Dr. Hastane.Com.Tr Doktoru Hastane.com.tr
Hepatit B, karaciğer iltihabı anlamına gelen hepatit hastalığının etkeni olan virüslerden bir tanesidir. Meydana getirdiği hastalık, çok ağır tablolara neden olabilmektedir. Bu virüs, esas olarak karaciğerde yerleşir, orada çoğalır ve zamanla karaciğeri tahrip edecek boyutlara ulaşabilir.
Hepatit B bulaşıcı bir hastalıktır ve ülkemizde çok önemli bir sağlık sorunudur. Türkiye’de bugün her 3 kişiden yaklaşık 1’i Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişiden 1’i Hepatit B virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların % 75-80 inde herhangi bir belirti vermeksizin gelişir, taramalarda ve kan bağışlarında yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit edilir. Kuluçka süresi 2-6 ay arasında değişmektedir.
Gözlenebilen Hastalık Belirtileri;
- Aşırı halsizlik ve yorgunluk hissi,
- İştah kaybı,
- Bulantı Kusma,
- Deride ve göz aklarında sararma,
- İdrar renginde koyulaşma,
- Karın ağrısı,
- Karaciğer bölgesinde hassasiyet, olarak özetlenebilir.
Hepatit B virüsü bulaştıktan sonra üç yol izler: Kişinin immün sistemi (bağışıklık sistemi) kuvvetli ise vücudunda virüse karşı antikor denilen koruyucu maddeler oluşur ve belirli bir düzeyde kalır, artık kişi doğal olarak aşılanmıştır, tam şifa ile iyileşmiştir. Ömür boyu Hepatit B’den korunacaktır. Oluşan bu koruyucu antikorlar, eğer ki olması gereken düzeye ulaşamaz ise kişi taşıyıcı olarak kalacaktır, henüz kendisi hasta değildir fakat potansiyel virüs saçıcısıdır, çevresi için hastalığın yayılmasında büyük bir tehlike oluşturur. Özellikle ülkemizde bu anlamda gizli taşıyıcılar çoktur, hastalığın kontrolsüz bulaşmasında en sessiz yolu oluşturur.
Taşıyıcılar için risk yıllar sonra başlayabilir. Taşıyıcı kişi karaciğer kanserine aday olabilir veya organ hasarı ile karaciğer yetmezliğine girebilir. Kişide koruyucu antikorlar hiç oluşamaz, her zaman virüs güçlü durumdadır, vücut virüse yeniktir, karaciğer fonksiyonları bozuktur, karaciğer enzimleri yüksektir, kişi aktif hastadır, hızla karaciğer yetmezliğine gider veya hastalık yıllara yayılır zamanla karaciğer yetmezliğine ya da karaciğer kanserine dönüşür.
Hepatit B’de hedef organ karaciğerdir. Karaciğer vücudu toksik maddelerden temizleyen, sindirimde görevli safrayı sentezleyip kana veren, vücutta görevli pek çok taşıyıcı proteinleri sentezleyen ana organdır. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında da çok önemli görevleri vardır. Bu virüs karaciğer dokusunu oluşturan hücreleri tutar, bu hücreler zamanla fonksiyonlarını yapamaz hale gelir, yukarıda bahsettiğimiz yollara göre karaciğeri zedeleyebilir ve tek tek hücre ölümü başlayabilir, sonrasında karaciğer doku kaybı gelişebilir.
Sonuç:
Geriye Dönüşsüz Organ Hasarıdır.
Hepatit B Nasıl Bulaşır?
Hepatit B, kan yoluyla ve çok sıklıkla da yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşır. Derideki bir çatlak ya da açık yara ile temas eden bir damla kan ya da tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir. Taşıyıcı anneden bebeğine de doğum esnasında bulaşabilir. En önemli ve yaygın bulaşma yolu korumalı da olsa cinsel ilişkidir, çünkü ter ve tükürük gibi vücut sıvılarıyla dahi geçişleri olabilmektedir. Kan ve kan ürünlerinin nakli, kirli enjektörlerin kullanımı (ör: uyuşturucu bağımlılarında olduğu gibi hijyenik olmayan şartlarda ortak kullanılan enjektörlerle), yeterli sterilizasyonun yapılmadığı cerrahi girişimler, kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş manikür ve pedikür setleri, tıraş bıçakları, makaslar, steril olmayan aletlerle yapılan sünnet,kulak delme işlemleri ve ortak kullanılan diş fırçaları Hepatit B virüsünün bulaşmasına sıklıkla aracılık etmektedir.
