Yorgunluğun hafife alınmaması gerektiğinden bahseden Çamlıca Erdem Hastahanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Uzm. Dr. Evren Kul Panza, “Yorgunluk, kişinin hayat kalitesini bozan, önemli ve mutlaka müdahale edilmesi gereken bir sağlık problemidir.
Yorgunluk şikayetiyle gelen bir hastada, olayın yeni mi, yoksa kronik mi yani birkaç aydır devam edip etmediği sorgulandıktan sonra, bir takım kan tahlilleriyle, anemi, demir eksikliği, diabet, guatr, tiroid ve diğer hormon bozuklukları araştırılmalıdır. Tahliller normal olup, yorgunluğa uyku bozukluğu; yaygın, gezici tarzda kas ağrıları da eşlik ediyorsa akla ‘fibromiyalji sendromu’, diğer adıyla ‘yumuşak doku romatizması’ gelmelidir. Bu hastalar sabahları dinlenmemiş, yorgun kalkarlar. Sürekli bir halsizlik, yorgunluk içindedirler; tipik olarak’sabahları dayak yemiş gibi kalkıyorum’ derler. Uykuya dalmakta ve devam ettirmekte zorluk çekerler, diğer bir deyimle ‘kalitesiz’ bir uyku uyurlar. Gezici tarzda kas eklem ağrılarından, bazen uyuşma-karıncalanmalardan yakınırlar. Örneğin hastanın birkaç gün kolunda ağrısı varken, ertesi gün bu ayağına, sonra sırtına, dizine ya da başka bölgesine geçebilir. Boyun, sırt ya da bel ağrıları çoğunlukla vardır.”dedi. Hastalığın teşhisinin zor olduğunu ve yorgunluğun psikolojik nedenlerle ortaya çıktığı yanılgısı içerisine düşülmemesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Kul Panza, “Yumuşak doku romatizmasının tanınıp, hastalığın belirlenmesi çok önemlidir, çünkü bu hastaların yapılan tetkiklerinde bir anormallik çıkmadığından, bu şikayetler sanki psikolojikmiş, ya da hastanın kişilik özelliğiymiş gibi düşünülüp, kişi gerçek bir ‘hasta’ olarak değerlendirilmeyebilir. Bu kişiler sanki sürekli sebepsiz yere şikayet eden ve ağrısı, yorgunluğu olan tipler olarak düşünülebilir. Bu nedenle hastalığın tanınıp, doktor tarafından bunun hastaya ve yakınlarına tam olarak açıklanması çok önemlidir. Hastalığın ortaya çıkmasında, beyinden normalde salgılanması gereken Serotonin, Noradrenalin tipi bir takım maddelerin salgılanmasında bozukluk ve uykunun derin uyku fazındaki bozukluklar suçlanmıştır. Bu tip hastalar fizik tedavi rehabilitasyon uzmanlarınca görülüp, ilaç tedavisi, egzersiz ve fizyoterapiyi içeren kapsamlı bir tedavi sürecine ve takibe alınmalıdırlar. Yoksa olayın tamamen psikolojik olduğu yanlışına kapılarak psikiyatri polikliniklerinde bu kişiler depresyon, anksiyete bozukluğu, ya da hipokondriak(hastalık hastası) gibi yanlış tanılarla değerlendirilebilirler. Bu hastalar, yüzme, yürüyüş, bisiklet ve pilates tarzı germe egzersizlerinden son derece fayda görürler ve beraberinde ilaç tedavisi ve gerekirse fizyoterapinin de eklenmesiyle şikayetlerinden ve kronik yorgunluktan kalıcı olarak kurtulabilirler.” dedi.