İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Soner Demirel, yaptığı yazılı açıklamada, fark edilmesi zor bir hastalık olan göz tembelliğinin, çoğunlukla tek nadiren de her iki gözde görüldüğünü ifade etti.
Hastalığın en önemli nedeninin gözlük kusuru olduğuna işaret eden Demirel, şaşılık, çocukluk çağı kataraktı ve göz kapağı düşüklüklerinin de göz tembelliğine neden olabileceğini vurguladı.
Belirgin şekil bozuklukları dışında, göz taraması yapılmadan hastalığın tespit edilmesinin pek mümkün olmadığına dikkati çeken Demirel, ''Göz tembelliği erken tedavi edilmezse az gören gözde ciddi ve kalıcı bir görme eksikliği gelişir.
Derinlik hissi (üç boyutlu görme) kaybolur ve eğer iyi gören göz de kaybedilirse körlük yaşanabilir'' uyarısında bulundu.
Her 100 çocuktan 3'ünü etkileyen göz tembelliğinin tedavisinin 9-10 yaşına kadar yapılabildiğini, ancak en başarılı sonuçların 5-6 yaşına kadar alındığını vurgulayan Demirel, şunları kaydetti;
Tedavide öncelikle sebep tespit edilir, varsa gözlük verilir. Sonra iyi gören göze kapatma yapılarak, tembel gözün görmeyi öğrenmesi sağlanır. Diğer tedaviler ise yardımcı yöntemler olarak adlandırılabilir. Son yıllarda 'neurovision' adlı yeni bir yöntemle 9-55 yaş arası bireylerde de etkili olabileceği söylenen, gelişme aşamasında bir yöntem de mevcuttur.
Şu bilinmelidir ki çocuklar bir gözünün az gördüğünü çoğu zaman ifade edemezler. İfade etseler dahi çoğu zaman yapılacak bir şey kalmamaktadır. Bu nedenle doğumdan itibaren her çocuğa ilk 1 yaş içinde ve 3 yaşlarında mutlaka göz muayenesi yapılmalıdır.''
Hastalığın önemli bir toplumsal problem olduğuna işaret eden Demirel, ucuz sayılabilecek tarama yöntemleriyle kurtarılabilecek yüzlerce göz için okul öncesi dönemde, mutlaka rutin göz taraması yapılması gerektiğini bildirdi.