Uzmanlar, diyetlerin kişiye özel olması ve kişinin mutlaka bu alanda eğitim görmüş hekim, diyetisyen ve fiziksel aktivite uzmanı işbirliği ile tedavi edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bilinçsizce verilen çok düşük kalorili diyetler, hastayı ölüme dek götürecek sonuçlar doğurmaktadır. Ani ve kısa sürede verilen kilolar, böbrek yükünü artırmakta, en başta da kalp-damar sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratmaktadır” uyarısında bulundu.
Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasemin Beyhan, beslenme şeklinin günümüzde sağlıklı olabilmenin yanı sıra, sağlık bozulduğunda da tedavinin önemli bir parçası haline geldiğini söyledi.
Yapılan birçok çalışmada, beslenmenin koruyucu ve tıbbi beslenmede tedavi edici etkilerinin öneminin ortaya çıktığını ifade eden Beyhan, halk arasında aşırı şişmanlık olarak bilinen “obezite”nin çağın en önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu belirtti.
Beyhan, beslenme şeklinin de obezite nedenleri arasında yer aldığını ve birçok hastalığa zemin hazırladığını vurguladı.
Beyhan, obezitenin tedavisinin yalnızca tıbbi diyetle veya fiziksel aktivite ile değil, ortaya çıkış nedenine yönelik olarak, bireye özgü, hekim, diyetisyen ve fiziksel aktivite uzmanı işbirliği ile tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi.
İster hastalıkta, ister sağlıkta uygulanacak diyetin, hastanın tıbbi bulguları, özel durumu, beslenme ve yaşam şekli göz önünde bulundurularak kişiye özel olması gerektiğine dikkati çeken Beyhan, diyet programının beslenme ve diyet eğitimi almış konunun uzmanlarınca hazırlanması, uygulatılması ve takip edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Beyhan, herkesin uygulayabileceği standart bir diyet önerisi verilmesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti;
Ancak genel ilkeler açısından hastanın ölçümlerine göre belirlenen süre içerisinde hedefe ulaştıracak enerji (kalori) miktarı saptandıktan sonra, hastanın alması gereken toplam günlük enerjinin yüzde 55-60'nın karbonhidratlardan, yüzde 15-20'sinin proteinlerden, yüzde 25-30 kadarının da yağlardan gelmesi temel alınmalı.
Ayrıca, her birinden de yiyecek olarak sağlıklı seçenekler sunulmalı. Tıbbi beslenmeye paralel olarak, hastaya hekimin önereceği tıbbi tedavi yapılmalı, fiziksel aktivite durumu da spor uzmanı önerisiyle belirlenmeli, her açıdan hastanın durumu yakından izlenmeli, bulgulara göre gerekli düzeltme ve düzenlemeler yapılmalı.