Tıbbi Gerekçe Yoksa, Normal Doğumu Tercih Edin!

Doktorlara açılan tazminat davaları sezeryan oranını arttırıyor.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, normal doğum sonrası doktorlar aleyhine açılan tazminat davalarının sezaryen oranını artırdığını bildirdi.

Prof. Dr. Buyru, yaptığı yazılı açıklamada, sezaryenin hem anne hem de bebek açısından tıbbi gerekçeleri olduğunda yapılması gerektiğini ifade ederek, "Tıbbı bir gerekçe yoksa her zaman normal doğumu tercih etmek gerekir. Biz bunun altını çizerek söylüyoruz. Sezaryen, iri Bebek söz konusu olduğunda ya da bebeğin normal kiloda olup, annenin kemik yapısının uygun olmadığı durumlarda doğumu gerçekleştirmek amacı ile yapılabiliyor. Ayrıca, bebeğin kalp atışlarının bozulması, annenin suyunun azalması ve yine annenin şeker, tansiyon ve kalp hastası olması da sezaryen gerektiren durumlar. Bebeğin normal başla değil de poposu ile geldiği, yan durduğu durumlarda hem bebeği hem anneyi kurtarmak için yapılan bir operasyon" ifadelerini kullandı.

Normal doğumda, hastanın doğumdan sonra hemen ayağa kalkıp bebeği ile çok yakından ilgilenebildiğini işaret eden Buyru, ilk doğumun normal olmasıyla sonraki doğumların çok daha kolay olabildiğini vurguladı.

Buyru, normal doğumun ne zaman gerçekleşeceğinin belli dolmadığını, bunun da anne adaylarını endişeye sevk edebileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Normal doğum sonrasında birtakım problemler de ortaya çıkabiliyor. Örneğin idrar kaçırma, ileriki yıllarda çok doğum sonrasında rahimde ve mesanede sarkma, cinsel isteksizlikler veya cinsel fonksiyon bozuklukları normal doğum sonrası daha sık görülen problemler. Bir operasyon olan sezaryenin de pek çok riskleri olabilir. Sezaryen sonrasında birtakım problemler oluşabiliyor. İlk doğumunu normal yapan bir kadının ikinci üçüncü doğumu genellikle rahat olur. Aynı şeyi sezaryen için söyleyemeyiz. Geçirilmiş bir operasyondan sonra karın içinde bir takım yapışıklıklar olabilir. Sonraki operasyonlar esnasında bağırsaklar, mesane zedelenebiliyor. Ameliyat esnasında ya da bebeğin eşi yani plasenta dediğimiz oluşum rahim içine çok derin bir şekilde yapışıp rahmin alınmasını gerektirebilecek bir işleme dönüşebilir. Kanama ve enfeksiyon daha sık görülebilir. Bunlar sezaryenin dezavantajları."

Hekimlere açılan tazminat davaları, sezaryeni artırıyor
.

Prof. Dr. Buyru, fazla sezaryen yapılmasının bir nedeninin de kadın doğum doktorları aleyhine açılan tazminat davaları olduğunu belirterek, şunları bildirdi:

"Tazminat davalarında, inanılmaz rakamlar talep ediliyor. Diyelim bebekte herhangi bir problem var. Doğumla ilgisi olmayan bir problem olsa dahi kolaylıkla kadın doğum hekimleri suçlanabiliyor. İri bir bebeği doğurtmaya kalkarsanız omzunda zedelenme olabilir. Kolunda zedelenme olabilir. ya da Bebek bu esnada sıkıntıya girip doğumdan sonra solunumu bozulabilir. Beyinle ilgili bir takım kanamalar, havaleler ortaya çıkabilir. Bunların bir kısmı doğum esnasında belki kadın doğum hekimine bağlı ortaya çıkabilir ama çoğunluğu başka nedenlerle oluşan problemler. Burada da hemen kadın doğum hekimi suçlanabiliyor. Gerçekten çok korkunç rakamlar telaffuz edilebiliyor. Milyon TL'lik davalar söz konusu. Bugün hekimleri koruyucu bir takım sigortalar var ama o sigortaların limitini kat kat aşacak şekilde, altından kalkılması mümkün olmayan rakamlar istenebiliyor. Bu durum da kolaylıkla kadın doğum hekimlerini sezaryene sevk ediyor."

İlgili Sağlık Konuları