Yenidoğan Bebeklerde İşitme Testi Çok Önemlidir!

Dünya Sağlık Örgütü(WHO) verilerine göre Dünya'da 600 milyon işitme engelli birey var. Türkiye'de her sene doğan 1.300.000 bebeğin 2.000'i işitme kaybı ile doğuyor. 2.000'li yılların başına kadar bebeklerin işitmesini erken dönemde tesbit etmek için gerekli cihaz ve testler yoktu. İleri derecede işitme kaybı olan çocuklar 2 yaş civarında konuşmadığı için doktora götürüldüğünde işitme kaybı ortaya çıkıyordu.

Bebekler doğmadan önce dahi dış dünyadan gelen sesleri duyabilirler. Doğduklarında ise seslere, özellikle insan sesine karşı çok hassastırlar.

Üç aylıkken seslere gülücükle tepki vermeye, 6 aylıkken “agu” lara başlarlar. İşitmeyen bebekler bu gelişme safhalarından geçerken kısıtlı ipucu alacak ve çevreleri ile  iletişim kurmakta zorlanacaktır. İşitme kaybının erken dönemde tesbit edilmesi ve rehabilitasyona başlanması bebeklerin dil yeteneği ve lisan becerilerini kazanabilmesi yani konuşabilmesi için gereklidir.

İleriki hayatlarında eğitim, çevreye uyum, zeka, öğrenme becerileri, sosyal ve duygusal gelişim için işitme duyularının doğuştan itibaren normal seviyede olması gerekmektedir.

Hayatın ilk aylarında işitmeyen bebeğin davranışları işiten bebekle aynıdır; Uyur, acıkınca gazı olunca ağlar. Bu erken dönemde bebeğin  işitmesinin normal olup olmadığı ancak özel cihazlar kullanılarak yapılan özel testlerle mümkün olmaktadır. 

Yenidoğan işitme tarama testleri hangi bebeğin ilave işitme testlerine gereksinimi olduğunu ortaya çıkartmak için yapılan bir ön eleme testidir. Günümüzde bu testler mümkün olduğunca  doğumdan 12 saat sonra bebek henuz hastanede yada doğumevindeyken yapılmaktadır.

İlk etapta Otoakustik emisyon (OAE)  ve ABR yada BERA (işitsel beyin sapı tepkisi) adı verilen iki farklı teknik kullanılmaktadır.  Çok kısa sürede uygulanabilen ve objektif verilere dayanan bu testlerin güvenilirliği oldukça yüksektir. 

Bebeğin işitmesi kulağına verilen sabit bir ses seviyesinde ölçülür ve “geçti”, “geçmedi” şeklinde değerlendirilir. Tarama testlerinden geçemeyen bazı bebeklerin işitmesi normal olabilir ancak   ileri derecede ve kalıcı  işitme kaybı olma ihtimali de mevcuttur. Bu olasılığa karşı tarama testinden geçemeyen her bebeğin tekrar kontrol edilmesi ve ileri testlerin yapılması gereklidir. İleri testler ile her iki kulağında işitme seviyesi derecelendirilir, kaynağı tesbit edilir ve buna göre tedavi yada rehabilitasyonu planlanır. Bebek üç aylık olduğunda bu testlerin tamamlanmış olması en ideal durumdur. 

İşitme kaybı erken tesbit edildiği taktirde bebeğin gelişimi açısından yapılacak pek çok şey vardır. Bu konuda bebeğin ailesi uzmanlar ve eğitimciler elele vererek çalışmalıdır. Aileye yeni katılan  bir bebek tüm aile için yepyeni bir dünya bir deneyimdir.

Ebeveyn ve  ailenin diğer halkaları  için heyecanla beklenen bir bebeğinin işitme kaybı olduğunun öğrenilmesi  çok farklı  duygulara sebep olacaktır. Bu beklenmedik durumun sebebi, sonraki gelişimi, takip edilecek yol, hedef ve amaçlar gibi pek çok konuda doktorunuz, odyoloji uzmanı ve eğitimcilerden yardım alınması gerekecektir. 

Gelecek günlerde anne ve baba bebeğin en iyi eğitmeni olacaktır. Bu nedenle onların konuyu etraflıca öğrenmeleri rehabilitasyon programının çok önemli bir unsurudur. Çocukların, Yenidoğan işitme tarama testinden geçse dahi daha sonra işitme kaybı geliştirme ihtimali gözden kaçmamalıdır.

Konuşmadaki gecikme yani  1 yaş civarında ilk kelimenin söylenmemesi durumunda yenidoğan işitme taramasından geçmiş olsa dahi ileri işitme testlerinin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle ebeveynlerin çocuğun dil ve konuşma gelişimini iyi gözlemleyip şüphelendikleri durumda uzmana başvurmasında yarar vardır.

 
Ayşen Erdil
Amerikan Hastanesi
Odyoloji Uzmanı

İlgili Sağlık Konuları