Batı Nil Virüsü 20 farklı tür sivrisinekle bulaşabiliyor

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, Batı Nil Virüsü'nün enfekte sivrisineklerin insanları sokması ile bulaşan viral bir hastalık olduğunu söyleyerek, "Batı Nil Virüsü belli bir türe özgü değildir. Sıtma paraziti belirgin bir türle bulaşırken Batı Nil Virüsü 20 farklı türle bulaşabiliyor. Önemli olan panik yapmadan farkındalığı artırarak gerekli önlemleri almaktır" dedi.

Sivrisineklerin taşıyıcılığı sonucu ortaya çıkan hastalıklar arasında olan Batı Nil Virüsü özellikle göçmen kuşların göç yolları üzerinde bulunan ülkelerde sık görülüyor. Hastalık mevsimsel özellik gösterdiğinden çoğunlukla yaz boyunca ve sonbaharın ilk dönemlerinde ortaya çıkıyor. Türkiye'nin de bu kuşakta yer alması ve sıcaklıkların da mevsim normallerinin üzerinde olması nedeniyle sivrisineklerin de hastalık bulaştırma riski devam ediyor.

Sivrisineklerin farklı türlerinin farklı hastalıkları bulaştırabildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, "Ancak Batı Nil Virüsü belli bir türe özgü değildir. Sıtma paraziti belirgin bir türle bulaşırken Batı Nil Virüsü 20 farklı türle bulaşabiliyor" diye konuştu.Sivrisineklerin hastalığı göçmen kuşlardan aldığını söyleyen Prof. Dr. Sönmezoğlu, "Virüs sivrisineklerin tükürük bezlerine yerleşiyor ve ardından insanlara ve atlara sivrisineğin sokması sonucu bulaşıyor" dedi.

DÜNYADAKİ BATI NİL VİRÜSÜ GÖRÜLME İSTATİSTİKLERİ

Türkiye'de geçen yıl 26 Batı Nil Virüsü vakası tespit edildiğini ve 1 kişinin yaşamını kaybettiğini hatırlatan Prof. Dr. Sönmezoğlu, "ECDC Raporuna göre; 2018 yılında Avrupa Birliği ülkelerine bakıldığında da çok fazla vaka bildirimi olduğu görülüyor. Bunların 576'sı İtalya, 311'i Yunanistan, 277'si Romanya, 215'i Macaristan ve 217'si de diğer ülkelerde olmak üzere bin 503 insan olgusu tespit edilmiştir. Bu vakaların 181'de hayatını kaybetmiş. 2019 yılında ise 13 vaka bildirimi yapılmış ve bunların biri hayatını kaybetmiş. Aslında bu rakamlar da gösteriyor ki bu durum sadece bizim ülkemizin sorunu değil. Sivrisineklerin olduğu her yerde bu risk söz konusudur. Ancak AB ülkelerinde vaka bildirimlerinin çok iyi yapıldığının da altını çizmek gerekiyor" dedi.

"BELİRTİLER ÇOK ANİ GELİŞİYOR"

Yapılması gerekenleri anlatan Prof. Dr. Sönmezoğlu, "Sivrisinek sokmasında; kene ya da arı gibi hemen yapılacak bir şey bulunmuyor. Kuluçka süresini beklemek gerekiyor. Batı Nil Virüsünde 3-20 gün arasında değişen kısa bir kuluçka süresi vardır. Belirtiler de çok ani gelişiyor. 39 derecenin üzerine çıkan şiddetli ateş, beraberinde baş ağrısı, tüm vücutta kırıklık ve halsizlik, daha sonra da bilinç bulanıklıkları görülüyor. Bilinç bulanıklığıyla giden santral sinir sistemi tutulumu yüzde 20 kadar. Yüzde 80'i sadece ateşle seyredip kendiliğinden iyileşiyor" diye konuştu.

SİVRİSENEK ISIRMASINDAN SONRA GELİŞEN ATEŞE DİKKAT

Türkiye'nin göçmen kuşların göç bölgesi üzerinde olan ülke olduğunu ve sivrisinek ısırıklarından sonra oluşacak ateşe çok dikkat etmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Sönmezoğlu, "Bu noktada hastanın sivrisinek ısırığını hatırlaması ya da görmesi önemli değil. Ateş ve şuur bulanıklığı gibi belirtileri gözlemlediği zaman mutlaka hekime başvurması gerekiyor. Biz bu grup hastalara hastanede solunum ve dolaşım desteği gibi destek tedaviler uyguluyoruz. Hastanın ayakta kalmasını sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.

KORUNMAK İÇİN HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?

Yaz aylarında risk daha fazla olduğu için gerekli önlemlerin alınmasının son derece önem taşıdığını anlatan Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"İnsan atıklarının olduğu su birikintilerinde sivrisinekler daha fazla bulunuyor ve yuva yapıyor.  Bu nedenle özellikle durgun suları ıslah etmemiz ve sivrisinek kontrolü yapmamız gerekiyor. İlaçlamanın zamanında yapılması, sivrisineklerin yoğun olduğu bölgelerde uzun kollu giysiler giyilmesi ve sinek kovucu sprey gibi koruyucu önlemlerin alınması önemlidir."

 

 

 

 

İlgili Sağlık Konuları