Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye yaşlı nüfusu en hızlı artan ülkeler içinde ilk üçte yer alıyor. Günümüzde geleneksel Türk aile yapısı giderek değişiyor ve yaşları ilerlemiş anne ve babaların artık çocuklarıyla birlikte yaşamaları güçleşiyor. Bu durumda yaşlıların kendilerine yetecek şekilde yalnız yaşayabilmeleri için sağlıklı yaşlanma konusu ise önem kazanıyor.
Geriatri bölümünün koruyucu hekimlik uygulamaları ve toplum yaşlanması ile ilgilenen iç hastalıklarına bağlı bir bilim dalı olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli, yaşlı bireylerdeki hastalıkların tanı, tedavi ve takiplerinin özel bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çiziyor. Prof. Dr. Öktenli, şu bilgileri veriyor: "Yaşlı hastanın değerlendirilmesi klasik öykü ve fizik muayeneden daha farklıdır. Yaşlanmanın doğal sonucu gibi düşünülen durumların altında, aslında sessiz ama ciddi tehdit oluşturan hastalıklar yatabilir.
Yaşlanmaya bağlı sistemlerde ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler, yaşla sıklığı artan eşlik eden hastalıklar ve çoklu ilaç kullanımı nedeniyle olumsuz ilaç etkileşimlerine açık olmalarından dolayı yaşlı grup yüksek risk altındadır. Ayrıca, hastalıkların atipik bulgularla seyretmesi ve tedavi yan etkilerine daha duyarlı olmaları bu riski daha da artırmaktadır."
Yaşlı hekimi, erken teşhis sağlıyor
Yaşlı hekimi, çok yönlü değerlendirmeyle yaşlı bireyi geniş bir açıdan ele alıyor. Bu kapsamlı değerlendirme, birçok hastalığın daha belirti vermeden önce erken teşhis ve tedavisine olanak sağlıyor. Yaşlı hekimi; hemşire, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist ve iş uğraşı terapisti ile çalışıyor.
Gerekli gördüğü durumlarda ilgili branşlar ile örneğin psikiyatri, nöroloji, fizik tedavi, KBB, göz, üroloji vb ile konsultasyon yapıyor. Sonuçta tüm bulgular ve verilerin ışığında yaşlı hekimi; hastanın kendisi, yakınları, bakıcı kişi ve kurumların da katkısıyla akılcı çözümler üretmeye çalışıyor.