Yakın zamana kadar doktorların erkek infertilitesi (kısırlığı) tanısı alan hastalarına değiştirilebilir yaşam tarzı unsurları üzerinde önerilerde bulunması genel bir yaklaşımdı. Fakat son araştırmalar bu unsurların sperm kalitesi ve miktarı üzerinde bir etkisi olmadığını gösteriyor.
2012 Yılında İngiltere Sheffield ve Manchester Üniversitelerinden bir grup bilim adamının yayınladığı geriye dönük vaka- kontrol çalışmasında, yaşam tarzı değişikliklerinin hareketli sperm sayısı üzerine çok az etkisi olduğu gösterildi. Daha sonraki dönemde Sheffield Üniversitesi Androloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Allan Pace, şekilsel özellikler ve sperm DNA hasarı gibi farklı sperm parametrelerinin yaşam tarzı değişikliklerinden etkilenip etkilenmediğini araştırdı. 2014 yılında araştırmasına dair yayınladığı makalede vücut kitle indeksi, sigara ve alkol kullanımı, kullanılan iç çamaşırının tarzı veya kabakulak hastalığı öyküsünün sperm morfolojisi ile anlamlı bir bağlantısı bulunmadığı belirtti.
Yaşam tarzı değişikliği için üremeye yardımcı tedavileri ertelemeyin!
Üreme sağlığı alanında çok prestijli bir dergi olan ''Human Reproduction'' da yayınlanan bu makaleyi değerlendiren Anatolia Tüp Bebek Merkezi Klinik ve Bilimsel Direktörü Prof. Dr. Hakan Yaralı şu bilgileri verdi:
Bu çalışmalar ışığında, klasik olarak sperm analizine ait parametrelerde gebe kalınabilirlik üzerine iyileşme sağlayacağı düşünülen sigara ve alkol kullanımının kısıtlanmasının, kullanılan iç çamaşırı tarzının rahat kullanımı olan çamaşırlar yönünde değiştirilmesinin ve kilo verilmesinin bir etkide bulunmadığı belirtilmiş ve bu nedenle yaşam tarzı değişikliği yapmak üzere üremeye yardımcı tedavilerin ertelenmesinin gebelik elde edilmesine katkısı olmamakta. Her ne kadar bu değişikliklerin infertilite üzerinde bir etkisi bulunmasa da genel sağlık açısından dikkate alınması gerekmekte.
Kısırlık için yapılan analizlerde sperm sayısı, hareketliliği ve şekilde özellikleri dikkate alınıyor
Prof. Dr. Hakan Yaralı, ''Kadın yaşı 36 yaş altında ise 1 yıl, 36 yaş ve üzerinde ise 6 ay korunmasız ve düzenli ilişki olmasına rağmen gebelik elde edilememesi durumu gebe kalmakta sıkıntı (infertilite) olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu çiftlerde, sadece erkeğe bağlı gebe kalmakta sıkıntı yaratan durumlar %20 oranında karşımıza çıkar iken, aynı çiftte hem kadın hem de erkeğe ait gebe kalmakta sıkıntı yaratan durum görülme ihtimali %40'lara kadar yükselmektedir.'' dedi.
Erkek fertilitesini değerlendirme yöntemi olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine dayalı semen örneği analizi yaygın ve klasik olarak kullanılıyor. Bu analizde ana unsurları sperm sayısı, hareketliliği ve şekilsel özelliklerinin (morfoloji) incelenmesi oluşturmakta.