Sınav Kaygısı Kaygı; hüzün, öfke, mutluluk gibi temel duygularımızdan biridir. Kaygı, temel anlamda bireyde rahatsızlık oluşturan olayın kendisinden değil, o olayın birey için ne anlama geldiğinden (taşıdığı anlamdan) kaynaklanmakta (Baştürk, 2007:167) ve hayatta kalmamız için en temel duygularımızdan birini oluşturmaktadır. Eğer kaygı duygusu insanlıktan çekilip alınsaydı, neslimizin 21. yüzyıla ulaşması neredeyse imkânsızdı, neslimiz çoktan tükenmişti. En basit manada caddenin diğer tarafına geçerken sağımıza ve solumuza bakmamız bile hissettiğimiz kaygı sayesindedir. Bu sebeple eğer halen hayattaysak bu durumu en çok "kaygı" duygumuza borçlu olduğumuzu bilmekte fayda vardır. Ancak kaygı duygusunun ne az ne de çok olması orta halli olması bize fayda sağlamakta iken uçlarda (aşırı kaygılı ya da hiç kaygının olmaması) olması bize zarar verebilmektedir. Spielberger (1972), kaygıyı sürekli kaygı ve durumluk kaygı olmak üzere iki şekilde açıklamaktadır: Sürekli kaygı (trait enxiety), tehdit algısındaki bireysel farklılıklarla tanımlanır ve kişilik özellikleriyle ilişkilidir. Durumluk kaygı (state anxiety), zaman içinde yoğunluğu değişen geçici bir duygusal durumdur. Başka bir ifadeyle durumluk kaygı; istenmeyen, tehlikeli olabilecek bir durumla karşı karşıya gelindiğinde ortaya çıkan kaygı türü iken, sürekli kaygı ise ortada somut, gözlenebilen bir neden yokken de var olan ve böyle bir neden olduğunda da bu durumla orantısız biçimde abartılı, uzun süreli ve şiddeti yüksek olan kaygı türüdür (Gökçe ve Dündar, 2008). Spielberger (1972) sürekli kaygısı yüksek olan kişilerin, düşük olan kişilerden durumları daha tehdit edici ya da tehlikeli algılamaya eğimli olduklarını belirtmiştir. Ayrıca tehdit içeren durumlarda daha fazla durumluk kaygı göstermeye eğilimlidirler (Başpınar-Can ve ark, 2012). Kaygı ile ilgili ifade edilmesi gereken bir diğer önemli nokta kaygının genelde korku ile sık karıştırılan kavramlardan biri olması durumudur. Öncelikle bunun ayrımını yapmak gerekirse, kaygı kaynağı belli olmamakla birlikte, tam olarak bilinmeyen sebeplerden kaynaklanırken, korkunun ise kaynağı bellidir ve korku ani olarak gelişirken, kaygı daha uzun süreli olup, günlerce hatta aylarca sürebilmektedir. Örnek vermek gerekirse yılandan, fareden, köpekten korkuyorken bunlardan söz ederken kaygılanırız kelimesini kullanmayız. Çünkü neyden korktuğumuzu tam olarak biliriz. Ama evine her zaman ki saatinde gelmemiş biri için annenin yaşadığı duygu kaygıdır. Çünkü burada anne, tam olarak çocuğunun neden geç kaldığını bilmediğinden/ bir bilinmezlik durumunun olması ve bu duyguyu belli bir süre yaşaması annenin hissettiği duygunun kaygı olduğunu bize söylemektedir. Göveç (2014)' e göre günümüz gelişmiş ya da gelişmekte olan toplumlarında insanın değerinin başarı ile ölçülmesi sonucunda öğrenciler özellikle de sınavlarda, toplum tarafından değerli olduğunu hissetmek ve kabul görmek için yetenekli ve başarılı olmaları gerektiğine inanmaktadırlar. Bundan dolayı da başarısızlık hem bireysel hem de toplumsal olarak yetersizlik/ yeteneksizlik olarak algılanacağı için mutlaka önüne geçilmesi gereken bir durum olarak bu durumdan kaçınılmaya çalışılır. Bu kaçınılma esnasında yaşananlar bireyde sınav kaygısına hayliyle yol açmaktadır. Spielberger (1972)'e göre sınav kaygısı; özelikle de resmi bir sınav veya değerlendirme durumunda yaşanan, bireyin gerçek performansını ortaya koymasını engelleyen bilişsel, duyuşsal, davranışsal özellikleri olan, bireyde gerginlik yaratan hoş olmayan bir duygu durumu olarak tanımlanmaktadır. Baltaş (1996)'ın aktardığına göre öğrencilerin yaşadığı sınav kaygısı, eğitim başarısı üzerindeki en önemli engellerden bir tanesidir. Özellikle son yıllarda sınava atfedilen anlamın daha da büyümesi sonucu ülkemizde gençlerin yaşadığı sınav kaygısında artış görülmektedir. 