1. Az ancak sık besleniyorlar: Metabolizmalarının iyi çalışması ve şeker dengesinin kurulması için aç kalmamaya ve az beslenmeye özen gösteriyorlar. Bunun için günde 3 ana öğün 3 ara öğün besleniyor, böylece hem aç kalmadan, hem de metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlayarak, kilo kontrolünü sağlayabiliyorlar.
2. Düşük kalori ve düşük yağ içeren beslenme programını takip ediyorlar: Yağlı besinlerden uzak durmaya ve çok kalorili besinlerle karınlarını doyurmamaya dikkat ediyorlar. Çünkü biliyorlar ki bu tür besinler içerdikleri yüksek kalorinin yanı sıra yağ ve karbonhidrat miktarının fazlalığından dolayı çabuk acıkmalarına ve açlık krizleri geçirmelerine neden oluyor.
3. Düşük glisemik indeksli besinler tercih ediyorlar: Patates, pirinç pilavı, beyaz ekmek, çay şekeri ve bal gibi kan şekerini hızlı yükselten ve ani iştah artışına neden olan yüksek glisemik indeksli besinlerden kaçınıyorlar. Bunun yerine kan şekerini hızlı yükseltmeyen ve tok tutan tam buğday, tam çavdar ekmeği, bulgur pilavı ve meyve gibi düşük glisemik indeksli besinleri tercih ediyorlar.
4. Besinlerin pişirme şekline dikkat ediyorlar: Kızartmaları ayda 1 veya 2 kez ile sınırlandırıyor, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih ediyorlar. Patates kızartmasını çok sevseler de, baharatlandırarak fırında elma patates şeklinde hazırlıyorlar.
5. Yemekten önce çorba veya salata tüketiyorlar: Yemekten önce yenen çorba veya salata açlık hissini azaltarak, ana yemeğin daha az yenmesini sağlıyor. Onlar da bu kurala mümkün olduğunca uymaya çalışıyorlar. Tabii ki yenilen çorbanın içeriği de önem taşıdığını biliyor, düşük kalorili olanlarını yiyorlar.
6. Atıştırmak için düşük kalorili besinler yiyorlar: Hem açlık şikayetlerinin sonlanması hem de doygunluk sağlanabilmesi yemek aralarında acıktıklarında kalori değeri çok düşük olan sebzeler salata tüketiyorlar.
7. Dışarıda yemek yerken dikkatli oluyorlar: Davetlerde veya iş yemeklerinde; ızgara balık, tavuk, köfte veya yağsız et gibi seçenekleri, salata gibi düşük kalorili besinlerle birleştirerek hafif menüleri tercih ediyorlar.
8. Bol bol su içiyorlar: Vücudu bir kap gibi düşünürsek, bunun yüzde 60-70’ini su oluşturuyor. Su içmeye önem verilmediği takdirde ise vücuttaki yağ miktarı artabiliyor. Onlar da bunu önlemek için günde 10-12 bardak su içmeyi asla ihmal etmiyorlar.
9. Dengeli besleniyorlar: Her besin grubunu eşit olarak tüketiyorlar. Günlük öğünlerinin; et, balık, tavuk veya kurubaklagil gibi protein grubundan, süt ve süt ürünlerinden, tahıl grubundan ve sebze-meyveden oluşması gerektiğini çok iyi biliyorlar.
10. İçeceklerin kalorilerini göz ardı etmiyorlar: İçeceklerin kalori yönünden besinler kadar tehlikeli olduğunu biliyorlar. Bu nedenle içeceklerin üzerinde yazan kalorileri dikkate alıyor ve alkolden mümkün olduğunca uzak duruyorlar. Asitli ve enerjisi olmayan içecekleri de besinlerin sindirilme hızına etkisi olacağı için çok sık tercih etmiyorlar. Çünkü bunlar besinlerin emilimini hızlandırdığı için çabuk acıkmaya yol açıyor.