Türk Pediatri Kurumu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Vural, "Ailelerin aşıya karşı olması veya aşı konusunda kararsız olması şu an için belki onları çok etkilemiyor. Çünkü şu anda o kadar yüksek derecede aşılanıyor ki toplumumuz etrafta hastalık yok. Aşılanmayanlar artıkça işte o zaman problemler çıkmaya başlayacak. Birçok ülke birtakım cezai uygulamalar da yapıyor. Sağlık Bakanlığı'nın bu yönde aileleri teşvik edecek şekilde, biraz da zorlayacak şekilde girişimlerde bulunması lazım." dedi.
Vural, Türk Pediatri Kurumu tarafından düzenlenen 55. Türk Pediatri Kongresi'nde yaptığı açıklamada, aşı kararsızlığı konusuna değinirken, bazı ailelerin aşıların içindeki birtakım kimyasal maddelerin çocukları kötü etkileyeceği endişeleri olduğunu dile getirdi.
Yıllar önce The Lancet'ta kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısının otizm yaptığına dair bir yayın yapıldığını ve birçok kişinin bu yayını da referans göstererek, çocuklarını aşılatmamaya başladığını anlatan Vural, "Daha sonra anlaşıldı ki bu yayın aslında tamamen yalan ve düzmece bir yayın, The Lancet gibi çok önemli bir dergide yayımlanmış olmasına rağmen. Hatta bu yayını yapan kişiler önce geri çektiler isimlerini, birincil olan kişi de yayının tamamen düzmece bir yayın olduğunu kabul etti. Bu yayının etkisini ortadan kaldırmak seneler sürdü. Birkaç ay önce Kuzey Avrupa ülkelerinde çok büyük bir çalışma yapılarak kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısının bir otizme sebep olmadığı gösterildi." diye konuştu.
Vural, bazı ailelerin aşıların içinde civa, alüminyum olduğundan korku duyduğunu aktararak, şu bilgileri verdi:
"Civa artık aşılarda yok, civa eski aşılarda vardı. Çok çok dozlu aşılar olduğu zaman içinde bir mikrop üremesin diye bir hastadan bir hastaya aynı aşı kullanıldığında civa ekleniyordu. Artık civa yok aşılarda. Alüminyum ise birçok aşıda var, aşının etkinliğini artırsın diye kullanılıyor çünkü alüminyum kullanmadığınız zaman aşının etkinliği artmıyor, yeterli cevabı almıyorsunuz. Başka maddeler de denenmiş ama alüminyum kadar etkili olmamış. Alüminyum çok küçük miktarlarda kullanılıyor. Çok küçük miktarda kullanıldığı için de aslında bilimsel olarak gösterilmiş hiçbir yan etkisi yok. Oysa alüminyumu biz birçok yerden zaten alıyoruz. Hastaneye yatıp kendinize serum bağlattığınız zaman alüminyum alıyorsunuz ve ne kadar aldığınızı da bilmiyorsunuz. Muhtemelen bunu aşı karşıtı olan aileler çocuklarına aşı yaptırmıyorlar ama bir gün ishal oldu diye hastaneye götürüp, çocuklarına serum taktırıp alüminyumu bol miktarda iletmiş oluyorlar."
Konuşulanların bilimsel çerçeve içinde olması gerektiğinin altını çizen Vural, "Ailelerin aşıya karşı olması veya aşı konusunda kararsız olması, şu an için belki onları çok etkilemiyor. Çünkü şu anda o kadar yüksek derecede aşılanıyor ki toplumumuz etrafta hastalık yok, yani çok büyük miktarlarda hastalıklar yok. Bir gün aşılanmayanlar artıkça işte o zaman problemler çıkmaya başlayacak. Bunlar Amerika'da, İsviçre'de, Romanya'da yaşandı. Buna karşı birçok ülke birtakım cezai uygulamalar da yapıyorlar. Bizde henüz böyle bir şey yok. Bizde de Sağlık Bakanlığı'nın bu yönde aileleri teşvik edecek şekilde, biraz da zorlayacak şekilde girişimlerde bulunması lazım." dedi.
"Aileler, aşıların etkin, koruyucu ve güvenilir olduğunu bilmeli"
Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Barut da aşıyla başta çiçek hastalığı olmak üzere birçok hastalığın yok edildiğini, ancak aşı kararsızlığıyla dünyada çeşitli bulaşıcı hastalıkların salgınlarının arttığını belirtti.
Salgınların artmaması için aşı kararsızlığının önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Barut, "Aşıyla birlikte dünyada milyonlarca çocuğun hayatını kurtardık ve daha da kurtaracağız. Aşı kararsızlığı artar, çocuklarımızı aşılatmazsak maalesef salgınlar daha da artacaktır. Bunların önüne geçmemiz lazım. Kişiler kendisini düşünüyor, çocuğuna aşı yaptırmıyor fakat bir çocuğa aşı yaptırmadığınız zaman o toplumdaki ve dünyadaki diğer çocuklar da gitgide etkileniyor. Toplumun hepsini bağışıklarsak, o hastalık yok oluyor, eğer birkaç kişi eksik olursa maalesef o hastalık yayılıyor, diğerlerine bulaşıyor." diye konuştu.
Barut, Türkiye'de aşılamanın çok iyi yapıldığını ve kızamıkta yüzde 95'lerin üzerinde aşılama oranı bulunduğunu kaydederek, "Bu nedenle çok ciddi bir salgın olmadı. Maalesef Amerika'da aşı kararsızlığı bir bölümde daha fazla. Bu nedenle New York'ta ciddi salgın oldu. Bu, dünyanın çeşitli ülkelerinde de artarak devam ediyor. Bunun engellenmesi için halkı bilinçlendirmeliyiz. Aileler, aşıların etkin, koruyucu ve güvenilir olduğunu bilmeli." ifadelerini kullandı.