Akciğer Hastalarına Yeni Umut

"Ex-vivo perfüzyon" yöntemi, KOAH ya da herhangi bir nedenle işlevini yitiren akciğer hastalarını için yeni bir umut ışığı oldu."

Türkiye’de ilk kez Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan “Ex-vivo perfüzyon” yöntemi, KOAH ya da herhangi bir nedenle işlevini yitiren akciğer hastalarını için yeni bir umut ışığı oldu.

Türkiye’de en sık rastlanan hastalıkların başında akciğer geliyor. KOAH ya da herhangi bir hastalık nedeniyle akciğerler kısa bir süre sonra işlevini yitirebiliyor. “Ex-vivo perfüzyon” yani diğer bir adıyla vücut dışında akciğer dolaşımı olarak bilinen yöntem, KOAH ya da herhangi bir hastalıkta işlevini yitiren akciğerlerin, uygun donörden alınan nakille yeniden hayat bulmasını sağlıyor. Akciğer hastaları için yeni bir umut ışığı olan yöntem, dünyada ilk kez 2003 yılında İsveç’te uygulandı. Türkiye’de ise ilk kez geçen yıl Anadolu Güney Genel Sekreterliği-Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan yöntemle 56 yaşındaki bir KOAH hastası tedavi edildi. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Cemal Asım Kutlu, uygun donörden alınan ve iyi durumda olmayan akciğerin özel bir işlem uygulanarak temizlendiğini ve bu sayede akciğer hastalarının yaşam kalitesini arttırdıklarını belirtiyor. 

TEMİZLENEN ORGAN YAŞAMI UZATIYOR

Ex-vivo perfüzyon, akciğerin vücut ısısına getirilerek zarar görmeden, daha iyi ve uygun bir kapasiteye getirildikten sonra nakledilmesi esasına dayanıyor. Nakil yapılması amacıyla donörden alınan akciğer, özel sıvılar içinde tutularak yaklaşık +4 derecede korunuyor. Doç. Dr. Cemal Asım Kutlu, cerrahi işlem sırasında akciğerin çok ısınmamasına özen gösterildiğini belirterek şu açıklamalarda bulunuyor: “Uygun koşullar sağlanmadan ısınan organda metabolik aktivite başlıyor ve yeterli oksijen sağlanamadığı için hücreler hasar görüyor. Belli bir aşamadan sonra bu hasar, organın kullanılamaması sonucunu doğuruyor.” İşlem sırasında tıpkı vücutta olduğu gibi akciğer havalandırılıyor ve damarlara yerleştirilen kanüller yardımıyla pompadan geçirilen sıvı ve kanla dolaşım sağlanıyor. Belirli bir ısınmadan sonra akciğerin ne kadar oksijen sağladığı ölçülüyor ve buna göre nakil kararı veriliyor. Böylece donörden alınan akciğere, insan vücudundaki gibi dolaşım sağlanıyor.

AKCİĞERİN PERFORMANSI YÜZDE 40 ARTIYOR

Doç. Dr. Cemal Asım Kutlu, bu yöntemin uygulandığı tüm ülkelerde akciğer nakillerinin sayısını arttırdığını belirtiyor. Kutlu, “Bu yöntem akciğerin kötü değil ama kullanılacak kadar da iyi olmadığı durumlar için çok ideal. Akciğer düzelirse nakledilebiliyor. Beyin ölümünden sonra hasar gören ilk organ akciğer olduğu için bu yöntemle, organın birkaç saat içerisinde iyileştirilmesi hedefleniyor. Yine ex-vivo perfüzyon yöntemi uygulanan akciğerlerin performansı yüzde 40’a kadar artıyor.” diyor. Ex-vivo perfüzyon yöntemi uygulanan hastalar, genellikle birkaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra servise çıkarılıyor. Her şeyin iyi gitmesi durumunda ise hastalar, 2-3 hafta içinde hastaneden çıkıp, birkaç ay içinde de sosyal hayatlarına dönebiliyorlar.
 

İlgili Sağlık Konuları