“Hepatit B Taşıyıcılığı” Ne Demektir?
Bu virüs ile temas eden her 10 bebekten 9’u ve her 10 erişkinden 1’i belirli bir süre sonunda (>>6 ay) mikrobu vücudundan atmayı başaramazsa yaşam boyu taşıyabilecek ve insanlara yayacaktır. Ancak taşıyıcılarda hastalık durumu farklılık gösterebilmektedir. Karaciğerlerinde oldukça ağır hasarın ortaya çıktığı bireylerde, yıllar sonra Karaciğer Yetmezliği, Siroz ve Karaciğer Kanseri görülebilmektedir. Kronik hepatitlilerin %25’i Primer Karaciğer Kanseri ve Siroz nedeniyle ölmektedir. Hepatit B Primer Karaciğer Kanserlerinin %60-80’inden sorumludur. Ve karaciğer kanserleri kanser ölümleri içinde ilk 3 sırada yer almaktadır. Hepatit b virüsü sigaradan sonra bilinen en yaygın kanserojendir(kanser nedenidir).
Hepatit B Risk Grupları Hangileridir?
- Hepatit B’li anneden doğan bebekler.
- Ev içinde Hepatit B hastası ya da taşıyıcısı olanlar.
- Birden fazla kişi ile cinsel ilişkisi olanlar.
- Eşcinseller.
- Kan ve kan ürünleri kullananlar.
- Hemodiyaliz hastaları.
- Damar içi ilaç bağımlıları.
- Sağlık personeli.
- Toplu halde bulunulan yerlerde (okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri v.s.) yaşayanlar risk gruplarını oluştururlar.
Hepatit B’den Korunmak Mümkün müdür?
Virüs vücuda girmemişse korunması kesinlikle mümkün olan bir hastalıktır. En etkili korunma yolu da aşılanmadır. Koruyuculuğu %90-95’tir. Eğer koruyucu düzeyde antikor titresi elde edilmişse koruyuculuk %100’e ulaşır. Aşılama, taşıyıcılara veya aktif hasta olanlara yapılamaz. Aşılama kararı, doktorlar tarafından istenen belirli tetkiklerden sonra verilebilir Uygulanacak aşı şeması, toplam üç dozun belirli zamanlara bölünerek uygulanması ile olur.
Genel Olarak Kullanılan Aşı Şeması:
İlk doz 0.ay(sıfırıncı ay) kabul edilmek kaydıyla, bir ay sonra 2.doz ve 5 ay sonra 3.doz olmak üzere 0-1 ve 6.ayda yapılan 3 doz aşı uygulamasıdır. Bir diğer uygulama da hızlı cevap beklenen olgulardaki kullanılan şemadır: 0.ayda 1.doz, bir ay sonra 2.doz, bir ay sonra 3.doz ve de 12.ay da (yani son 3.dozdan 11 ay sonra) 4.dozun yapılmasıdır. Aşılama sonrası enjeksiyon yerinde ağrı, kızarıklık, şişlik, ateş yüksekliği ve birtakım allerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Çoğu önemsiz reaksiyonlardır. Hastalığın risklerinin yanında daha da önemsizleşirler.
Sonuç olarak Hepatit B’nin, önemli sonuçlar doğuran, yaygın ve bulaşıcı bir hastalık olduğunu, tedavisinin her zaman başarılı sonuç vermediğini ama korunmak için etkili bir aşısının bulunduğunu unutmayalım!
Bu tavsiyeler, genel bilgilerdir. Fakat unutmayınız ki, özel rahatsızlığınız için en iyi tavsiye, şikâyetlerinizi dinleyen ve sizi muayene eden doktorunuzun tavsiyesidir.