Sürekliliği olan ve gezici ağrılar şeklinde kendini gösteren fibromiyalji, özellikle stres durumlarında ortaya çıkıyor. Bu yönüyle maskeli depresyon ve somatizasyon bozukluğu ile çok karıştırılan stres romatizması, mide ve bağırsak problemlerine de yol açabiliyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, ‘stres romatizması’ da denilen fibromiyalji tedavisinde ağrı kesicilerin yanı sıra antidepresana da ihtiyaç duyulabildiğini söylüyor.
Fibromiyaljinin kadınları daha çok etkilediğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, “Fibromiyalji, başarı konusunda tutkulu, mükemmeliyetçi ve titiz kadınlarda daha sık görülüyor ve sürekli nüksetmesi ile tedavi edilemeyen bir hastalıkmış imajı veriyor” diyor.
Ülkemizde yaklaşık 1,5 milyon fibromiyalji hastası olduğunu vurgulayan Dr. Yavuz, bu hastalığın en önemli özelliğinin ilaçlarla tedavi edilmesine rağmen yeni stres durumlarında nüksedebilmesi olduğunu belirtiyor.
Kas olan her yerde görülebilen fibromyaljinin en çok boyun, omuz, göğüs ve sırt bölgesinde ortaya çıktığını belirten Dr. Yavuz bu nedenle göğüs ağrılarının kalp hastalığı gibi algılandığının altını çiziyor. Adale sertleşmesine bağlı olarak ağrılı bölge hareket ettirildiğinde ‘kütürtü’ sesleri çıkabilen fibromiyaljide uyku bozuklukları da sık görülüyor. Uyku dengesizliğinin olmadığı kişiler tedaviye daha iyi ve hızlı cevap veriyor.
Dr. Yavuz, ağrılı bir sendrom olmasına rağmen fibromiyaljinin sadece ağrı kesiciler ve adale gevşeticilerle düzeltilmesi mümkün olmadığını belirterek şunları söylüyor:
Tanı konmadan önce birçok hastaneye başvuran ve çevresi tarafından ‘hastalık hastası’ olarak nitelendirilen fibromiyalji hastaları öncelikle stresten uzaklaştırılmalıdır. Psikolojik destek ve ilaçlarla ya da stres unsurlarının ortadan kalkması ile hasta düzelme sürecine girer.
Tedavide Magnetoterapi, biofeedback, lokal fizik tedaviler, hipnoterapi, akupunktur, lokal enjeksiyonlar, kognitif davranış terapileri ve masaj kullanılabilir ancak en etkili unsur stres faktörlerinin uzaklaştırılmasıdır.