Gebelikte Sigara İçerek Bebeğinizin Hayatını Tehlikeye Atmayın!

Uzun yıllar sigara içmenin vücudun neredeyse tüm organlara zarar verdiği kanıtlanan sigara, gebelikte de içmeye devam edildiği takdirde; erken doğumdan, düşük yapmaya ve yenidoğan ölümüne kadar birçok risk taşıyor.

Konuyla ilgili Erdem Hastahanesi Tüp Bebek Koordinatörü Doç. Dr. Serap Yaltı, “Yıllardır sigara kullanımının sağlık üzere olumsuz etkileri belirtilmektedir. Ağız boşluğu, yemek borusu, akciğer, mesane, pankreas, mide, böbrek, rahim ağzı kanserlerinin nedenlerinden en etkili faktörlerden birisi sigara kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra kalp, damar hastalıklarından % 65 i sigara ile ilişkilidir. Şüphesiz sigara gebelikte de hem anne adayı hem de fetüs için çok tehlikelidir.

Tüm bu tehlikeler pasif içicilikte de geçerlidir. Sigara içindeki 3000 den fazla kimyasal madde ile bu etkileri gösterir. Bunlardan en önemlileri nikotin, karbonmonoksit, kadmium ve siyanattır. Nikotin ve karbonmonoksit direkt olarak plasentadan geçer ve fetüsün dolaşımına karışır.

Nikotin anne adayının kanında adrenalin, noradrenalin, asetilkolin seviyelerini arttırarak tansiyonun yükselmesine, nabzın hızlanmasına sebebiyet verir. Bu ise plasentanın kan akımını azaltarak fetüsü olumsuz etkiler. Nikotin anne adayında steroid yapımında bazı enzimleri azaltır ve önemli hormonların üretimi düşer.

Karbonmonoksit fetüsün kanında alyuvarlarda hemoglobine kuvvetle bağlanır, fetüsün oksijen seviyesini düşürür. Sigarada mevcut kadmiyum ise anne adayının kanında çinkoyu bağlar. Çinko eksikliği enzim düzeyinde blokaj yaparak fetüsün gelişmesinin yavaşlamasına neden olur.

Sigaradaki siyanat ise gelişen hücreler üzerine direkt toksik etkilidir. Sigara içen anne adaylarının plasentaları incelendiğinde damarsal yapıların çok fazla etkilendiği ve fetüse kan akımında ciddi azalma olduğu gözlenir. Bu da fetüsün asfiktik doğmasına neden olur.” dedi.
Gebelikte içilen sigara düşük riskini iki kat arttırıyor.

Bilimsel çalışmalarla sigaranın doğmamış bebeğe zarar verdiğinin kanıtlandığını belirten Doç. Dr. Yaltı, “Pek çok çalışmada genetik nedenlere bağlı olmaksızın düşük hadisesinin 2 kat arttığı saptanmıştır. Doğan bebeklerin kiloları düşüktür.

Bunun yanı sıra gebeliğin 16. haftasından önce sigarayı bırakanlarda bebeğin kilosu açısından sigara içmeyenlere göre fark saptanmaz. Keza sigara kullanan anne adaylarında erken doğum riski bariz olarak artar. Bu genellikle amnion zarlarının yırtılması ve suların erken gelmesi şeklinde olur.  Sigara içen anne adaylarında gebelik komplikasyonlarından plasentanın aşağıda yerleşmesi ve erkenden ayrılması olasılıkları da artmış bulunur.

Günde 20 den fazla sigara içenlerde anne karnında fetal ölüm oranı % 62, yenidoğan ölümü ise % 42 dolayında artış gösterir. Sigara içen anne adaylarının bebeklerinde daha sonrasında artmış alt solunum yolu enfeksiyonu gözlenir. Bunun anne karnında sigaranın fetüsün solunum sistemine olan kötü etkiden kaynaklandığı sanılmaktadır.


Pekçok çalışmada sigara tiryakisi annenin bebeğinde daha fazla nörolojik,e ntellektüel sekeller oluşmakta, okul başarıları ciddi anlamda düşmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda sigaranın plasentadan geçen kanserojen maddelerle lösemi, böbrek tümörü, lenfoma riskini arttırdığı saptanmıştır.

Sigaranın bıraktırılması için kliniklere başvurulabilir. Davranış terapileri, hipnoz , akapunktur , nikotin replasman tedavileri yapılabilir. Medya ile ve kişinin yakınları vasıtasıyla yüksek motivasyon sağlanabilir. Gebelikte nikotin sakızları kullanılmaz. Çok sıkıntı yaşanıyorsa çok tercih edilmemesine rağmen transdermal nikotin patch 6-8 hafta süre kullanılabilir.” dedi.
 

İlgili Sağlık Konuları