Kadın Erkek Arasında Toplam Kıl Sayısında Fark Yoktur
Hormonal sistem ve genetik yapılanmanın belirleyici etken olduğunun altını çizen Zorlu, “Vücudumuzda kıl folikülü olarak adlandırılan ciltteki her bir yapı aslında anne karnındaki sekiz ve onuncu haftalarda oluşmaya başlar.
Tüy mü yoksa kıl mı olacağı sorusunu belirler. Bizler dünyaya geldiğimizde alanımız için belirlenmiş sayıda kıl folikülü olur ve bunların büyüme ve tüy olarak kalıp kalmayacağı genetik olarak belirlenmiş durumdadır. Bu toplam kıl folikülü sayısı ve bunların tüy olarak kalması veya sert ve uzamış kıl olması, ırklar arasında değişiklik gösterir ama kadın-erkek arasındaki toplam kıl sayısında fark yoktur.
Örneğin;Akdeniz ırkında İskandinavlara göre her alanda daha çok kıl bulunmaktadır ama bunların kadın ve erkekler incelendiğinde, işaretlenmiş bir bölgede aynı yoğunlukta kıl folikülü bulunur. Ama kadınlarda tüy formu fazla iken erkeklerde bu foliküller kıl olarak karşımıza çıkar. Yani cinsiyet farklılığı sadece bu bölgeye özel şöyle ifade etmek lazım, bir kıl folikülü büyüme, duraklama ve gerileme olarak üç dönemde kendini ifade eder ve kıllar farklı dönemlerde olabilirler. Yani senkron değillerdir” dedi.
Hasta Kendisiyle Kıyaslanmalıdır
Doç. Dr. Gürkan Zorlu, öncelikle hastanın yapısı ve ailevi durumların değerlendirilmesi gerektiği belirterek, en sık yapılan hatanın hastanın başkalarıyla kıyaslanması olduğunun altını çizdi; “Hasta ancak kendisiyle kıyaslanmalıdır, başkası örnek olamaz. En sık yanlış komşu, arkadaş kıyaslanmalarıdır. Hipofiz ve bu hormonu salgılayabilecek tümöral yapılar araştırılmalıdır. Ergenlik sonrası hormonal problemler dışında ilaç kullanımı, çevresel faktörler, gebelikte, menopozda ve bazen bazı doğum kontrol haplarıyla da kıllanma da artış olabilmektedir.
Hastaların büyük çoğunluğunun yumurtlama problemi grubundan olduğundan bu durumun tedavisi daha ziyade yumurtlamanın sağlanması veya yumurtlamamanın getirdiği olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasıyla başlangıçta sağlanır. Androjen fazlalığına ilk cevap kıllanma yani hirsutism iken bunu sivilcelerde artış ve ciltte yağlanma takip eder. Artmış cinsel istek, klitoriste büyüme ve vücutta ileri formlarda erkek tipi değişiklikler çok zamanda ortaya çıkar.
Kıllanma sorunu olan hastalarda en sık karşımıza çıkan problem, adet düzensizliği ve yumurtlamamadır. Bu durum ergenlik döneminden belli bir süre sonrada ortaya çıkabilir ve gittikçe belirginleşir. Polikistik over sendromu olan hastalarda ve insülin direnci olan hastalarda da belirgindir. Eğer daha erken ortaya çıkarsa mutlaka bu androjen kaynağı başka yönleriyle araştırılmalıdır.” Doç. Dr. Zorlu, kadınların kabusu olan aşırı kıllanmadaki artışın sebepleri ve tedavisinin önemsenmesi gerektiğine dikkat çekerek, mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini belirtti.
Aşırı Tüylenmenin Nedenleri
- Menopoz
- İlaç Yan Etkileri
- Polikistik Over Hastalığı
- Yumurtalık Tümörleri
- Adrenal (Böbreküstü Bezi) Bozuklukları
- Genetik Faktörler
- Hastanın Vücut Yapısı