Genital Siğiller Mutlaka Tedavi Edilmelidir!

Bu hastalığın etkeni insan papilloma virüsüdür. Virüs erkekte penis üzerine, kadında ise hazneye, dış cinsel organlara ve rahim ağzına yerleşir.

Birçok virüs hastalığında olduğu gibi HPV virüsü de bir kez vücuda girdiğinde hücreler içinde yerleşir ve zaman zaman alevlenmelere yol açarak tekrarlayan enfeksiyonlar oluşturur

İlk olarak deriden kabarık, ağrısız bir sivilce şeklinde ortaya çıkar. Bu kabarcıklar, uzun yıllar boyunca kalıcı olabilir ve zaman içinde karnabahar görünümünü alabilirler. Dış cinsel organlarda ortaya çıkan siğillerin bulaşıcılık ve estetik görünüm dışında bir zararı olmamakla birlikte, rahim ağzına yerleşen mikrop, rahim ağzı kanserine neden olması açısından önem taşır. Rahim boynu kanserlerinin % 98’inin bu virüs ile ilişkili olduğu belirtilmektedir.

Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır. Genital siğil oluşumuna sebep olan HPV virüsünü hiçbir belirti vermeden taşıyan kişilere de "taşıyıcı" adı verilmektedir.

Genital siğil cinsel yolla bulaşan hastalık olup en sık görülenidir. Cinsel bölgeyi enfekte eden virüsler temas yolu ile kolayca yayılırlar. Genital siğilin bir kişiden diğerine bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez.

Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir. Tam bir cinsel ilişki olmadan dışarıdan "sürtünme" yolu ile gençlerde de sıklıkla bulaşabilmektedir.

Dış cinsel organlarda bulunan siğillerde tanı, görünüme bakılarak konulur. Rahim ağzı kanserlerinin tanısı, rahim ağzından alınan sürüntü örneğinin, patolojik olarak incelenmesi sonucunda konulur. Buna smir testi denir. Virüsün kanser öncesi değişikliklerle ilişkisi olabileceğinden kadınların, her yıl bu testi yaptırmaları önerilir.

Virüs ile temas eden herkeste enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz, ancak kondülom ortaya çıkan bireylerin % 60-90'ının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir ve birçok cinsel aktif kişi HPV virüsü için taşıyıcı "portör" olabilir.

Tedavi

Hastalığın etkin bir tedavi yöntemi yoktur. Dondurma veya yakma denilen işlemler ile kabarcıklar ortadan kaldırılsa bile sonuçlar pek başarılı değildir; hastalık tekrarlayabilir.

HPV’nin tedavisinde diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi ağızdan alınan bir ilaç, krem veya aşı ile kesin bir tedavisi bugün için yoktur. Virüs bir kez vücuda girdiği zaman bağışıklık sisteminin gücüne ve virüsün etki gücüne göre yıllarca (bazı bilgilere göre virüs tipine bağlı olmak üzere 6-8 yıl), hatta ömür boyu vücut içinde sinsi bir şekilde kalır.

Bununla birlikte ortaya çıkardığı lezyonlar yani siğiller (kondilom) mutlaka zaman kaybetmeden tedavi edilmeli ve yakılmalıdırlar. Ancak son zamanlarda aşı geliştirilmiştir. Bu aşının 9-26 yaş arası kadınlarda uygulanması önerilmektedir.

İdeal olan 10-11 yaşında henüz cinsel aktif olmamış kızlardır ancak 44 yaşına kadar uygulanabilmektedir.

Kondilom yani genital siğiller kesinlikle ihmal edilmemesi ve hafife alınmaması gereken bir hastalıktır. Tedavi ile virüsü yok etmek mümkün değildir, fakat siğillerden kurtulmak mümkün olabilmektedir.

Tedavi sadece siğilleri ortadan kaldırır ve hızlı olan bulaştırıcılığı, yayılmayı durdurur. Pek çok vakada tek sefer tedavi yeterli olmamakta, en az 2 seans gerekmektedir.

İlgili Sağlık Konuları