiyak Risk Check-Up programı ile kalp krizi riskinin azaltılması hedeflenmektedir.  Kişiye  özel riskler belirleniyor, sonra bu risklere karşı ne yapılabileceği kardiyoloji uzmanının denetiminde analiz edilerek, tedavi gereken durumlarda tedavi sağlanıyor.

İlgili Sağlık Konuları