Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Dr. Aliye Sevil Sarıkaya, "Diyabet artık çok sayıda çocuğu etkileyen bir hastalık haline geldi. Önceki dönemlerde çocukluk çağında hemen hemen sadece tip 1 diyabet görülüyordu. Ancak günümüzde pek çok çocuğa tip 2 diyabet tanısı da koyuyoruz. Sarıkaya, tip 1 ve tip 2 diyabetin ikisinin temelinde de vücudun insülin kullanımında bozukluk var. Tip 1 diyabet, pankreas hücrelerinde insülin üretiminde sorun olması nedeniyle ortaya çıkan bir hastalık. İnsülin hormonunun yetersiz üretimi, kan şekerinin yükselmesine neden oluyor. Tip 1 diyabet tanısı genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde konuluyor" diye konuştu.
"HASTALARIN YÜZDE 85'İ 20 YAŞIN ALTINDA"
Tip 1 diyabet tanısı alan hastaların yüzde 85'i 20 yaşın altında olduğunu söyleyen Sarıkaya, "Tip 2 diyabetin ise obezite ile yakından ilişkilidir. Bir kişinin tip 2 diyabete yakalanma şansı, yaşı ilerledikçe artıyor. Bundan dolayı normalde biz çocuk ve gençlerde tip 2 diyabet gelişmesini beklemiyoruz. Ama hareketsiz yaşam, şekerli gıdaların aşırı tüketimi gibi faktörler tip 2 diyabeti çok daha erken yaşlarda görmemize sebep oluyor" ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Sarıkaya, çocukluk çağında görülen diyabet belirtilerini şöyle anlattı:
"Çocuklarda tip 1 diyabet; çok su içme, sık idrara çıkma, kilo kaybı, sürekli açlık, yorgunluk, sinirlilik, aseton kokulu nefes gibi semptomlara neden oluyor. Konuyla ilgili ek olarak "Tip 2 diyabette çocuklarda özellikle geceleri sık idrara çıkma, artmış susuzluk, yorgunluk, kilo kaybı, yara iyileşmesinde gecikme, göz kuruluğu belirtilerini görüyoruz"
"HASTANIN BESLENME VE AKTİVİTE DURUMUNA ÖZEN GÖSTERMESİ GEREKİYOR"
Çocukluk çağı diyabet tedavisinin en önemli unsurlarından birinin beslenme ve egzersiz olduğunun altını çizen Dr. Sarıkaya, "Çocuklarda diyabet tedavisinin başarılı olabilmesi için hastanın beslenme ve aktivite durumuna özen göstermesi gerekiyor. Sağlıklı, şekerli gıdalardan uzak bir beslenme listesi ve yaşına uygun bir egzersiz programı ile hastalar ek tedaviye ihtiyaç duymadan yaşamlarına devam edebiliyor. Uz Tip 1 diyabet hastalarında insülin üretimi genellikle sıfıra yakın oluyor. Dolayısıyla bu durumlarda insülin tedavisine başlıyoruz. Tip 2 diyabette de hastanın kan şekeri değerleri yaşam tarzı değişikleri ile düzelmiyorsa ilaç ya da insülin tedavisine geçiyoruz" şeklinde konuştu.
"VÜCUT ENERJİ KAYNAĞI OLARAK YAĞLARI KULLANIYOR"
Çocukluk çağı diyabetinin tedavi edilmediğinde ne olacağı konusunda Dr. Sarıkaya sözlerini şöyle noktaladı:
"Tedavi almayan tip 1 diyabet hastalarında diyabetik ketoasidoz dediğimiz çok ciddi bir tablo ile karşılaşabiliyoruz. Diyabetik ketoasidoz, vücudun insülin seviyesindeki azlığına bağlı olarak glukozu kullanamamasına yol açıyor. Bu durumda vücut enerji kaynağı olarak yağları kullanıyor. Aşırı yağ yakımı vücutta keton adı verilen kimyasalların birikmesine neden oluyor ve ketoasidoz gelişiyor. Bu tablo acil tedavi gerektiren çok ciddi bir durum. Ketoasidoz, hastanın hayatını kaybetmesine kadar uzanan ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Çocukluk çağında tip 2 diyabetin komplikasyonları ile ilgili olarak ise Tip 2 diyabet tedavi edilmez ve kan şekeri kontrol altına alınamazsa gözden böbreğe pek çok organ etkilenebiliyor. Ayrıca tip 2 diyabeti olan hastalarda, hipertansiyon ve yüksek kolesterol gibi sağlık sorunları ile daha sık karşılaşıyoruz. Çocukluk çağında hem tip 1 hem de tip 2 diyabet, tedavisinin aksatılmaması ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması gereken hastalıklar."