Kilo sorununun günümüzde gittikçe arttığına işaret eden Dr. Altuntaş, kilo fazlalığı ve bel çevresi kalınlığı fazla olan kişilerde görülen metabolik sendromun kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve şeker hastalığının habercisi olduğunu söyledi. Altuntaş şunları kaydetti;
Pek çok sistem kilo almayla orantılı olarak bozulmaktadır. Damar sertliği dediğimiz ateroskleroz ve ona bağlı sonuçlar çok önemli. Çünkü bütün sistemlerimiz damar sistemiyle çalışıyor ve damar sistemleri sağlıklı kalmalı. Damar sistemi bozulduğunda hipertansiyon kalp hastalığı yani inme hastalığına daha sık yakalanıyor insanlar.
Kilo artıkça, ‘uyku apne’ dediğimiz uykuda duraklamalar ve uyku bozukların getirdiği sorunlar başlıyor. Kilo fazlalığı karaciğer yağlanması,safra kesesi taşı, sindirim sistemi reflüsü gibi problemlere yol açıyor”
Vücuttaki fazla kiloların yağ olarak depolandığını hatırlatan Altuntaş, kiloların yağ şeklinde göbek çevresinde toplanmasının hastalık risklerini artırdığını ifade ederek ” Göbek çevresinde toplanan yağlara yakıştırılan can simidi benzetmesi aslında can alıcı simit haline geliyor.
Göbek çevreniz kalça çevresinden büyükse ve erişkinler için erkekte 94 cm kadında 80 cm üzerine çıkıyorsa bu riskleri daha da artırıyor”
Fazla kilolar nedeniyle öncelikle kilo ve göbek çevresi değerlerinin ölçülmesi gerektiğini ifade eden Altuntaş, ” Hastane bünyesinde uygulamaya konulan zayıflama programlarımızla öncelikle bu değerleri ölçüyoruz.
Değerler yüksek çıktığında mutlaka dahiliye uzmanı ya da endokrin uzmanlarına danışmak gerekir. Özellikle gençlerin aldığı fazla kilolar ileri yaşta çeşitli hastalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Gençken kilolu olmak ileri yaşta daha kilolu olmak anlamına gelir. Yirmili yaşlardan sonra her on yılda bir metabolizmamız yüzde 4 oranında yavaşlıyor” diye konuştu.