1985-86 yılında yapılan bir bilimsel araştırmada, öğrencilerin sürekli kaygı düzeylerinin, ameliyat olacak hastaların kaygı düzeylerinden daha yüksek olduğu şaşırtıcı bir şekilde bulunmuştur. Damer (2011), sınav ortamındaki korkutucu atmosfer, rekabet ortamı, sınavın zorluk derecesi, zaman sınırı ve sınav yerinin sebep olduğu endişe sonucunda kişinin aslında bildikleri konuları hatırlamada bile güçlük yaşamasına neden olmaktadır. Zeidner (1998), sınav kaygısı öğrencinin dikkatini, bitirmesi gereken görevden alıp, öğrencinin kendisi ile ilgili olumsuz düşüncelere yönlendirdiği için performansını aşağıya çekmektedir. Çünkü Sınav kaygısı yoğunlaştığı zamanda ortaya çıkan kaygı ve stres öfke, korku, çaresizlik ve hayal kırıklığı gibi duyguların yanı sıra bedende; baş ağrısı, mide bulantısı, aşırı terleme, nefesin kesilmesi, kalp atışının hızlanması, ishal, sersemleme ve bayılma hissi ve hatta panik atağına bile yol açabilir. Bu durumda öğrenciler nefes alamadıklarını ya da bir kalp krizi geçirdiklerini düşünebilirler. Sınav Kaygısına Neden Olan Etkenlerden bazıları ve başı çekenler şöyle sıralanabilir: • Ailenin tutum ve çocuk yetiştirme tutumlarının baskıcı ya da aşırı mükemmeliyetçi olması • Öğrencinin sınav ile ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri (sınavı ölüm kalım meselesi olarak görme, başarısız olması halinde her şeyin kötü gidecek düşüncesi, kesinlikle başarısız olacağım, kötü geçerse ailemin yüzüne nasıl bakarım, başarılı olduğu durumlardan ziyade kendini daha çok başarısız olduğu durumlarla anması, eğer başarılı olduğu durumlar varsa bunu kendi sayesinde değil de dış koşullar sayesinde oluştuğunu düşünme-örneğin daha önce bir sınavdan başarılı olmuş ise bunu kendisine değil de "ya sınav zaten kolaydı, şansım sadece yaver gitti bugün" gibisinden dış etkenlere bağlı kılması) • Bireyin daha önce girdiği sınavlarda başarısız olması dolayısıyla cesaretinin ve şevkinin kırılmış olması • Ailenin çocuğun problem çözme becerilerinin gelişmesini ketleyecek şekilde çocuğa yeterli duygusal desteği vermeyip, özgüvenini zedeleyerek, çocuğa kendi başına sorunların üstesinden gelmesini öğretmek yerine, dışarıdan gelecek olan yardıma bağlı kalmayı öğretmesi • Ailenin sınav sürecinde öğrencinin gösterdiği gayretten ziyade sadece sonucunu baz alacak şekilde davranması • Bireyin sınava yeterince hazır olmadığını düşünme Sınav Kaygısı İle nasıl baş edilebilir • Her şeyden önemlisi planlı ve programlı bir şekilde neyi nasıl çalışacağını bilerek sınava hazırlanmak • Olumsuz düşüncelerden ve kendisine olumsuz düşünceleri aşılayabilen insanlardan uzak durmak • Kişinin kendisini ya da öğrencinin ailesinin Kendisini bir başkasıyla kıyaslamaktan vazgeçmek, herkesin kendine göre güçlü ve güçsüz yönlerinin olduğunu bilmek • Beslenmesine, uyku kalitesine ve sporuna dikkat edip kendisini sadece sınava hazırlanan biri olarak değil ayrıca sportif ve sosyal faaliyetler içerisine de girmek. • Sınavdan önce özellikle de son kulvara yaklaşıldığında bol bol deneme sınavı çözerek, sınav anında uygulayacağı yöntem ve