Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre diyabet tüm dünyada 382 milyon kişiyi etkilerken Türkiye’de ise 5.2 milyon diyabet hastası bulunuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Erdem Türemen hastalıkta beslenmenin önemine dikkat çekerek “Kontrol altına alınmayan diyabet; kalp hastalıkları, körlüğe gidebilen göz problemleri, dolaşım problemleri, ayak problemleri ve böbrek hastalığı gibi sonuçlar doğurabilir” dedi.
Görülme sıklığı sürekli artan, bu sebeple de “Çağın vebası” olarak adlandırılan diyabet bilinçli bir şekilde kontrol altına alınmazsa sağlık üzerinde önemli sorunlar oluşturabiliyor. Diyabeti olan herkesin düzenli bir beslenme programı uygulaması gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Erdem Türemen “Diyabetli bireylerin beslenmeleri tamamen sağlıklı beslenme ilkelerine dayanır. Bazı insanlar için ağırlık kaybı ve aktif yaşam tarzı, kan şeker düzeylerinin kontrol altında tutulması ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri için yeterli olur” dedi. Dr. Türemen, “Diyabetli bireylerin beslenme programları oluşturulurken vücut ağırlıkları, boyları, kan şeker ve kolesterol düzeyleri ile tıbbi ihtiyaçları göz önünde bulundurularak günlük enerji, karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral gereksinimleri hesaplanır” diye konuştu.
Kan şekerinin sabit ve düzenli tutulması için enerji alımının da düzenlenmesi gerektiğini anlatan Dr. Türemen, farklı saatlerde öğün tüketmenin ya da öğün atlamanın kan şeker düzeyinin kontrol altına alınmasını zorlaştıracağını belirtti.
KİLO VERMEK ŞEKER KONTROLÜNÜ ARTIRIR
Araştırmalara göre diyabetlilerin kilo vermesi ile glisemik kontrolü iyileştirebildiklerini belirten Dr. Türemen, “Bu düzelme besin alımı aralıklarının düzenlenmesi ile olabilmektedir. Besinlerin 2-3 öğünde tüketilmesi yerine gün içerisine dağıtılması daha yararlıdır” dedi. Diyabetli bireylerin beslenme programları oluşturulurken düşük glisemik indeksli besinler önerildiğini hatırlatan Dr. Türemen, “Besinlerde bulunan karbonhidratların kan şekerini yükseltme özelliğine ‘glisemik indeks’ adı verilir. Glisemik indeksi yüksek olan karbonhidratlar kana tamamen ve hemen karıştıklarından dolayı kan şekerinde ani yükselmelere yol açarlar ve bu yüzden tercih edilmezler” şeklinde konuştu.
DİYABETLİ KİŞİLER NASIL BESLENMELİ?
Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Çağatay Demir diyabet veya diyabete yatkın bireylerin konusunda uzman bir diyetisyen tarafından kişiye özel tıbbi beslenme tedavisi altına alınmalarının önemini hatırlatarak beslenme önerilerini paylaştı;
- Meyve, sebze, tam tahıllar ve bakliyatlardan günlük karbonhidrat gereksinimi karşılanmalı.
- Sükroz içeren besinler tüketilmemeli, kompleks karbonhidratlar tercih edilmeli.
- Tatlandırıcılar FDA’in belirlediği günlük güvenilir dozlarda tüketilmeli.
- Karbonhidrat içeren besinlerin kan şekerine olan etkileri başlıca; yenilen besinin türü, yapısındaki nişasta türü, hazırlama şekli (pişirme şekli ve süresi, uygulanan sıcaklık vs.), olgunluk ve işlem görme derecesine göre farklılık gösterir.
- Birçok araştırma glisemik indeksi düşük olan besinlerin, diyabetiklerde kan şekerine olumlu etki ettiğini bildirmiştir.
- Glisemik indeksi düşük olan besinler başlıca yulaf, arpa, bulgur, bakliyatlar, makarna, çavdar ekmeği, elma, portakal, süt, yoğurt ve dondurmadır.
- Araştırmalarla günde 50 gram posa tüketen tip-1 diyabetli bireylerde kan şekerinin daha iyi kontrol edildiği, tip-2 diyabetli bireylerde kan şekeri kontrolüne ek olarak hiperinsülinemi ve kan yağlarının dengelenmesine de yardım ettiği saptanmıştır.
- Posa, früktoz, laktoz ve yağ, kan şekerini daha az yükseltirler.
- Posa alımı 1000 kkal de 14g olmalı.
- Früktoz içeren tatlandırıcıların kullanımı kan yağlarını yükselttiği için önerilmez. Meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunan früktozun zararı yoktur.
- Diyabetik birey alkol tüketmeyi istiyorsa, alkol tüketimi kısıtlanmalıdır. Özellikle insülin kullanan diyabetiklerde hipoglisemiyi önlemek için alkol tok karnına tüketilmelidir.