ANKARA'da, akupunkturist Uzm. Dr. Buğra Buyrukçu, temizlik malzemelerinden diş dolgusuna kadar birçok ürününün neden olduğu toksik obezitesi olanların Covid-19 döneminde risk altında olduklarını belirtti. Buyrukçu, "Besinler ve kullanılan ürünlerin neden olduğu toksik obezitesi olan kişilerin koronavirüse yakalanma riski daha fazla. Akciğer tutulumu daha fazla oluyor. Toksik obezite olan hastaların yoğun bakıma yatma oranlarını çok daha fazla görüyoruz" dedi.
Uzm. Dr. Buğra Buyrukçu, içme suyundan kutu içeceklere, koltuk altı deodorantından diş macununa, temizlik malzemelerinden diş dolgusuna kadar birçok üründe bulunan alüminyum ve çinko gibi ağır metallerin neden olduğu toksik obeziteye karşı uyardı. Buyrukçu, bağırsak duvarının geçirgenliğinin bozulması sonucu meydana gelen toksik obezitenin, kadınlarda basen ve göbek, erkeklerde ise sadece göbekte yağ oluşumuna yol açtığını belirterek, vücudun sağlıksız besinleri, toksinleri, ağır metalleri hemen yağ dokusu ile çevrelediğini kaydetti. Toksik obezitede diyete rağmen kiloların verilemediğini kaydeden Buyrukçu, "Bacak ve kol ince kalıyor. Bu hastalar genelde, 'Biz diyet yapıyoruz ama göbek gitmiyor ve diyetten vazgeçiyoruz' diyorlar. Kişinin vücuduna bakarak çok kolay tanıyabiliyoruz. Bunun tedavisinde ise öncelikle buradaki nedeni ortadan kaldırmak gerekiyor. Bağırsak duvarının geçirgenliğini tedavi ediyoruz. Bunun tedavisini verdikten sonra diyet yaptığımız o toksit bölgenin verdiği vücut bölgesine yönelik uygulamaları kullandığımızda bölgesel uygulamalar yaptığımızda çok hızlı şekilde kilo veriyor" dedi.
'KULLANDIĞIMIZ ÜRÜNLER VÜCUTTA TOKSİN OBEZİYETE NEDEN OLUYOR'
Uzm. Dr. Buyrukçu, toksik obeziteye neden olan etkenlerin ağır metaller ve toksinler olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Vücudumuzda yaşayan canlılar var. Bağırsaklarda yaşayan canlılar var. Genelde bu canlıların bozulmasına yol açacak bağırsak duvarı geçirgenliğini artıracak şekilde besleniyorlar. Şekersiz ürünlerin içinde de alınan toksinler obeziteye neden oluyor. Özellikle bizim sağlık olarak kullanmaya çalıştığımız içme suyundan koltuk altı deodoranta, diş macununda diş dolgusundan, pillere kadar bu faktörlere karşı ciddi şekilde toksin içeri girebiliyor. Sadece kıyafetlerimizde bile aldığımız toksin sayısının 26 tane olduğu düşünülüyor. Bu toksinlerin yok edilmesi gerekiyor. Bunlar yok edilirken bağırsaklar, karaciğer ve bağışıklık sistemi bir arada çalışarak bunları yağla kaplıyor ve göbek basen bölgesine atarak depoluyor. Yani vücut kendini koruma altına almış oluyor. Bu yağların içinde toksinler olduğunu bildikleri halde parçalanmıyor. ve kişinin obezite durumu karşıya çıkıyor. Ağzımıza yaptırdığımız diş dolgusu ciddi şekilde çinko sızmasına neden oluyor. Evimize döşediğiniz borular, metal ve çinko kaplıysa rahatlıkla içeriye giriyor. Kutu içeceklerde çok fazla var. Kepeği önlemek için kepekli şampuan kullanıyoruz. İçinde çinko oluyor. Çinkoyu direkt saçlı derimiz emiyor ve bir anda kepekten kurtulmaya çalışırken olumsuz etkiler çıkıyor."
'TOKSİK OBEZİTESİ OLANLARDA COVİD-19 DAHA RİSKLİ'
Uzm. Dr. Buğra Buyrukçu, toksik obezitenin tedavisinde tek başına diyetin faydası olmadığını belirterek, "Öncelikle sağlıklı bir bağırsak duvarı oluşturmak gerekiyor. Yani bu obeziteye yol açacak toksin ve ağır metallerin vücuda girişini engellemek gerekiyor. İkincisi, beraberinde yapacağınız diyetle birlikte bir detoks yapmak gerekiyor. Ağır metal toksinlere yönelik bir detoks yapıp yerleşmiş toksinleri atmak gerekiyor. Attıktan sonra o bölgeye özel olarak uygulanan uygulamaları beraberinde yapmak gerekiyor. İş bitmiyor. Bundan sonra karşılaştığımız toksinlere karşı vücudu koruma altına almak gerekiyor. Besinler ve kullanılan ürünlerin neden olduğu toksik obezitesi olan kişilerin koronavirüse yakalanma riski daha fazla. Akciğer tutulumu daha fazla oluyor. Toksik obezite olan hastaların yoğun bakıma yatma oranlarını çok daha fazla görüyoruz" dedi.