teknikleri öğrenmek • Sınavın başlarda biraz kaygının yaşanabileceğini ve bu kaygının geçici olduğunu ve bu süre zarfında en iyi bildiği sorulardan başlanabilir (çünkü her sınavda çok zor sorular vardır, ilk soruların her zaman kolaydan başlanmayacağını birey bilmelidir) • Sınava girilecek yerin önceden gidilip görülmesi, gerekirse o yerde oturup küçük bir alıştırma mahiyetinde birkaç soru çözmek ve sınav günü sınava girilecek yere erkenden gidip geç kalınma ihtimalini ortadan kaldırmak • Sınava birkaç gün kala ders çalışmayı bırakmak ve sınav hakkında sohbet etmemek ve aile içinde bu konuyu gündeme getirmemek • Sınav sabahı her zamankinden çok farklı bir şekilde hareket etmemek ama rahat giyinip kahvaltısını yapmak (eğer kahvaltı alışkanlığı yoksa sınavdan önce bu alışkanlığı kazanmaya gayret etmek) • Sınav anında, sık sık saati kontrol etmemek ve diğer öğrencilerin soruları çözme hızının gözlemlenmemesi/dikkat edilmemesi ve sadece kişinin kendi kağıdına odaklanmaya çalışması • Diyafram nefesi ve gevşeme egzersizlerini öğrenmek • Sınavdan önce sınavı sadece olumlu bir şekilde (kesinlikle olumsuzluk içermemeli) hayali/imajine ederek zihinde tasarlamak • Sınav öncesi/akşamı özellikle dinlenmeye çekilip misafirliğe gitmek ya da eve misafir çağırmamak, kendimizi yorucu bir uğraş edinmemek Bunların dışında yine de sınav ile ilgili kaygı yaşanmaya devam ediyorsa bir uzmandan destek almanın çok faydalı olabileceği bilinmelidir. Psikoterapi de çok yaygın ve etkili bir problem haline dönüşmüş olan sınav kaygısını azaltmaya yönelik olarak uygulanan terapi teknikleri (bilişsel/Cognitif davranışçı terapi (Bdt/Cbt), davranışçı terapi, Biofeedback, , Emdr…) çok çeşitlidir Bu terapi yöntemleri içerisinde en çok tercih edilenlerden birisi bilişsel/Cognitif davranışçı yaklaşımdır. Türkçapar (2012)'ye göre bu yaklaşımda bireyin düşünce tarzının onun içinde bulunduğu çevreye ve olaylara nasıl tepki vereceğini belirlediği öne sürülmekte ve danışanlarla terapötik ilişki içerisinde bilişsel ve davranışçı tekniklerle yardımcı olunmaya çalışılmaktadır. Bunun dışında Emdr çok hızlı bir şekilde ilerlemenin kaydedilebileceği tekniklerdendir. Kaynakça Baltaş, A. (1992). Stres altında ezilmeden öğrenmede ve sınavlarda üstün başarı. İstanbul: Remzi Kitabevi. Baştürk, R., (2007). "Kamu Personeli Seçme Sınavına Hazırlanan Öğretmen Adaylarının Sınav Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi", Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.17, S.2, ss.163,176. Damer, E. D. & Melendres T. L. (2011). "Tackling Test Anxiety": A Group for College Students. The Journal for Specialists in Group Work, 36:3, 163-177. Gökçe, T. ve Dündar, C., (2008). "Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde Çalışan Hekim ve Hemşirelerde Şiddete Maruziyet Sıklığı ve Kaygı Düzeylerine Etkisi", İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, S.15, C.1, ss.25-28. Göveç, N. T. (2014). Bağlanma, Psikodrama ve Bilişsel Davranışçı Terapi Yöntemi İle Grup Çalışmasının Sınav Kaygısı Yaşayan Öğrencilerin Kaygıları Üzerindeki Etkilerinin Karşılaştırılması, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep. Spielberger CD (1972) Anxiety as an emotional state. Anxiety current trends in theory and research, CD Spielberger (Ed). New York: Academic Press, s.24-48. Türkçapar, H., (2012). Bilişsel Terapi, Ankara: HYB Basım Yayın Zeidner M. (1998).Test Anxiety: The State ofthe Art.New York: Plenum Press,s: 3-91